NEMÂZIN
VÂCİBLERİ: Hanefî mezhebinde, nemâzın vâcibleri: İmâmın
arkasında, Sübhânekeden gayri bir şey okumamak. İmâm ve yalnız kılan, farzların
iki rek’atinde ve sâir nemâzların her rek’atinde birer kerre Fâtiha-i şerîfe
okumak. Dört ve üç rek’atli farzların, iki evvelki rek’atlerinde ve sâir
nemâzların her rek’atinde, zamm-ı sûre okumak. Üç ve dört rek’atli farzlarda,
Fâtiha-i şerîfeyi, iki evvelki rek’atlerde tahsîs etmek. Bir farzdan bir farza
intikal etmek. Fâtiha-i şerîfeyi, sûreden evvel okumak. Ka’de-i ûlâda oturmak.
Secdeleri birbiri arkasından yapmak. Ka’de-i ahîrede tehiyyât okumak. Selâm
lafzı ile nemâzdan çıkmak. Salât-i vitrde kunût düâsını okumak. Bayram nemâzını
kılarken, zâid olan tekbîrleri almak. İhfâ ile okunacak yerde ihfâ ile okumak.
Cehr ile okunacak yerde, cehr ile okumak. Ta’dîl-i erkân ile kılmak. [185.ci
sahîfeye bakınız!] Nemâzda okursa, yâhud imâmından işitirse, tilâvet secdesini
etmek. Secde-i sehv etmek. Dört rek’at olan farzlarda, ka’de-i ûlâda tehiyyât
okudukdan sonra, eğlenmeyip kalkmak. Her hâlde imâma tâbi’ olmak. Özrü yok ise,
bir kavle göre, farzları cemâ’at ile kılmak. Kurban bayramının arefesinin sabâh
nemâzından, dördüncü günün ikindi nemâzına kadar, yirmiüç farz nemâzın
akabinde, (tekbîr-i teşrîk) okumak.
NEMÂZIN
SÜNNETLERİ: Hanefî mezhebinde, nemâzın sünnetleri:
İftitâh tekbîrinde ve
vitrin kunût tekbîrinde, erkekler ellerini kulaklarının yumuşağına, kadınlar
omuz berâberine kaldırmak. İftitâh ve kunût tekbîrlerinde, avuçlarını kıbleye
teveccüh etdirmek. Kıyâmda sağ elin baş ve ince parmaklarını sol elin bileğine
bağlamak. Kadınlar, sağ elini sol elinin üzerine koymak. Erler göbeğinin altına
ve avretler göğsü berâberinde bağlamak. Her nemâzın evvelki rek’atinde -imâm
olsun, cemâ’at olsun, yalnız olsun-(Sübhâneke) okumak.
İmâm ve yalnız kılan, her evvelki rek’atde, Sübhânekeden sonra, E’ûzü ve
Besmele okumak. Kezâlik imâm ve yalnız kılan, cümle rek’atlerde, Fâtiha-i
şerîfenin evvelinde, Besmele-i şerîfe okumak. İmâm (Veled-
dâllîn) dedikde, imâm ve cemâ’at ve yalnız kılan, kendisi Fâtiha-i
şerîfeyi bitirdikde, -yavaşca- [âmîn] demek. Kıyâmdan rükû’a inerken tekbîr
almak. Rükû’da ellerini dizlerinin üzerine koyup, parmaklarını açmak. Rükû’da
üç kerre (Sübhâne rabbiyel’azîm) demek.
Rükû’da beli ile başı bir hizâda olmak. İmâm ve yalnız kılan, rü-
kû’dan kalkarken, (Semi’allahü
limen hamideh) demek. Cemâ’at ile ve yalnız kılan, rükû’dan
kalkdıkdan sonra, (Rabbenâ lekelhamd) demek.
Kıyâmdan secdeye inerken, (Allahü ekber) demek.
Secdede üç kerre (Sübhâne rabbiyel-a’lâ) demek.
Birinci secdeden kalkarken, (Allahü ekber) demek.
İnerken, (Allahü ekber) demek. Secdede,
el parmaklarını bitişdirmek. Erler secdede dizlerini yere koyup, uyluklarını
karnından ayırmak ve hâtunlar uyluklarını karnına yapışdırmak. İkinci secdeden
kalkarken, (Allahü ekber) demek.
