428 - İBNİ ABDİLBERR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hâfız Cemâleddîn Ebû Ömer Yûsüf bin Abdüllah, Mâlikî fıkh ve hadîs âlimidir. 368 [m. 978] de Kurtubada tevellüd, 463 [m. 1071] de Şâtıbede vefât etdi. (El-isti’âb fî-ma’rife-til-eshâb) kitâbı iki cild olup, Hindistânda basılmışdır. Berlinde el yazısı ile mevcûddür. 1328 de Mısrda basılan (El-isâbe fî-temyîz-is-sahâbe) kitâbının kenârında da vardır. Beyrutda ofsetle yeniden basılmışdır. 1007.

429 - İBNİ ÂBİDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyyid Muhammed Emîn bin Ömer bin Abdül’azîz fıkh âlimlerindendir. 1198 [m. 1784] de Şâmda tevellüd, 1252 [m. 1836] de orada vefât etdi. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdînin sohbeti ile şereflenerek kemâle geldi. O vilâyet güneşinin Şâmda cenâze nemâzını bu kıldırdı. Çok kitâb yazdı. (Dürr-ül-muhtâr)a yapdığı hâşiyesi beş cild olup, (Redd-ül-muhtâr) adı ile, birkaç def’a basılmışdır. Hanefîde en sağlam fıkh kitâbıdır. (Se’âdet-i ebediyye) kitâbının her üç kısmındaki yüzotuz madde tutan fıkh bilgilerinin çoğu bu hâşiyenin [1272] hicrî senesinde Mısrda, Bulak matba’asında basılan beş cildinden terceme edilmişdir. Fetvâları da basılmışdır. 9, 19, 20, 21, 34, 35, 52, 53, 72, 96, 97, 113, 120, 125, 130, 132, 134, 142, 143, 145, 148, 151, 154, 157, 158, 159, 163, 167,

-1112-

177, 181, 194, 207, 208, 210, 215, 216, 221, 237, 245, 248, 249, 257, 258, 259, 260, 268, 278, 279, 282, 284, 285, 287, 292, 293, 294, 295, 296, 297, 298, 300, 302, 304, 307, 308, 309, 310, 311, 315, 317, 319, 320, 322, 323, 324, 325, 326, 330, 333, 335, 336, 337, 351, 357, 364, 365, 382, 388, 393, 407, 409, 418, 421, 432, 434, 435, 437, 439, 450, 454, 462, 465, 471, 472, 473, 477, 479, 487, 546, 572, 581, 586, 588, 599, 602, 613, 614, 615, 616, 622, 626, 629, 634, 636, 637, 692, 731, 732, 734, 747, 761, 780, 786, 796, 812, 813, 825, 826, 829, 837, 838, 852, 858, 861, 863, 867, 872, 874, 886, 889, 890, 897, 899, 1010, 1019, 1023, 1074, 1083, 1090, 1105, 1110, 1115, 1190.

430 - İBNİ ADÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Ahmed Abdüllah ibnül’adî, hadîs imâmlarındandır. [242] de Cürcânda tevellüd, 323 [m. 935] de Esterâbâdda vefât etdi. Hadîs-i şerîf toplamak için, Irâk, Mısr, Şâm ve Hicâzı dolaşdı. 61, 465.

431 - İBNİ ASÂKİR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Alî bin Hasen fıkh ve hadîs âlimidir. 499 [m. 1105] da Şâmda tevellüd, 571 [m. 1176] de orada vefât etdi. Seksen cild (Şâm târîhi) yazmışdır. 511, 761, 1014.

432 - İBNİ BATTÂL: Alî bin Halef, Kurtubada Mâlikî âlimlerindendir. 449 [m. 1057] senesinde Valensiyada vefât etdi. (Buhârî)yi şerh etmişdir. 644.

433 - İBNİ CERÎR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sekizyüzdoksanbeşinci [895] sırada Taberî ismine bakınız! 391.

434 - İBNİ CEVZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Altmışaltıncı [66] sırada Abdürrahmân Cevzî kelimesine bakınız! 210, 311, 442, 457, 458, 494, 497, 641, 1070.

