Kitâbımızın (Müslimânlık ve hıristiyanlık) kısmını yazmağa Besmele okuyarak başlıyoruz. Allahü teâlâya hamd olsun. Onun sevgili
Peygamberi Muhammed aleyhisselâma ve Onun Âline ve Eshâbının
hepsine bizlerden hayrlı
düâlar olsun!
Allahü teâlâ, canlıları,
cansızları,
herşeyi yokdan var etdi. Yaratıcı
yalnız
Odur. İnsanlara
çok acıdığı
için, onların
dünyâda iken ve öldükden sonra, mes’ûd olmalarına, ya’nî râhat etmelerine, huzûr ile, tatlı
yaşamaları
için lâzım
olan herşeyi yaratıp,
göndermekdedir. Bu şeylere (Ni’met) denir.
Bitmez tükenmez ni’metlerinin en büyüğü, en kıymetlisi olarak, se’âdete kavuşduran doğru
yolu ve azâblara, sıkıntılara,
acı
çekmeğe
sebeb olan bozuk yolu birbirinden ayırmışdır.
Hep iyilik yapmağı,
çalışmağı,
herşeye yararlı
olmağı
emr etmişdir. İnsanları,
öldükden sonra tekrar dirilterek, hepsini hesâba çekeceğini, îmân edip, iyilik etmiş olanların
Cennetlerde lezzetler içinde sonsuz yaşayacaklarını ve Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” bildirdiklerine
inanmıyanların
Cehennemde sonsuz azâblar, acılar
içinde kalacaklarını
haber vermişdir. İşte,
bu kitâbı
yazmağa,
O yüce Allahın
ismini anarak, Onun yardımına
güvenerek başlıyoruz.
İnsanlara
se’âdet, huzûr yolunu bildirmek için vâsıta, haberci olarak seçmiş olduğu,
Peygamber denilen üstün insanlara ve bunların en üstünü olan, son peygamber Muhammed aleyhisselâma
şükrânlarımızı,
sevgilerimizi duyurmağı
da kendimize şerefli bir vazîfe görüyoruz.
Kitâbımızın bu kısmı,
İslâm
dîninin nasıl
yayıldığını
bilmiyen müslimân kardeşlerimizle, başka dinden olup da,
İslâm dîninin esâslarını
öğrenmek
isteyenler için “Anahtar” mâhiyyetinde yazılmışdır. Dünyâda mevcûd dinlerin en yenisi ve en mükemmeli
olan islâm dîni, çok insânî ve çok mantıkî esâslara dayanır.
Bu kısmda
teferru’âta girişmeden,
İslâm
dîninin esâslarından
bahs edilmiş ve diğer
dinlerle mukâyesesi yapılmışdır.
İslâm
dîninin mu’ârızları
tarafından
yapılan
tenkîdlere cevâblar verilmiş ve iyi bir müslimân olmak için îcâb eden husûslar mümkin
olduğu
ka-
dar kısa ve açık olarak îzâh edilmişdir. Bu bilgileri öğrendikden
sonra, İslâm
dîni hakkında
İslâm
âlimleri “rahime-hümullahü teâlâ” tarafından yazılan kıymetli eserleri okumak istiyenlere, İstanbulda
Hakîkat Kitâbevinin çeşidli dillerde neşr etdiği kitâblarımızı
okumalarını
tavsiye ederiz. Bu kitâbların
ismleri, ba’zı
kitâblarımızın
sonunda yazılıdır.
Kitâbımızın
bu kısmını
da, yavaş yavaş ve düşünerek okuyunuz! Başkalarına da okutunuz! Câhil bir insan iyi bir müslimân olamaz.
Hâlbuki İslâm
dîninin esâslarını
öğrendikden
sonra, ona bir insanın
bütün kalbi ile bağlanmamasına
imkân yokdur. Bu kısmı
okudukdan sonra, siz de, İslâm
dîninin ne yüksek, ne kudsî ve ne mantıkî ve kusûrsuz bir din olduğunu
dahâ iyi anlayacak, dünyâ ve âhiretde selâmet ve huzûra kavuşmak için can ve gönülden
ona sarılacaksınız.
Oldu Eshâb, sâbikûnessâbikûn,
ümmet için, oldu onlar, rehnümûn.
Cân fedâ kılmışdı, bunlar ibtidâ,
hepsinin oldu makâmı, müntehâ.
Feyz-ü hâli bunlara verdi Hudâ,
onlara eyledi ümmet iktidâ.
Pertev-i nûr-i hidâyet, câm-ı
aşk,
herbirinden zâhir oldu, hâl-i aşk.
Hem islâmiyyet, hem tarîk-ı
ma’rifet,
ehl-i islâm buldular çok menfe’at.
Yokdur tafsîle lüzûm-u ihtiyâc,
cân-u dil derdine kıldılar ilâc.
Sefer yapdı mülk-i Rûma hem Eshâb,
oldu, Rûm ehli, temâm, ehl-i necât.
Yâ Rab! gece gün, budur senden dilek,
lutfet! kalalım Eshâb yolunda hep!
“rıdvânullahi aleyhim ecma’în”