Türkçe (Ni’met-i islâm) kitâbında diyor ki: İki veyâ
ikibuçuk yaşından küçük çocuğun, bir kadından, bir kerre, süt emmesine (Rıdâ’) denir. Bu kadın, çocuğun süt annesi ve bu
kadının zevci de, bu çocuğun süt babası olurlar. Bu çocuk, bunlar ile ve
bunların neseb ve ridâ’dan olan mahremleri ile ebedî evlenemez. Kendinin
nesebden [soydan] mahremlerine bakdığı gibi, bunlara da bakabilir. Fekat,
birbirlerine vâris olamazlar. Sütünü emzikden emerse de, rıdâ’ olur. Kaşık ile,
ağızdan, burnundan akıtılınca da, sütün sâhibi olan kadın, yine süt annesi
olur. Maksad, sütün mi’deye inmesidir. İki yaşından küçük iki çocuk, aynı
kadından süt emince, süt kardeşi olurlar. Birbirleri ile evlenemezler. Bir
çocuk, bir kadının sütünü emince, bu sütün hâsıl olmasına sebeb olan adam, bu
çocuğun süt babası olduğu gibi, bu adamın babası da, süt dedesi, anası da, süt
ninesi, kardeşleri de süt amca ve süt halası olurlar. Süt annenin, bu rıdâ’dan
evvel veyâ sonra, başka erkekden de, nesebden veyâ rıdâ’dan hâsıl olan
çocukları ve süt babanın, başka kadınlardan hâsıl olmuş ve olacak, nesebden ve
rıdâ’dan çocuklarının hepsi, bu çocuğun süt kardeşleri olurlar. Bu çocuk, bu
süt kardeşlerinin hiçbiri ile evlenemez. Fekat, bunlardan herbiri, bunun
nesebden kardeşi ile evlenebilirler. Bir adamın iki zevcesi olup, ikisi de,
bundan çocuk getirmiş iken, birer çocuk emzirseler, emzirdikleri çocuklar,
babadan süt kardeş olup, birbiri ile evlenemezler. İkisi de kız ise, bir kimse,
ikisi ile birlikde evli olamaz. Rıdâ’da (Hurmet-i
müsâhere) dahî olur. Bunun için, kişiye süt oğlunun boşadığı zevcesi
ile veyâ süt anaya, süt kızının zevci ile nikâhlanması ebedî harâm olur. Bir
kimse, zevcesinin süt kızına da, şehvet ile dokunsa, hurmet hâsıl olup, zevcesi
boş olur. Zinâdan olan ridâ’ da, nikâhdan olan rıdâ’ gibidir. (Süt aşağı akar, yukarı akmaz) sözü, islâmiyyete
uygun değildir. Aynı kadından emmemiş olan oğlan ile kız, birbiri ile
evlenebilir. Buna misâl olarak, bir kimsenin, kendi anasından emen süt
kardeşinin hemşîresi ile evlenmenin câiz olduğu yukarıda bildirilmişdi. Yabancı
iki kadın birbirinin çocuklarını emzirdikden sonra, bu kadınlardan birinin
oğlu, diğerinin kızı hâsıl olsa, bunlar tek bir memeden emmez ise, ikisi
birbiri ile evlenebilir. Oğlan, kendi anasından emen süt kardeşlerinin
hemşîresini almış
olur. Süt annenin ve zevcenin, nesebden ve rıdâ’dan
olan akrabâsının hepsinin, süt çocuğunun akrabâsı olduklarını yukarıda
bildirmişdik. Süt çocuğun akrabâsı, süt annesinin ve zevcinin akrabâsı
değildirler. Süt annenin erkek kardeşi, süt çocuğunun nesebden hemşîresi ile
evlenebilir.
Bir kimsenin, kendi
anasından emen süt kardeşinin anası ile yâhud süt çocuğunun nesebden kardeşi
ile evlenmesi halâldir. Hâlbuki, bir kimsenin, nesebden olan babadan kardeşinin
anası ile, ya’nî üvey annesi ile veyâ çocuğunun babadan kardeşi ile, ya’nî üvey
çocuğu ile evlenmesi ebedî harâmdır.
İki kimse arasında rıdâ’
bulunduğunu isbât etmek, birisinde alacağı mal olduğunu isbât etmek gibidir.