435 - İBNİ CEZERÎ: Şemseddîn Muhammed bin Muhammed bin Alî, Şâfi’î âlimlerindendir. 751 [m. 1350] de Şâmda tevellüd, 833 [m. 1429] de Şîrâzda vefât etdi. Yıldırımdan ve Tîmûr hândan çok iltifât gördü. (Hısn-ül-hasîn) düâ kitâbı, Arabî ve Fârisî şerhleri ile birlikde basılmışdır. Bunu okuyan hastanın iyi olacağı, (Hadarât-ül-kuds) 191. ci sahîfesinde yazılıdır. 1249.

436 - İBNİ CÜREYC “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdülmelik bin Abdül’azîz Kureyşî ve Emevî, [80] senesinde tevellüd, 149 [m. 766] senesinde, Mekkede vefât etdi. İslâmda, ilk kitâb yazan budur. (Tefsîr) ve (Sünen) kitâbı vardır. 644.

437 - İBNİ EBİDDÜNYÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Bekr Abdüllah bin Muhammed, târîhcidir. Üçyüze yakın kitâb yazdı. 208 [m. 823] de tevellüd, 281 [m. 894] de Bağdâdda vefât etdi. Kureyşlidir. Şâfi’î idi. 418, 643, 891, 1014.

438 - İBNİ EBÎ ŞEYBE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Bekr Abdüllah bin Muhammed, hâfız idi. Yüzbin hadîs-i şerîfi râvîleri ile birlikde, ezber bilene (Hâfız) denir. 234 [m. 850] senesinde vefât etdi. (Müsned) kitâbı meşhûrdur. 392, 457, 476, 477.

439 - İBNİ EMÎR HÂC HALEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Emîr hâc Muhammed bin Muhammed Halebî, Hanefî âlimlerindendir. İbni Hümâmın talebesidir. Kâdî idi. 879 [m. 1474] da vefât etdi. İbni Hümâmın (Tahrîr) adındaki fıkh kitâbını ve (Münyetül-musallî) fıkh kitâbını ve (Muhtâr) fıkh kitâbını şerh etmişdir. Birincisine (Takrîr), ikincisine (Hilye-tül-mücellî) adını vermişdir. 134, 148, 1001.

440 - İBNİ ESÎR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-Hasen İzzeddîn Alî bin Ebilkerem Cezrî 555 [m. 1160] de Cezîre-i İbni Ömerde tevellüd, 630 [m. 1232] da Mûsulda vefât etdi. Hadîs âlimi ve târîhci idi. (Kâmil) adındaki târîhi 1282 [m. 1866] de Felemenkde Leiden şehrinde ve Beyrutda basıldı. (Üsüd-ül-gâbe) kitâbı, beş cild olup, yedibinbeşyüz Sahâbînin hâl tercemesini bildirmekdedir. 698, 992.

441 - İBNİ HACER-İ ASKALÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şihâbüddîn Ahmed bin Alî, hadîs imâmı ve Şâfi’î fıkh âlimidir. 773 [m. 1371] de Mısrda tevellüd, 852 [m. 1448] de orada vefât etdi. Yüzelliden çok kitâbı vardır. (El-isâbe fî-temyîzissahâbe) kitâbı İbni Esîrin (Üsüd-ül-gâbe) kitâbından dahâ mükemmeldir. Dört cilddir. [1280] de Hindistânda ve [1328] de Mısrda ve Beyrutda basılmışdır.

-1113-

(Buluğ-ul-merâm) kitâbının ve bunun (Sübül-ü-selâm) adındaki arabî şerhınin 1379 [m. 1960] senesinde Beyrutda ofsetle dördüncü baskısı yapılmışdır. Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. 442, 458, 500, 644, 765, 1117, 1155.

442 - İBNİ HACER-İ MEKKÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şihâbüddîn Ahmed bin Muhammed Hiytemî, Mekke-i mükerremenin büyük âlimi ve Şâfi’î fükahâsından idi. 899 [m. 1494] da tevellüd, 974 [m. 1566] de Mekkede vefât etdi. Fetvâları ve (Savâ’ık) kitâbı ve (Minhâc) şerhı olan (Tuhfe)si ve (Zevâcir)i ve (Kalâid-ül-ukbân) kitâbı çok kıymetlidir. (Savâ’ık-ul muhrıka)sı, Mısrda ikinci def’a olarak, 1385 [m. 1965] de basılmışdır. (Hayrât-ül-Hisân) kitâbı 1304 de Mısrda ve Urdu tercemesi Pâkistânda ve Hakîkat Kitâbevi tarafından İstanbulda, (El-i’lâm bi-kavâti’il-islâm)ı, (Zevâcir)inin ve (Sebîl-ün-necât)ın sonlarında basdırılmışdır. 47, 63, 172, 238, 247, 280, 297, 390, 391, 420, 441, 442, 443, 449, 452, 453, 457, 458, 469, 477, 496, 498, 722, 724, 739, 741, 780, 1010, 1064, 1077, 1096, 1116, 1117, 1123, 1134, 1144, 1156, 1162.

