[Bu mektûbda zikrin nasıl
yapılacağı yazılıdır. Bu mektûb (Kıyâmet ve Âhıret)in,
165.ci sahîfede de yazılıdır.]
TENBÎH: İlk mekteb yaşındaki çocuklar, bağçede, umûmî yerlerde oynarlar.
Hoşlarına giden ve arkadaşlarından gördükleri şeylerle vakt geçirirler.
Anaları, babaları zararlı şeylerle oynamalarına mâni’ olur. Söz dinlemezlerse,
döverek zararlı oyunlara mâni’ olurlar. Ananın, babanın terbiyesi ile yetişen
çocuklar, büyüyünce kendilerine ve cem’ıyyete fâideli olurlar. Bunun gibi,
insanlar, nefslerinin ve kötü kimselerin isteklerine uyarak zararlı işler
yapıyor. Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için, fâideli ve zararlı şeyleri
bildirmiş, fâideli olanları yapmağı, zararlı olanlardan sakınmağı emr etmişdir.
Bu emr ve yasaklara (Din) denir.
Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği dîne (islâmiyyet)
denir. İslâmiyyete uyanlar, hep fâideli işler yaparlar. Kimseye
zararları dokunmaz. Bunları Allahü teâlâ da, kullar da sever. Dünyâda ve
âhıretde se’âdetlere kavuşurlar. Görülüyor ki, islâmiyyet, insanları se’âdete
kavuşduran sebebdir. Bu sebebe yapışmak, insanlara külfet ve eziyyet değil,
se’âdete kavuşmaları için vesîledir. Allahü teâlâ, herşeyi bir sebeb ile
yaratmakdadır. Analar, babalar, bu âdet-i ilâhiyyeye uyarak, evlâdlarının, iyi
adam olmaları için, terbiye etmek sebebine sarıldıkları gibi, Allahü teâlâ da,
kullarının dünyâda râhat yaşamaları, âhıretde de sonsuz se’âdete kavuşmaları
için, islâmiyyet ni’metini sebeb olarak yaratmışdır. Herkes, bu sebebe yapışsa,
kimse, derd, keder çekmez. Üzüntü, sıkıntı kelimeleri unutulur, her yer güllük,
gülistânlık olur.
Kitâbı yazmağa (Besmele) okumakla başlamışdık. Son söz olarak
da, Rabbimize hamd edelim: VELHAMDÜ LİLLÂHİ RABBİL
ÂLEMÎN.
Âdem
oğlu aç gözünü, yeryüzüne kıl, bir nazar,
gör bu latîf çiçekleri, hangi kuvvet yapar, bozar.
Herbir
çiçek bir nâz ile, öğer Hakkı, niyâz eder,
kurdlar, kuşlar, durmaz söyler, ol Hâlıka âvâz eder.
Öğer
onun kâdirliğin, herbir işe hâzırlığın,
ille onun kâhirliğin, anlayınca, rengi döner.
Rengi
döner günden güne, toprağa dökülür yine,
bu ibretdir anlayana, hakîkatı, ârif sezer.
Ger bu
sırrı duya idin, yâ bu gammı yiye idin,
yerinde eriye idin, insan değil misin, meğer.
Bilir,
gelen gider imiş, konan geri göçer imiş,
mevt
şerbetin içer imiş, her kim, bu ma’nâdan geçer.
-567-