Ya’nî, (İkrâr) etmekle veyâ (Beyyine) ile anlaşılır. İkrâr, erkeğin (Sen
benim süt kardeşimsin!) diye haber vermesidir. Erkek ikrâr edince, nikâhları
bozulur. Zevcesi ikrâr edince, zevcin tasdîk etmesi lâzımdır. Bir kadın, bu
ikisi, benim süt çocuklarımdır dese, ikrâr olmaz. Zevc tasdîk etmezse,
evlenmeleri câiz olur. Beyyine âdil olan iki erkek veyâ bir erkek ile iki kadın
şâhid demekdir. İki kadının veyâ bir erkek ile bir kadının şâhid olmaları,
beyyine olmaz. Rıdâ’ bulunduğunu bildiren beyyineyi kabûl etmezlerse, mahkemede
isbât edilmesi ve hâkimin karârı ile ayrılmaları lâzım olur.
Kadınlar, zarûret
olmadıkca, başkasının çocuğunu emzirmemelidir. Emzirdiği çocuğu ezberlemeli,
ismini yazmalıdır.
İki kadının sütleri
karışdırılıp, bir çocuğa verilirse, ikisi de süt annesi olur. Suya ve ilâca
veyâ hayvân sütüne karışdırılınca, yarıdan az ise, süt annesi olmaz. Yemek ile
karışık ise, hiçbir zemân süt annesi olmaz. Kadın sütü, yoğurt, peynir yapılsa,
bunu yiyen, süt çocuğu olmaz. Ağız ve burundan başka yoldan verilen süt ile, süt
annesi olmaz. [Çocuğu, mama yiyecek hâle gelinciye kadar, emzirmek vâcib,
bundan sonra, iki yaşına kadar müstehab, ikibuçuk yaşına kadar ise, câizdir
(İbni Âbidîn).] İki buçuk yaşından büyük çocuğu zarûret olmadan emzirmek
harâmdır.
Zinâdan çocuğu olan
kadını, rıdâ’ için kirâlamanın ve müslimân olmıyan kadını kirâlamanın zararı
yokdur. (Zararı yokdur) denilen şeyi yapmamak dahâ iyidir.
Dokuz yaşına gelmiş bekâr
kızda süt hâsıl olursa, emzirdiği çocuk, süt çocuğu olur.
Bir kadın, üç yaşındaki
oğlanı ve bir yaşındaki kızı emzirse, bu iki çocuk birbiri ile evlenebilir. Bir
kimse, süt hemşîresinin kızını alamadığı gibi, süt hemşîresinin süt kızını da
alamaz.
Kendi anasından olan süt
kardeşinin anasını almak câizdir.
Anasının süt kardeşini
almak câiz değildir.
Oğlunun süt anasını almak
câizdir. Amca kızını almak câiz olduğu gibi, amcasının süt kızını almak da
câizdir.
Nesebden kardeşinin süt
anasını ve süt hemşîresini alabilir.
Bir kimse, anasının
anasını emzirmiş olan kadını alamaz.
Hemşîresinin kızını
emziren kadının kızını alabilir.
Süt ananın hemşîresini
almak câiz değildir.
Oğlunun süt anasının
kızını almak câizdir.
Süt kardeşinin süt kızını
almak câiz değildir.
Birâderinin veyâ
hemşîresinin süt kızını alamaz.
Süt oğlunun veyâ süt
kızının hemşîresini alabilir.
Bir kadını, süt babasının
diğer zevcesinden olan oğlu alamaz.
Bir kadını, süt anasının,
süt kendinden olmıyan diğer zevcinin birâderi alabilir.
Anasının veyâ
hemşîresinin emzirmiş olduğu çocuğun hemşîresini ve süt hemşîresini alabilir.
Hanefîde, bir yudum emen iki çocuk süt kardeş olurlar. Şâfi’îde, süt kardeş
olmak için, doyuncıya kadar beş kerre emmeleri lâzımdır.
158 - Kâfirin, mürtedin
yemîni mu’teber değildir.
Ey müslimân! Oğlun dînini
öğrendikden ve nemâza başladıkdan sonra, onu bir san’ata ver veyâ ticârete
alışdır! San’at ve ticâret öğrenmesi için, müslimân, nemâzını kılan, edebli,
ahlâklı bir usta yanına gönder! Oğlunun çok zengin olmasını değil, edebli, iyi
huylu, nemâzını kılar ve harâmdan kaçar olmasını düşün ve temennî et! Dînimiz
san’at ve ticâreti emr etdiği gibi, şimdi bütün dünyâ milletleri de, bu ikisine
çok ehemmiyyet veriyor ve bu yolda çocuklarını çekirdekden yetişdiriyorlar.
Avukatlık, eczâcılık, her nev’ ihtiyâc eşyâsını yapmak, birer san’atdır. Sen
de, san’at ve ticâret hakkındaki, islâmiyyetin emrlerini oğluna öğret ki,
harâma düşmesin!