443 - İBNİ HALDUN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdürrahmân bin Muhammed büyük islâm târîhcisidir. 732 [m. 1332] de Tûnusda tevellüd, 808 [m. 1406] de vefât etdi. Târîhi yedi büyük cilddir. Türkçeye ve Avrupa lisânlarına terceme edilmişdir. 541.

444 - İBNİ HANEFİYYE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Hanefiyye, hazret-i Alînin oğludur. Annesi Havle binti Ca’fer bin Kays-il-Hanefiyye olduğu için, İbni Hanefiyye denilir. Hicretin yirmibirinde [21] tevellüd, 71 [m. 690] senesinde de, Medînede vefât etdi. Verâ’ ve takvâsı çokdu. Çok cesûr idi. 452.

445 - İBNİ HAZM: Ebû Muhammed Alî bin Ahmed, Endülüs felsefeci ve âlimlerindendir. Vezîr [bakan] idi. 384 [m. 994] de Kurtubada tevellüd, 456 [m. 1064] da vefât etdi. Çok kitâb yazdı. Selef-i sâlihîni beğenmeyip, doğru yoldan çıkdığı, (Keşf-üz-zünûn)da, (Milel-nihal) kelimesinde yazılıdır. (Zâhiriyye) mezhebinde olduğu, Dâvüd-i Bağdâdînin (Eşeddül-cihâd) kitâbı sonunda yazılıdır. Bu mezhebin kurucusu Dâvüd bin Alî İsfehânî olup, 202 [m. 817] de Kûfede tevellüd, 270 [m. 883] de Bağdâdda vefât etmişdir. Şâfi’î idi. Fekat taklîde ve kıyâsa karşı idi. Mezhebi tutunamamış, kalmamışdır. 272, 463, 467, 532, 538, 1089, 1184.

446 - İBNİ HİBBÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Hâtim Muhammed bin Ahmed Temîmî, hadîs imâmı ve Şâfi’îdir. Semerkand kâdısı idi. Sicstânda Bust kasabasında tevellüd ve 354 [m. 966] de Semerkandda vefât etdi. 391, 392, 450, 1009.

447 - İBNİ HİŞÂM “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Muhammed Abdülmelik bin Hişâm-i Humeyrî, Basrada tevellüd, 218 [m. 833] senesinde Mısrda, Füstat şehrinde vefât etdi. Resûlullahın hayâtını anlatan (İbni İshak sîreti)nin şerhı olan (Sîret-i İbni Hişâm) kitâbı çok kıymetlidir. (Sîret-i İbni Hişâm) târîhini çok kimseler şerh etmişdir. Bu şerhler arasında Süheylînin (Ravd-ül-enf)i ve (Aynî şerhı) meşhûrdur. 374, 1079.

 448 - İBNİ HÜMÂM “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kemâleddîn Muhammed bin Abdülvâhid Sîvâsî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 790 [m. 1388] da tevellüd, 861 [m. 1456] de vefât etdi. (Hidâye) şerhı olan (Feth-ul kadîr) kitâbı ve (Tahrîr) kitâbı çok kıymetlidir. [988] de vefât eden onaltıncı şeyh-ul-islâm Kâdî zâde Şemsüddîn Ahmed efendi (Feth-ul-Kadîr)e hâşiye yapmışdır. Sekiz cild olup Mısrda basılmışdır. 1006 [m. 1597] da vefât eden, halvetî meşâyıhinden Ahmed Şemsüddîn bin Muhammed Sîvâsî başka olup, (İrşâd-ül-avâm) ve (Mevlid-ün Nebî) kitâbları meşhûrdur. 120, 136, 271, 275, 629, 1113.

