Eshâb-ı kirâmın temiz hayâtlarını kendimize örnek edinmeliyiz.
Onlar gibi olarak, Allahü teâlânın rızâsını kazanmağa çalışmalıyız. Onlar gibi
olan müslimân, Allahü teâlânın emrlerine ve devletinin kanûnlarına itâ’at eder.
Emre uymamak günâh olur. Kanûna uymamak suç olur. Olgun müslimân, günâh yapmaz
ve suç işlemez. Müslimân, iyi insan demekdir. Müslimânların kardeş olduklarını
bilir. Vatanını, milletini ve bayrağını sever. Herkese iyilik eder. Gayrı müslimlere,
turistlere, kâfirlere de hiç kötülük yapmaz. Onların mallarına, canlarına, ırzlarına, nâmûslarına aslâ saldırmaz. Kötülük yapanlara nasîhat verir. Kimseye hiyle, hıyânet yapmaz. Münâkaşa etmez. Herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olur. Devâmlı çalışır. Din bilgilerini ve
fen bilgilerini iyi öğrenir. Çocuklarına, tanıdıklarına da öğretir. Gıybet, dedikodu yapmaz. Hep fâideli şeyler
söyler. Halâl kazanır. Kimsenin hakkına dokunmaz. Böyle olan müslimânı Allah da sever, kullar
da sever. Râhat ve huzûr içinde yaşar.
Geçdi gençlik, tatlı bir rü’yâ gibi, ey çeşmim
zâr![1]
Beni mecnûn etdi girye, meskenim olsun mezâr!
---------------------------------
[1]
zâr=(fârisî) ağla.
Baskı: İhlâs Gazetecilik
A.Ş.
29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-İSTANBUL
Tel: 0.212.454 30 00