Erkekler, sağ ayağını dikip, sol ayağının üzerine oturmak. Ka’de-i ahîrede,
salevât düâsını okumak. Sağına ve soluna selâm verirken, baş çevirmek.
Tehiyyâtda, elleri dizlerinin ucuna berâber tutup, parmaklarını kendi hâline
bırakmak. Secdede ellerini ve ayak parmaklarını kıbleye çevirmek. Secdeye
vardıkda, ellerini kulaklarının hizâsında tutmak. Yedi a’zâ üzerine, secde
kılmak. Dört rek’at olan farzların son iki rek’atlerinde yalnız Fâtiha-i şerîfe
okumak. Sünnet-i şerîfe üzere, ezân-ı Muhammedî okumak. Cemâ’at ile olsun veyâ
yalnız olsun, farzlarda erkekler ikâmet eylemek.
NEMÂZIN
MÜSTEHABLARI: Hanefî mezhebinde, nemâzın müstehabları:
Müezzin ikâmetinde (Hayye alessalâh) dediği zemân, cemâ’at
eğlenmeyip kalkmak. İftitâh ve vitrin kunût tekbîrlerinde, erkekler baş
parmağını kulaklarının yumuşağına dokundurmak. Kıyâmda, ellerini bağladıkda,
bileğini pekçe tutmak. Kıyâmda, secde yerine bakmak. Rükû’da ve secdede, ya
beş, ya yedi kerre tesbîh etmek. Rükû’da ayakları üzerine bakmak. Rükû’da
ayakları bitişdirmek. Kıyâma kalkınca, sol ayağı sağ ayakdan tekrâr açmak.
Alnından önce, burnunu yere koymak. Secdede burnunun iki yanına bakmak. Selâm
verirken, omuz başına nazar etmek. İmâmın solunda bulunan kimse, selâm
verirken, imâma ve hafaza meleklerine ve cemâ’ate niyyet etmek. İmâmın sağında
olan kimse, hafaza meleklerine ve cemâ’ate niyyet etmek. Sağında ve solunda
kimse yok ise, ancak hafaza meleklerine niyyet etmek. Nemâz içinde terini
silmemek. Öksürüğü terk etmek. Esnemeği terk etmek. Tehiyyâtda oturdukda
uylukları üzerine bakmak. İmâm nemâzdan sonra yüzünü cemâ’ate döndürmek.
1- Yalnız kılmış olan
veyâ imâmla kılan kimse, selâmın akabinde, (Allahümme
entesselâmü ve minkes-selâmü tebârekte yâ zel-celâli vel-ikrâm) demek.
Bundan sonra, üç kerre (Estagfirullahel’azîm ellezî
lâ ilâhe illâ hüv elhayyelkayyûme ve etûbü –
ileyh) demek. Buna (İstigfâr
düâsı) denir. Abdestsiz okumak da câizdir.
2- Bundan sonra, (Âyetel-kürsî) okumak.
3- Otuzüç kerre (Sübhânallah) demek.
4- Otuzüç kerre (Elhamdülillah) demek.
5- Otuzüç kerre (Allahü ekber) demek.
6- Bir kerre (Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîkeleh lehül mülkü ve
lehülhamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr) demek.
7- Kolları ileri uzatıp,
ellerini düânın kıblesi olan Arşa açıp, hulûs üzere düâ etmek.
8- Cemâ’at ile ise, düâyı
beklemek.
9- Düâ sonunda (âmîn) demek.
10- Düânın hitâmında
elini yüzüne sığamak.