449 - İBNİ İSHAK: Muhammed bin İshak, ilk islâm târîhcisidir. 151 [m. 768] senesinde Bağdâdda vefât etdi. (Sîret-i Resûl) kitâbını İbni Hişâm şerh ederek (Tezhîb-i siyer-i İbni İshak) demiş, alman Westenfeld basdırmışdır. (Sîret-i Resûl) târîhini çok kimseler şerh etmişdir. Bunlar arasında (Aynî) ve (Süheylî) meşhûrdur. Süheylî şerhine (Ravd-ül-enf) denir. Abdürrahmân bin Abdüllah-i Süheylî 508 de Endülüsde tevellüd ve beşyüzseksenbir 581 [m. 1186] senesinde Merrâküşde ve-

-1114-

fât etmişdir. Başka kitâbları da vardır. Hadîs âlimi İbni İshak başkadır. 374, 391, 1109, 1189.

450 - İBNİ İSHAK-I KİNDÎ: Ebû Yûsüf Ya’kûb bin İshak-ı Kindî, meşhûr felsefecidir. Tıb ve matematikde yüzlerce kitâb yazdı. 260 [m. 873] de vefât etdi. Babası, Mehdî ve Hârûn-ür-Reşîd zemânlarında Kûfe emîri idi. Büyük dedesi Eş’as bin Kays Sahâbedendir. 361, 409.

451 - İBNİ KAYYIM-İ CEVZİYYE: Ebû Abdüllah, Muhammed bin Ebû Bekr Zer’î, Şâmda ibni Teymiyyenin yetişdirdiği, Hanbelî âlimlerindendir. 691 [m. 1292] de tevellüd, 751 [m. 1350] de vefât etdi. Hocasının bozuk fikrlerine kapılmışdır. Çok sayıda kıymetli kitâbları da vardır. Tesavvuf büyüklerinin keşflerini, aklı ile çözmeğe kalkmış, (Hed-yün-Nebevî) ismi ile meşhûr olan (Zâd-ül-me’âd) kitâbında Ehl-i sünnetden ayrılmışdır. Kâfirlere Cehennemde azâb sonsuz değildir, derdi. 349, 454, 459, 463, 467, 469, 490, 491, 1015, 1016, 1172.

452 - İBNİ KESÎR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İsmâ’îl bin Ömer, Şâfi’î hadîs âlimidir. 774 [m. 1372] de Şâmda vefât etdi. On cild tefsîrini hadîs-i şerîflerle açıklamış ve kendi görüşlerini de karışdırmış olduğu (Keşf-üz-zunûn)da yazılıdır. 887.

453 - İBNİ MÂCE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdüllah Muhammed bin Yezîd, hadîs âlimlerindendir. (Sünen) kitâbı çok kıymetlidir. 209 [m. 824] da Kazvinde tevellüd, 273 [m. 886] de vefât etdi. 424, 449, 467, 643, 775, 784, 1004, 1025.

454 - İBNİ MELEK (veyâ MELİK) “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Adı Abdüllatîfdir. Hanefî fıkh âlimlerindendir. İzmirin (Tire) kasabasında ders verirdi. 801 [m. 1399] de vefât etdi. (Üsûl-i fıkh) kitâbı olan (Menâr) şerhı meşhûrdur. 279, 473.

455 - İBNİ MENDE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdüllah Muhammed bin İshak bin Muhammed bin Yahyâ bin Mende, hadîs âlimidir. Üçyüzonda tevellüd ve üçyüzdoksanbeş 395 [m. 1005] senesinde vefât etdi. (Esmâ-üs-sahâbe) ve (Târîh-i isbehân) kitâbları meşhûrdur. 1014.

 456 - İBNİ MERZÛK “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Ahmed bin Merzûk Şemseddîn Ebû Abdüllah Tilmsânî, Mâlikî fıkh âlimidir. 711 [m. 1311] de Tilmsânda tevellüd ve 781 [m. 1379] de vefât etdi. İBNİ MERZÛK, Muhammed bin Ahmed bin Muhammed, birincinin torunu olup, 842 de Kâhirede vefât etdi. Çok kitâb yazdı. İBNİ MERZÛK, Osmân bin Merzûk, tesavvuf büyüklerinden ve Hanbelî idi. 564 de Mısrda vefât etdi. 632.

