İnsânın şerefi, îmân ile ve ma’rifet iledir. Mal ile ve mevkı’ ile değildir. Îmânın kuvvetlenmesine çalışınız! Ma’rifet derecelerinde yükselmeğe gayret ediniz! Hadîs-i şerîfde, (Âhiret için çalışanı, Allahü teâlâ, her arzûsuna kavuşdurur. Yalnız dünyâ işleri ardında koşanları helâk eder) buyuruldu. Geçim sıkıntısı olanın, bir işde çalışması câizdir. Kazanırsa, iyi olur. Kazanamazsa, bu işin üzerine düşmemelidir. Uğraşmasının sonu gelmez. Zararı artar.
Hastalıkda nemâzlarını kaçıran, adedlerini bilmeyip, tahmîn ederek, beş vakt nemâzın sünnetlerinden başka, teheccüd, işrak gibi nâfileler yerine, kaçırdığı nemâzları kazâ ederse, borcları bitdikden sonra kıldığı kazâlar, nâfile olurlar. Bunlarla, nâfilelerin sevâbları hâsıl olur. Çünki, belli vaktlerde kılınan nâfilelere, belli niyyet şart değildir. Kazâ nemâzları, o vaktin nâfileleri olur.
[İbni Âbidînde, (Dürr-ül-müntekâ), (Merâkıl-felâh) şerhinde ve (Cevhere)de diyor ki, (Beş vakt nemâzı terk etmek, ya’nî özrsüz kılmamak, büyük günâhdır. Hastalıkla veyâ başka özr ile fevt etmek [kaçırmak] günâh değildir.) Bunun için, sabâh sünnetinden başka nemâzların sünnetleri yerine de, terk edilmiş nemâzları kazâ etmelidir. Bu kazâların nâfile sevâbı da hâsıl etdikleri, (Cevhere), (Futûh-ul-gayb) ve Kudüs kâdîsı Muhammed Sâdık efendinin (Nevâdir-i-fıkhiyye) kitâbında ve (Eşbâh) ve (Se’âdet-i Ebediyye) kitâblarında yazılıdır.]