Muhammed Ma’sûm hazretleri, şeyh Ebülmekârime yazdığı, üçüncü cild, 153.cü mektûbda buyuruyor ki, islâm âlimi aramak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarını bulup okumak lâzımdır. Geçen her gün, çok kıymetlidir. Dünyâya bir dahâ gelmek yokdur. En büyük ni’met, sohbetdir. Ya’nî, Ehl-i sünnet âliminin yanında bulunup, onun sözlerinden [ve nefeslerinden] istifâde etmekdir. Üveys-i Karnî, Resûlullahı çok sevdiği ve gece gündüz ibâdet et-diği hâlde, Onun yanına kavuşmakla şereflenen Eshâb-ı kirâmın hiçbirinin derecesine eremedi.
Akıllı, uyanık bir kimse, geçmiş mürşidlerden herhangi birini çok severse, [kalbini Onun kalbine çevirirse], Onun mubârek kalbindeki feyzlerden, bereketlerden, bunun kalbine de elbette akar. Çok ma’rifetlere kavuşur. Fekat, vilâyet derecelerine kavuşmak için, soh-bet lâzımdır. Bu kısa hayâtda, mürşid-i kâmilden feyz alarak ve çok zikr ederek, ebedî se’âdete kavuşanlara müjdeler olsun!
Bu mektûb, Muhammed Hanîf Kâbilînin çocuklarına yazılmışdır: Ey mes’ûd kardeşim hâce Ubeydullah, birâderinize, hemşirenize, zevcenize, vâlidenize ve bütün din kardeşlerinize hizmet ediniz! Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafânın “sallallahü aleyhi ve sellem” sünnetine [ya’nî ahkâm-ı islâmiyyeye] sarılınız! [Bu dîni, din adamı şeklinde ortaya çıkan kimselerin, kendi düşüncelerine göre yazdıkları, uydurma kitâblarından değil, Allah adamlarının, Ehl-i sünnet âlimlerinden nakl etdikleri kitâblarından öğreniniz! Bu kitâbları, bozuk kitâblardan ayırmak, böylece bozuk kitâbların şerlerinden, zararlarından kurtulmak, büyük bir ni’metdir. Bu ni’mete kavuşanlara müjdeler olsun!].
Belâlar, dertler, Allahü teâlânın irâdesi ve ezeldeki takdîri ile gelmekdedir. Onun takdîrine râzı olmak ve teslîm olmak lâzımdır. Ölmüşlerin rûhlarına Fâtiha, düâ ve sadaka sevâbları hediyye edilmelidir. Evliyânın mezârlarına gidip, onlardan yardım is-
temeli, yalvarmalıdır. Onların hayâtda olan çocuklarına, torunlarına hizmet etmek, kendilerinden feyz almağa sebeb olur. Çocuklarımızı islâm terbiyesi ile yetişdirmeliyiz! Kızlarımızı küçük yaşda iken örtünmeğe alışdırmalı, din bilgilerini, nemâz kılmalarını öğretmeliyiz! Beş vakt nemâzı vakti geldiğini anlayınca, Ehl-i sünnet olan imâm arkasında kılmalıyız! Kur’ân-ı kerîmi doğru, hatâsız vetegannî yapmadan okumağı öğrenmeli ve her gün okumalıyız! Üstâdınızın ikinci cild, 70.ci mektûbunu okuyunuz!
Sevdiklerimin ayrılığından rûhum kan ağlıyor,
Onların firâkından kemiklerimin ilikleri yanıyor.
Ötme bülbül ötme, sonbehâr geldi,
Bülbülün figanı bağrımı deldi.
Gül alıp satmanın zemânı geçdi,
Aldı Nemçe bizim nazlı Budini.
Çeşmelerde abdest alınmaz oldu,
Câmilerde nemâz kılınmaz oldu.
Ma’mûr olan yerler hep harâp oldu,
Aldı Nemçe bizim nazlı Budini.
Budinin içinde uzun çarşısı,
Orta yerde Sultân Ahmed câmisi,
Kâ’be sûretine benzer yapısı,
Aldı Nemçe bizim nazlı Budini.
Cephâne tutuşdu, aklımız şaşdı,
Selâtin câmiler yandı, tutuşdu.
Hep sabî sübyanlar ateşe düşdü,
Aldı Nemçe bizim nazlı Budini.
Kıble tarafından üç top atıldı,
Perşembe günüydü, güneş tutuldu.
Cum’a günüydü, Budin alındı,
Aldı Nemçe bizim nazlı Budin’i.
1939 da Budini Almanlar aldı,
Macar kâtillerinin kızları kocasız kaldı.
Budin şehîdlerinin rûhları bu hâli görünce,
İlâhî adâlete îmânları artdı.
Budini Kânûnî 933 [m. 1526] de feth eylemiş, 1098 [m. 1686] de Avusturya istilâ etmişdir.