457 - İBNİ MUVAFFIK: Alî bin Muvaffık Bağdâdî, Zinnûn-i Mısrînin arkadaşı idi. Yetmişdört hac yapdı. 265 [m. 879] senesinde vefât etdi. 1011.

458 - İBNİ NASR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Nasr bin İbrâhîm bin Nasr Mukaddesî Şâmda hadîs ve Şâfi’î reîs-ül-ulemâsı idi. 490 [m. 1097] senesinde vefât etdi. (Hucce) kitâbı meşhûrdur. Çok âlim, müttekî idi. 465.

459 - İBNİ NÜCEYM-İ ÖMER “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ömer bin İbrâhîm ibni Nüceym-i Mısrî, Hanefî fıkh âlimidir. 1005 [m. 1597] senesinde Mısrda vefât etdi. Büyük kardeşi ve hocası olan Zeynel’âbidîn ibni Nüceym-i Mısrî yanındadır. İmâm-ı Nesefînin (Kenz) fıkh kitâbını şerh ederek, (Nehr-ül-fâık) adını vermişdir.

460 - İBNİ NÜCEYM ZEYNÜL’ÂBİDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Zeynel’âbidîn bin İbrâhîm ibni Nüceym-i Mısrî, [926] da tevellüd ve 970 [m. 1562] de Mısrda vefât etdi. Hanefî fıkh âlimidir. (Eşbâh), (Zeyniyye), (Kebâir) kitâbları ve üsûl-i fıkhdan (Menâr) şerhı meşhûrdur. (Kenz) kitâbını şerh ederek (Bahr-ür-râık) adını vermişdir. Yedi cild olup, bir cild tekmilesi ile ve İbni Âbidînin bunlara Hâşiyesi ile birlikde 1311 de Mısrda ve 1393 [m. 1973] de Beyrutda basılmışdır. 219, 282, 284, 310, 316, 318, 319, 341, 365, 587, 619, 629, 822, 845, 872, 998, 1001, 1053.

-1115-

461 - İBNİ NUSAYR: Onbirinci imâm olan Hasen bin Alî Askerînin adamlarından olduğunu söylemişdir. Buna inananlar, kendilerine (Nusayrî) dediler. Îrânda, Irâkda ve Sûriyede çokdurlar. Şî’îlerin bir fırkası olduğu (Milel ve Nihal)de yazılıdır. Allah, hazret-i Alîye ve çocuklarına hulûl etmişdir. Onların şeklinde görünmüşdür. Bâtın esrârını ancak onlar bilir dedi. 259 [m. 873] da öldü. 487.

462 - İBNİ RÂVENDÎ: Ahmed bin Yahyâ, İsfehanlı bir yehûdî dönmesinin oğludur. Bağdâdda Mu’tezilî fırkasında iken, taşkınlık yaparak mülhid olmuşdur. Ya’nî mezhebsizdir. Çok hadîs uydurmuşdur. Yehûdîlerden para alarak müslimânları aldatıcı kitâblar yazardı. 293 [m. 906] senesinde öldü. 650.

463 - İBNİ SÎNÂ: Ebû Alî Hüseyn bin Abdüllah, felesof ve tabîb idi. 370 [m. 980] de Buhârâ civârında tevellüd, 428 [m. 1037] de Hemedânda vefât etdi. Arabî ve fârisî, çok kitâb yazdı. Vezîr iken, işlediği haksız işlerine hastalandığında tevbe etdi ise de, eski Yunan felesoflarının küfre sebeb olan fikrlerinden sıyrılamadığı, (Mu’âd) ve (Müstezâd) kitâblarından anlaşıldığı, imâm-ı Rabbânînin 245. ci ve 266. cı mektûblarında ve imâm-ı Gazâlînin (El münkız) kitâbında bildirilmekdedir. 81, 497, 737, 757, 758, 759, 962.

464 - İBNİ SÎRÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Bekr Muhammed bin Sîrîn Tâbi’îndendir. Basralıdır. [33] de tevellüd, 110 [m. 729] senesinde vefât etdi. Hadîs âlimi ve rü’yâ ta’bîrcisi idi. 600.