11- Sonra, her birinde
Besmele çekerek, onbir (İhlâs-ı şerîf) okumağı
emr eden hadîs-i şerîf, (Berîka) birinci
cild, son sahîfesinde yazılıdır. Sonra birer (Kul’e’ûzü)
okumak ve 67 (Estagfirullah) diyerek
yetmişe temamlamak, on kerre (Sübhânallah ve
bi-hamdihi sübhânallahil’azîm) demek. Sonra (Sübhâne Rabbike) âyetini okumakdır. Bunlar, (Merâk-ıl-felâh) kitâbında yazılıdır. Hadîs-i şerîfde, (Beş
vakt farz nemâzdan sonra yapılan düâ kabûl olur) buyuruldu. Fekat
düâ, uyanık kalb ile ve sessiz yapılmalıdır. Düâyı yalnız nemâzlardan sonra
veyâ belli zemânlarda yapmak ve belli şeyleri ezberleyip, şi’r okur gibi düâ
etmek mekrûhdur. Düâ bitince, elleri yüze sürmek sünnetdir. Resûlullah
“sallallahü aleyhi ve sellem”, tavâfda, yemekden sonra ve yatarken de düâ
ederdi. Bu düâlarında kolları ileri uzatmaz ve ellerini yüzüne sürmezdi. Düânın
ve her zikrin sessiz olması efdaldir. Düâları ve istigfârı, abdestli okumak
müstehabdır. Tarîkatcıların yapdıkları gibi, raks etmek, dönmek, el çırpmak,
def, dümbelek, ney, saz çalmak sözbirliği ile harâmdır. Görülüyor ki, cemâ’atin
imâm ile birlikde, sessizce düâ etmeleri efdaldir. Ayrı ayrı düâ yapmaları ve
düâ etmeden kalkıp gitmeleri de câizdir. (Hindiyye)
fetvâsında diyor ki, (Son sünneti olan nemâzlarda, selâm verince
imâmın oturması mekrûhdur. Sağa, sola veyâ biraz geriye çekilip hemen son
sünneti kılması lâzımdır. Yâhud, hemen gidip evinde kılar. Cemâ’at ve yalnız
kılan, oturduğu yerde kalıp düâlarını okuyabilir. Yâhud oturduğu yerde, sağda,
solda veyâ geriye çekilerek son sünneti kılması da câizdir. Son sünneti olmıyan
nemâzlarda, imâmın, oturduğu yerde kıbleye karşı kalması mekrûhdur, bid’atdir.
Kalkıp gitmesi veyâ cemâ’ate dönmesi yâhud sağa, sola dönüp oturması lâzımdır.)
NEMÂZDAN SONRA
DÜÂ: Elhamdülillahi Rabbil’âlemîn. Essalâtü vesselâmü
alâ resûlinâ Muhammedin ve Âlihî ve Sahbihî ecma’în. Yâ Rabbî! Kıldığım nemâzı
kabûl eyle! Âhir ve âkıbetimi hayr eyle. Son nefesimde Kelime-i tevhîd
söylememi nasîb eyle. Ölmüşlerimi afv ve magfiret eyle. Allahümmagfir verham ve
ente hayrürrâhimîn. Teveffenî müslimen ve elhıknî bissâlihîn. Allahümmagfir-lî
ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lilmü’minîne vel mü’minât yevme yekûmül
hisâb. Yâ Rabbî! Beni şeytân şerrinden ve düşman şerrinden ve nefs-i emmârem
şerrinden muhâfaza eyle! Evimize iyilikler, halâl ve hayrlı rızklar ihsân eyle!
Ehl-i islâma selâmet ihsân eyle! A’dây-ı müslimîni kahr ve perîşân eyle!
Kâfirlerle cihâd etmekde olan müslimânlara imdâd-i ilâhiyyen ile imdâd eyle!
Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa’fü annî. Yâ Rabbî!
Hastalarımıza şifâ, dertli olanlarımıza devâ ihsân eyle! Allahümme innî
es’elükessıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnelhulkı verrıdâe bilkaderi
bi-rahmetike yâ erhamerrâhimîn. Anama, babama ve evlâdlarıma ve akrâba ve
ahbâbıma ve bütün din kardeşlerime hayrlı ömürler ve hüsn-i hulk, akl-ı selîm
ve sıhhat ve âfiyet, rüşdü hidâyet ve istikâmet ihsân eyle yâ Rabbî! Âmîn.
Velhamdü-lillâhi rabbil’âlemîn. Allahümme salli alâ..., Allahümme bârik alâ...,
Allahümme Rabbenâ âtinâ... Velhamdü lillâhi Rabbil’âlemîn. Estagfirullah,
estagfirullah, estagfirullah, estagfirullahel’azîm elkerîm ellezî lâ ilâhe illâ
huv el-hayyel-kayyûme ve etûbü ileyh.