117

YÜZONYEDİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, molla Yâr Muhammed Kadîm-i Bedahşîye yazılmışdır. Başlangıcda, kalb hisse bağlıdır. Sona varınca, bu bağlılığın kalmadığı bildirilmekdedir:

Mevlânâ Yâr Muhammed bizi unutmamış. Kalb, çok zemân his organlarına bağlıdır. Duygu organlarından uzak olanlar, kalbden de uzak olur. Hadîs-i şerîfde, (Göz görmeyince, gönülden de uzak olur) buyuruldu. Bu Hadîs-i şerîf, kalbin duygu organlarına bağlı bulunduğu mertebeyi göstermekdedir. Tesavvuf yolunun nihâyetine varılınca, kalbin his organlarına bağlılığı kalmaz. Hisden uzak olmak, kalbin yakın olmasını bozmaz. Bunun içindir ki, tesavvuf büyükleri, başlangıçda ve yolda olanların, olgun şeyhin yanından ayrılmalarına izn vermemişlerdir. (Birşeyin hepsi yapılamazsa, hepsini de elden kaçırmamalıdır!). Bu söze uyarak bulunduğunuz yolu değişdirmeyiniz! Uygunsuz kimselerle arkadaşlık etmekden, elden geldiği kadar sakınınız! Meyân şeyh Müzzemmilin yanınıza gelmesini, se’âdete kavuşmanızın başlangıcı biliniz! Onun sohbetinde, yanında bulunmağı büyük ni’met biliniz! Vaktlerinizin çoğunu onun yanında geçiriniz! Çünki kendisi, ele az geçen ni’metlerdendir. Vesselâm!

[Kabrdeki Velîden feyz almanın çok güç olduğu, bu mektûbdan da anlaşılmakdadır].

118

YÜZONSEKİZİNCİ MEKTÛB

 Bu mektûb, molla Kâsım Alî Bedahşîye yazılmışdır. Allah adamlarına dil uzatmanın felâket olduğunu bildirmekdedir:

Bizi sevenlerden mevlânâ Kâsım Alînin yolladığı mektûb geldi. İçindekiler anlaşıldı. Câsiye sûresi onbeşinci âyetinde meâlen, (İyi iş yapan, ken-

-166-

dine iyilik etmiş olur. Kötülük yapan da, kendine etmiş olur) buyuruldu. Hâce Abdüllah-i Ensârî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Yâ Rabbî! Her kimi kovmak istersen, bizim üzerimize saldırtırsın!) buyurdu. Fârisî beyt tercemesi:

Korkarım ki, derdlilere gülenler,

Tard olurlar, îmânı gayb ederler.

Hak teâlâ, bütün müslimânları, bu fakîrlere inanmamakdan ve onlara lâf atmakdan korusun! İnsanların efendisi hurmetine “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm” bu düâmızı kabûl buyursun! Âmîn.