Resûlullah “sallallahü
aleyhi ve sellem” kırk yaşında iken Cebrâîl ismindeki melek gelerek, Peygamber
olduğunu kendisine bildirdi. Bu da, Peygamber olduğunu, üç sene sonra, Mekke
şehrinde i’lân eyledi. Bu seneye (Bi’set) senesi
denir. Yirmiyedi kerre cihâd yapdı. Dokuzunda er olarak hücûm etdi. Onsekizinde
başkumandan oldu. Dört erkek, dört kız evlâdı, onbir zevcesi, oniki amcası,
altı halası vardı. Yirmibeş yaşında Hadîcetül-kübrâyı nikâh eyledi. Elli
yaşında iken, Hadîcetül-kübrânın vefâtından bir sene sonra, Allahü teâlânın
emri ile, Ebû Bekrin “radıyallahü anh” kızı Âişeyi nikâh etdi. 63 yaşında iken,
Medînede, onun, mescide bitişik olan odasında vefât etdi. Bu odaya defn edildi.
Ebû Bekr ile Ömer “radıyallahü anhümâ” de bu odadadır. Mescid genişletilirken,
oda mescidin içine alındı. Mekkedeki Kureyş kâfirlerinin reîsi olan Ebû Süfyân
bin Harbin kızı Ümm-i Habîbeyi, yedinci senede nikâh etdi. Ebû Süfyân,
Mu’âviyenin “radıyallahü anh” babasıdır. Mekkenin fethinde îmân etdi. Üçüncü
senede Ömerin “radıyallahü anh” kızı Hafsayı nikâh etdi. Hicretin beşinci
senesinde Benî Mustalak kabîlesinden esîrler arasındaki ve reîslerinin kızı
Cüveyriyeyi satın alıp, âzâd ederek, nikâh etdi. Ümm-i Seleme, Sevde, Zeyneb
bint-i Huzeyme, Meymûne ve Safiyyeyi “radıyallahü teâlâ anhünne” dînî sebebler
ile nikâh etdi. Halasının kızı Zeyneb ile nikâhını Allahü teâlâ yapdı.
Cebrâîl aleyhisselâm
yirmidörtbin kerre gelmişdir. Elliiki yaşında mi’râca çıkarıldı. Elliüç
yaşında, Mekkeden Medîneye hicret eyledi. Sevr dağındaki mağarada Ebû Bekrle üç
gece kalıp, pazartesi gecesi yola çıkdılar. Bir hafta yolculukla, Eylülün
yirminci pazartesi günü Medînenin Kubâ köyüne geldiler. Cum’a günü Medîneye
girdiler.
Hicretin ikinci
senesinde, Ramezân ayında Cum’a günü Bedr gazâsı oldu. İslâm ordusu üçyüzonüç
nefer olup, bunlardan sekizi başka yerlerde vazîfeli idi. Kureyşliler bin kişi
idi. Onüç sahâbî şehîd oldu. Ebû Cehl ve yetmiş kâfir öldürüldü.
Hicretin üçüncü
senesinde, şevvâl ayında Uhud gazâsı oldu. İslâm askeri yediyüz kişi, kâfir
ordusu üçbin kişi idi. Eshâb-ı kirâmdan yetmiş kişi şehîd oldu. Uhud gazâsından
dört ay sonra, Necd halkına, islâma da’vet için yetmiş genç gönderildi. (Bi’ri Me’ûne) denilen yerde hücûm edip, iki
sahâbî hâriç hepsini şehîd etdiler.
Hicretin beşinci
senesinde Hendek gazâsı oldu. Kâfirler onbin kişi, müslimânlar üçbin kişi idi.
Medîneyi muhâsara etdiler. Müslimânlar Medîne çevresine hendek kazmış idi.
Yedinci senedeki Hayber gazâsından bir sene evvel Hudeybiyede (Bî’at-ürrıdvân) yapıldı. (Mûte gazâsı) Rûm kayseri Herakliyüs ile yapılan
cihâddır. Müslimânlar üçbin kişi idi. Rûm ordusu yüz bin kişi idi. Ca’fer Tayyâr
“radıyallahü anh” bu muhârebede şehîd oldu. Hâlid bin Velîd muhârebeyi kazandı.
Sekizinci senede Mekke feth edildi. Huneyn,
meşhûr büyük gazâdır. Zafer ile netîcelendi. Hayber,
yehûdîlerin meşhûr kal’asıdır. Resûlullah, hazret-i Alîyi göndererek feth
olundu. Resûlullaha, burada zehrli yemek ikrâm etdiler, yimedi. Bir gazâdan
dönüşde hazret-i Âişeye çirkin iftirâ yapıldı. Resûlullah çok üzüldü. Âyet-i
kerîme gelerek, iftirânın yalan olduğu anlaşıldı. Tâif zaferi de meşhûrdur.
Se’âdet istersen
eğer, ey civân,
sarıl islâmiyyete, yavrum her zemân.
Farz ve vâcib,
sünnetü mendûbunu,
emr-i bilma’rûfunu, mecmû’unu.
Dâimâ icrâ edip,
terk eyleme,
bu küçükdür, bu büyükdür söyleme.
Hem mekrûh ve
harâmdan kaçınmak gerek,
hele kul hakkına çok dikkat gerek.
Ehl-i sünnet olandan
öğren hemân,
âmil ol ilminle,
fevtetme zemân.