465 - İBNİSSÂ’ATÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Alî Ba’lebekî, hanefî fıkh âlimidir. 694 [m. 1294] senesinde vefât etdi. (Mecma’ul-bahreyn ve Mültekânehreyn) ve bunun şerhi meşhûrdur. İbni Sâatî Muhammed bin Alî başka olup, sâat i’mâlinde mâhir idi. Sultân Nûreddîn Zengînin emri ile, Şâmda câmi’i kebîr kapısındaki sâatları yapmış, 628 [m. 1230] da vefât etmişdir. 444.

466 - İBNİSSERRÂC “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Bekr Muhammed bin Sırrı nahv âlimi idi. 316 [m. 928] senesinde vefât etdi. Bir de Muhammed bin Sa’îd vardır ki, Endülüsde tevellüd, 549 [m. 1155] senesinde Mısrda vefât etdi. Mâlikî idi. Nahv âlimi idi. 478, 1011.

467 - İBNİ TEYMİYYE: Ahmed bin Abdülhalîm Harrânî, Şâmda hanbelî fıkh ve hadîs âlimi idi. 661 [m. 1263] de Harrânda tevellüd, 728 [m. 1328] de Şâmda kal’ada habsde iken, hastalanarak vefât etdi. Çok kitâb yazdı. Şî’îleri ve eski Yûnân felesoflarını red etdi. Ehl-i sünnete uymıyan yazılarından dolayı Mısrda iki def’a habs edildi. (El-ubûdiyyet) kitâbında, Allahü teâlânın ismini zikr etmenin bid’at ve dalâlet olduğunu bildirmekde ve tesavvuf âlimlerine çirkin iftirâlar yapmakdadır. Bu kitâbını, Pâkistânda Sadrüddîn sâhib isminde bir vehhâbî, urdu diline terceme etmiş ve 1401 [m. 1981] de, (Hakîkât-i ubûdiyyet) ismi ile neşr edilmişdir. Merdan şehrinin kâdısı, allâme Habîb-ül-Hak Permûlî, buna bir reddiyye yazarak, (Zikrullah) ismi ile neşr eylemişdir. Bu reddiyyeye Pâkistân âlimleri, takrîzler, tasdîkler yazmışlardır. İbni Teymiyyeden önce vefât etmiş olan, Tâcüddîn Ahmed ibni Atâullah İskenderânînin (Miftâh-ul-felâh fî-zikrillah) kitâbı da, bu iftirâları, kuvvetli delîllerle, vesîkalarla red etmekdedir. Allâme İbni Hacer-i Mekkî hazretleri (Fetâvâ-yı hadîsiyye) kitâbında, buna, (Allahü teâlânın, sapıtmasına ilmini sebeb etdiği kimsedir) buyurdu. Câmi’ul-ezherdeki hanefî âlimlerinden Muhammed Bahîtin (Tathîr-ül-füâd min-denisil i’tikâd) kitâbı ve (Et-tevessül-i bin-Nebî ve bis-Sâlihîn) ve (Şevâhid-ül-hak) ve (Cevâhir-ül-bihâr) kitâbları, İbni Teymiyyenin dalâlete düşdüğünü vesîkalarla isbât etmekdedirler. İlk iki kitâb, 1396 [m. 1976] senesinde, İstanbulda, ofset yolu ile basdırılmışdır. İkinci kitâb (Berâet-ül-Eş’ariyyîn) adı ile Şâmda basılmışdır. (Cevâhir)in bu kısmı, (En-ni’met-ül-kübrâ) mevlid kitâbına ek olarak, İstanbulda basdırılmışdır. (Essırât-ul-müstekîm) kitâbında, Abdüllah ibni Abbâs gibi büyük sahâbîleri tekfîr etdiği (Keşfüzzunûn)da yazılıdır.

