ABDEST BAHSİ

Abdestin farzları hanefîde dört, mâlikîde yedi, şâfi’îde ve hanbelîde altıdır. Hanefîde:

1- Yüzünü yıkamak.

2- Kolları dirsekleri ile birlikde yıkamak.

3- Başının dört bölükden bir bölümüne mesh etmek.

4- Ayaklarını topuk kemikleri ile birlikde yıkamak.

Ve dahî, abdest dört nev’dir: Biri farz, biri vâcib, biri sünnet, biri mendûbdur.

Farz olanı, dörtdür: Mushaf-ı şerîfi tutabilmek için ve beş vakt nemâz kılmak için ve cenâze nemâzı kılmak için ve tilâvet secdesi etmek için abdest almak.

Vâcib olanı: Ziyâret tavâfı etmek için abdest almak.

Sünnet olan: Ezberden Kur’ân okumak için ve kabristân ziyâreti için ve guslden evvel abdest almak.

Mendûb olanı, uykuya yatdıkda ve uykudan kalkdıkda, yalan ve gîbet söyledikde ve şehveti tahrik edici çalgı dinledikde bu şeylere tevbe ve istigfâr edip, abdest almak mendûbdur.

Ve dahî, ilm meclisine giderken abdestli gitmek ve abdest aldıkdan sonra, abdestsiz câiz olmayan bir işi işlediyse [Meselâ nemâz kıldıysa] abdestli iken, tekrâr abdest almak mendûbdur. Eğer işlemediyse, abdestli iken abdest almak mekrûhdur.  

SULARA DÂİR

Sular dört nev’dir: Mâ-i mutlak, mâ-i mukayyed, mâ-i meşkük, mâ-i müsta’mel.

1- Mâ-i mutlak, yağmur suyu, deniz suyu, akar pınar suyu ve kuyu suyu. Bu sular, murdar olanı pâk eder. Ne işlesen olur.

2- Mâ-i mukayyed, kavun suyu, karpuz suyu, asma suyu, çiçek suyu ve bunların benzerleri.

Bu sular, murdarı pâk eder, ammâ abdest ve gusl için kullanılmaz.

3- Mâ-i meşkük, himârın ve anası himâr olan katırın içdiği suyun artığına derler.

Bu su ile, hem abdest ve hem gusl câiz olur. Her hangisini evvel ederse, eder, muhayyerdir.

4- Mâ-i müsta’mel, yere düşen midir, yoksa bedenden ayrılan mıdır? Bunda ihtilâf vardır. Esah olanı bedenden ayrılandır. Ve bunda dahî, üç kavl vardır. İmâm-ı a’zama göre “rahime-hullahü

-230-

teâlâ” necâset-i galîzadır. İmâm-ı Ebû Yûsüfe göre “rahime-hullahü teâlâ”, necâset-i hafîfedir. İmâm-ı Muhammede göre “rahimehullahü teâlâ”, pâkdır. Esah olan da budur.

Abdestin vücûbünün şartı dokuzdur:

1- Müslimân ola.

2- Bâliğ ola.

3- Aklı ola.

4- Abdestsiz ola.

5- Abdest suyu pâk ola.

6- Abdest almağa kudreti ola.

7- Hayzlı olmaya.

8- Nifâs üzere olmaya.

9- Her nemâzın vakti -içinde- ola. [Bu dokuzuncu, özr sâhibine göredir.]

ABDESTİN SÜNNETLERİ: Yirmibeş kadar beyân olunur.

1- E’ûzü okumak.

2- Besmele okumak.

3- Ellerini yıkamak.

4- Parmakların arasını hilâllamak.

5- Ağzına su vermek.

6- Burnuna su vermek.

7- Niyyet etmek. Hanefîde yüzü yıkarken niyyet etmek farz değildir, sünnetdir. Şâfi’îde farzdır. Mâlikîde elleri yıkarken farzdır.

8- Kıbleye dönmek.

9- Sakalını hilâllamak, [eğer sık ise].

