68 -(Merâk-ıl-felâh) hâşiyesinde diyor ki, (Bir
kimse, bulunduğu şehrin veyâ köyün kenârındaki evlerden ve tarla, kabristân
gibi (finâ) denilen yerlerinden ayrılırken, bu kenâr yerlerden, senenin kısa
günlerinden üç gün veyâ dahâ çok uzakda bulunan bir yere gitmeğe niyyet ederse,
ayrılınca müsâfir [yolcu] olur. Bir günde yedi sâat yürür. Arada devâmlı evler
bulunan köyden de ayrılması lâzımdır. Arada finâ bulunan köylerden ayrılması
şart değildir. Ba’zı âlimlere göre, (müddet-i
sefer) üç merhaledir.) Bir merhale, altı fersahdır. Bir fersah üç
mildir. Bir mil dört bin zrâ’dır. Bir zrâ’ hanefîde yirmidört, diğer üç
mezhebde yirmibir parmağın genişliğinde, ya’nî hanefîde kırksekiz, diğer üç
mezhebde kırkiki santimetredir. Buna göre, bir mil hanefîde
Müsâfir, dört rek’at olan
farz nemâzları iki rek’at kılar. Dört
rek’at kılması günâh olur. Orucu kazâya bırakması,
mest üzerine üç gün mesh etmesi câiz olur. Cum’a ve bayram nemâzlarını kılması
ve kurban kesmesi lâzım olmaz. Kadının mahremsiz olarak sefere gitmesi, üç
mezhebde harâmdır. Şâfi’îde, mahremsiz olarak iki kadın ile farz olan hacca
gitmesi câizdir. Diş için şâfi’î veyâ mâlikî mezhebini taklîd eden bir hanefî,
gitdiği yerde, üç günden fazla ve onbeş günden az kalırsa, farzları dört rek’at
kılar. Çünki bunun nemâzlarının şâfi’î veyâ mâlikî mezhebine göre sahîh olması
lâzımdır. Şâfi’î ve mâlikî mezheblerinde, seferde veyâ seferî olduğu yerde,
ikindiyi öğle nemâzının vaktinde ve yatsıyı akşam nemâzının vaktinde takdîm
ederek veyâ öğleyi ikindinin vaktinde ve akşamı yatsının vaktinde tehîr ederek
cem’ etmek, ya’nî birlikde kılmak câizdir. Yola çıkmadan, nemâz kasr ve cem’
edilmez. Hanbelî mezhebinde, işlerinden ayrılmaları mümkin olmıyanların da,
cem’ etmeleri câizdir.