ÜÇÜNCÜ CİLD, 9. cu MEKTÛB

 İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i elf-i sânî Ahmed Fârûkînin “rahime-hullahü teâlâ” (Mektûbât)ından üçüncü cildinin dokuzuncu mektûbu, Mîr Muhammed Nu’mân için yazılmışdır. (Resûlullahın getirdiklerini alınız!) âyet-i kerîmesini açıklamakdadır. Bu mektûb arabî olup tercemesi aşağıdadır:

Bismillâhirrahmânirrahîm! Haşr sûresinde, yedinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Resûlullahın size getirdiklerini alınız. Yasak etdiklerinden sakınınız ve Allahdan korkunuz!) buyuruldu. [Emrleri yapmağa ve harâmlardan sakınmağa, (İslâmiyyet)e uymak denir.] Allahü teâlânın, yasaklardan kaçınız, dedikden sonra, Allahü teâlâdan korkunuz buyurması, yasaklardan sakınmanın dahâ mühim olduğunu göstermekdedir. Çünki, Allahü teâlâdan korkmak, ya’nî (Takvâ), harâmlardan sakınmakdır. Takvâ, dînin temelidir. Şübhelilerden de sakınmağa (Vera’) denir. Resûlullah “ sallallahü aleyhi ve sellem” (Dîninizin direği vera’dır) buyurdu. Başka bir hadîs-i şerîfde, (Hiçbir şey, vera’ gibi olamaz) buyurdu. Dînimizin harâmlardan sakınmağa böyle ehemmiyyet vermesi, sakınılacak şeylerin dahâ çok olmasından ve fâidesinin dahâ fazla olmasındandır. Çünki, emrleri yapmakda da, sakınmak bulunmakdadır. Bir emri yapmak, bunu yapmamakdan sakınmak demekdir. Fâidesinin dahâ çok olması, nefse hiç uymamak olduğu içindir. Emri yaparken, nefs de lezzet alır. Bir işde, nefse uymak ne kadar az olursa, fâidesi o kadar dahâ çok olur. Ya’nî, Allahü teâlânın rızâsına dahâ çabuk kavuşdurur. Çünki ahkâm-ı islâmiyye, ya’nî islâmiyyetin emrleri ve yasakları, nefsi kahr etmek, yıpratmak içindir. Nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır. Hadîs-i kudsîde, (Nefsine düşmanlık et! Çünki, o benim düşmanımdır) buyuruldu. Bunun için turuk-ı aliyye içinde, islâmiyyeti gözetmesi dahâ çok olanı, Allahü teâlâya dahâ yakın yol olur. Çünki, burada nefse uymamak, dahâ çokdur. Ehlinin bildiği gibi, bu da, bizim bulunduğumuz yoldur. Bunun içindir ki, büyüğümüz, önderimiz, derin âlim Behâüddîn-i Buhârî, (Allahü teâlâya kavuşduran yolların en kısasını buldum) buyurdu. Çünki, bu yolda, nefse karşı gelmek dahâ çokdur. Bu yolda, islâmiyyeti gözetmenin çokluğuna gelince, kitâblarını inceliyen zekî ve insâflı bir kimse için, bunu anlamak pek kolaydır. Böyle olduğunu açıkça görür. Böyle açık olmakla berâber, birçok mektûbumda bunu etrâflı bildirdim. Herşeyin doğrusunu Allahü teâlâ bilir. O, bize yardımcı olarak yetişir. Çok iyi bir vekîldir. Efendimiz Muhammed aleyhisselâma ve Âline ve Eshâbına “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” ve doğru yolda olanlara salât ve selâm olsun!

-355-