10- Sakalını mesh etmek.

11- Sağ yanından başlamak.

12- Sol elinin küçük parmağı ile, sağ ayağının küçük parmağının altından başlıyarak, sırayla parmaklarının arasını hilâllamak.

13- Başına -kaplıyarak- mesh etmek.

14- Başından artan su ile, kulaklarına ve boynuna mesh etmek.

15- Tertîbe riâyet etmek.

16- Arasını kesmeyip, birbirine ulaşdırmak.

17- Başına mesh verdiği vakt, önünden başlamak.

18- Misvâk kullanmak.

19- Gözünün kenârına ve kaşına suyu ulaşdırmak.

20- Delk, yıkanan yerleri oğmak.

-231-

21- Abdestini yüksecik bir yerde durarak almak.

22- Abdest a’zalarını üç kerre yıkamak.

23- Abdest aldıkdan sonra ibriği doldurmak.

24- Abdest alırken, dünyâ kelâmı söylememek.

25- Dâimâ bu niyyet üzerine olmak.

MİSVÂK KULLANMA BAHSİ

Ve dahî, misvâk kullanmanın onbeş fâidesi vardır. Bunlar, (Sirâcül-vehhâc)dan alınarak, aşağıda bildirilmişdir.

1- Ölürken, şehâdet kelimesini söylemeğe sebeb olur.

2- Dişlerin etlerini pekişdirir.

3- Balgamı giderir.

4- Safrayı keser.

5- Ağız ağrısını giderir.

6- Ağız kokusunu giderir.

7- Allahü teâlâ ondan râzı olur.

8- Baş damarlarını kuvvetlendirir.

9- Şeytân gamlanır.

10- Gözleri nûrlanır.

11- Hayrı ve hasenâtı çok olur.

12- Sünnet ile amel etmiş olur.

13- Ağzı pâk olur.

14- Fasîh-ul-lisân olur.

15- Misvâklı kılınan iki rek’at nemâzın sevâbı, misvâksız olarak kılınan yetmiş rek’at nemâzın sevâbından dahâ çok olur.

ABDESTİN MÜSTEHABLARI: Altısı şunlardır:

1- Kalble yapılan niyyeti dil ile söylememek.

2- Kulağından artan su ile boynuna mesh etmek.

3- Ayaklarını kıbleye karşı yıkamamak.

4- Mümkin olursa, abdestden artan suyu, kıbleye karşı ayak üzere içmek.

5- Abdestden sonra şalvarına biraz su serpmek.

6- Pâk ve temiz bir peşkirle silinmek.

İbni Âbidîn abdesti bozanlarda diyor ki, (Kendi mezhebinde mekrûh olmıyan birşey, başka mezhebde farz ise, bunu yapmak müstehabdır). İmâm-ı Rabbânî, 286. cı mektûbda diyor ki, (Mâlikî mezhebinde, abdest a’zâsını uğmak farz olduğu için, muhakkak uğmalıyız). İbni Âbidîn, ric’î talâkı anlatırken diyor ki, (Ha-

-232-

nefî mezhebinde olanın, mâlikî mezhebini taklîd etmesi evlâdır. Çünki, imâm-ı Mâlik, İmâm-ı a’zamın talebesi gibidir. Bir mes’elede, hanefî mezhebinde, bir kavl bulunmadığı zemân, hanefî âlimleri, mâlikî mezhebine göre fetvâ vermişlerdir. Mezhebler içinde, hanefîye en yakın olanı, mâlikî mezhebidir.)

ABDESTİN MEKRÛHLARI: Onsekizi şunlardır:

1- Yüzüne -suyu- pek vurmak.

2- Abdest aldığı suya üflemek.

3- Üçden eksik yıkamak.

4- Üçden ziyâde yıkamak.

5- Abdest aldığı suya tükürmek.

6- Suyun içine sümkürmek.

7- Gargara yaparken buğazına su kaçırmak.

8- Arkasını kıbleye dönmek.

9- Gözünü yummak.

10- Gözünü pek açmak.

11- Soldan başlamak.

12- Sağ eliyle sümkürmek.

13- Sol eliyle ağzına su vermek.

14- Sol eli ile burnuna su vermek.

15- Ayağını yere vurmak.

16- Güneşde ısınmış su ile abdest almak.

17- Mâ-i müsta’melden sakınmamak.

18- Dünyâ kelâmı söylemek.

ABDESTİ BOZAN ŞEYLER: Bu makamda yirmidört kadar beyân olunur:

1- Ardından çıkanlar.

2- Önünden çıkanlar.

3- Kurd ve ufak taş gibiler önden veyâ arkadan çıksa.

4- İhtikan etdirmek.

5- Kadınlar, doğum yerine akıtdığı ilâc, geri gelse.

6- Bir kimse, kulağına akıtdığı ilâc, ağzından çıksa bozar. [Kulağından veyâ burnundan çıksa bozmaz (Hindiyye).]

7- Bir adam, bevl yoluna tıkadığı pamuk, ıslanıp düşmüş olsa, [Pamuğun bir kısmı dışarda kalıp dış kısmı kuru ise, düşmedikçe bozmaz.]

8- Pamuk düşse ve dışarda kalan kısmı ıslanmış olsa.

9- Ağız dolusu kusmak. Balgam kusmak, çok olsa da, bozmaz.

-233-

Uyuyan kimsenin ağzından gelen su, sarı da olsa temizdir.

10- Hastalık sebebi ile, gözünden yaş akmak bozar. Ağlamakla, soğan gibi şeylerin te’sîri ile akınca bozmaz.

11- Burnundan gelen kan, cerâhat, sarı su, delikden dışarı çıkmasa da bozar. Sümük necs değildir. Bozmaz.

12- Tükürdüğü tükrükde görülen kan fazla olursa.

13- Bir şeyi ısırdığında, ısırdığı yerde kan olursa ve kan, ağzına, dişine bulaşmış ise, abdesti bozulur. Bulaşmadı ise, bozulmaz.

 14- Bir yerinde, kan çıkmış ve az da olsa dağılmış görmek, hanefîde bozar. Mâlikîde ve şâfi’îde bozmaz.

15- Çıplak hayvân üzerinde, dalgın uyuyup, yokuş aşağı inse.

16- Abdest aldım mı, almadım mı diye şek edip, zann-ı gâlibi, abdestsizlikde olsa.

17- Erler, avreti ile çıplak iken kucaklaşsa.

18- Abdest a’zalarından birini yıkamağı unutmuş, hangisini bilememiş olsa.

19- Bir yerinde bulunan kabarcıkdan, kendiliğinden veyâ sıkınca cerâhat, kan ve sarı su dışarı çıksa.

20- Bir yerinde yarası var imiş, orta yerine sarı su, kan, cerâhat gibi necs sıvı birikmiş, sağlam yerine veyâ üstündeki pamuğa, sargıya bulaşmışsa bozulur. Yaradan, çıbandan çıkan renksiz su abdesti bozmaz denildi. Uyuz, çiçek [ve ekzema]lı olanların bu kavle uymaları câiz olur.

21- Bir yere dayanmış uyumuş, dayandığı şey alınsa, düşecek gibi olursa.

22- Rükû’ ve sücûdü olan nemâzlarda, kendi ve yanındaki işitecek kadar gülmek. Eğer yalnız kendi işitecek kadar gülerse, yalnız nemâzı fâsid olur, abdesti bozulmaz.

23- Sar’ası tutsa, yâhud bayılsa.

24- Kulakdan, cerâhat, sarı su, kan gelse ve guslde yıkaması lâzım gelen yere dek inerse.

Hamamda yıkanmağı, Avrupalı bizden öğrendi.

Bundan önce, pis kokudan, evlerine girilemezdi.

Temizliği dünyâya müslimânlar yaydı.

İnsanları, böylece, büyük düşmandan kurtardı.

-234-