Hindistândaki büyük âlimlerden Muhammed Abdül’azîz Ferharevî, (Nebrâs)

-1116-

ismindeki, şerh-i Akâid şerhınin hâşiyesi, yüzonaltıncı sahîfesinde diyor ki: İbni Hacer Askâlânî, (Ed-dürer-ül-kâmine)de diyor ki, (İbni Teymiyye, kabrin-Nebîyi “sallallahü aleyhi ve sellem” ziyâret için sefere çıkmak harâmdır dedi. Alî “radıyallahü anh” îmân etdiği zemân çocuk olduğu için müslimânlığı sahîh olmadı dedi. Osmân ibni Affân “radıyallahü anh”, malı çok severdi dedi. (Sünen) kitâblarındaki hadîslerden za’îf olanları bile red etdi. Âlimler, bunun hakkında ihtilâf etdiler.) Onu övenlerden, imâm-ı Zehebî bile, (O da insandır. Günâhları, hatâları elbet olacakdır) dedi. Allâme Ahmed ibni Hacer-i Mekkî (El-cevher-ül-munzam)da diyor ki, (İbni Teymiyye öyle bir kimsedir ki, bozuk sözlerine ve çürük vesîkalarına, büyük âlimler cevâb vermişler ve düşüncelerinin çirkinliğini ortaya koymuşlardır. [Şâm, Mısr ve Kudüsde kâdılık yapmış olan şâfi’î fıkh ve hadîs âlimlerinden Muhammed] İzz-ibni Cemâ’a, onun için, Allahü teâlânın dalâlete sürüklediği, azdırdığı ve zillet gömleği giydirdiği kimsedir. İslâm âlimlerine ve bilhâssa Hulefâ-i râşidîne karşı ahmakca i’tirâzlarda bulunmuşdur demişdir. Aklı noksan olan kimsede irfân bulunur mu?). İmâm-ı Ebül-Hasen Sübkî diyor ki, (İbni Teymiyye, ilmi aklından çok olan bir kimsedir. Ona Şeyh-ul-islâm diyenin kâfir olacağını söyliyenler vardır.) Celâlüddîn-i Devânî (Akâid-i Adudiyye şerhı)nde diyor ki, (İbni Teymiyyenin ba’zı kitâblarında, Arş kadîmdir dediğini gördüm.) Celâlîye yapılan hâşiyede, (İbni Teymiyyenin sapık sözleri haddi aşınca, Kâhirede Kal’a-i Cebelde, Kadilkudât Zeynüddîn-i Mâlikî başkanlığında, derin âlimler toplandı. İbni Teymiyye bunlara cevâb veremedi. Yediyüzbeş senesi idi. Habsine karâr verildi. Şâmda ve başka yerlerde, (İbni Teymiyyeye uyanın malı ve canı halâldir) denildiği (Mirâtül-cenân)da yazılıdır. Yediyüzyedide tevbe edip, serbest bırakıldı. Sözünde durmadı. Tekrâr habs edildi. Yine tevbe etdi. Şâmda yerleşdi.) Nebrâsın hâşiyesinden terceme temâm oldu. İbni Teymiyyenin (Kazâ nemâzı kılmak lâzım değildir. Her hayrlı iş kazâ nemâzı olur) sözü, dalâletinin büyük şâhididir.

Büyük âlim Cemâlüddîn Muhammed Muzcâcî, (Hidâyet-ül-hâlik) kitâbında, Muhyiddîn-i Arabî hazretlerini medh ve müdâfe’a ve İbni Teymiyyeyi red ve ibtâl etmekdedir. Bu kitâb, İstanbulda Süleymâniyye umûmî kütübhânesinde, Vehbî efendi kısmında altıyüzkırkaltı [646] numarada mevcûddur.

İbni Teymiyye, Ehl-i sünnet âlimlerinin büyüklüğünü anlamamış, tesavvufu inkâr etmiş, Ehl-i sünnetden ayrılmışdır. Kitâbları, kendilerine (Selefiyye)ci diyen mezhebsizlere kaynak olmakdadır. Mezhebsizler, onu övmekde, islâm müceddidlerinin pîri demekdedirler. İbni Teymiyyenin şakî ve dalâletde olduğu (Seyf-ül-Cebbâr) ve fârisî (Ta’lîm-üs-sübyân)da da yazılıdır. Abdürrâzık pâşa diyor ki, (Vehhâbîlik, bir bakımdan ibni Teymiyyeye bağlı olduğu gibi, son asrın islâm müceddidi bilinen Muhammed Abduhdaki dinde reform fikrleri de, bir bakımdan, ibni Teymiyyeye bağlıdır.) Abdürrâzık pâşa, 1366 [m. 1946] da öldü. Hocası Abduhun ve yardımcısı Reşîd Rızânın Câmi’ul-ezherde yaydıkları yıkıcı fikrleri yerleşdirmek için uğraşmaları başarısız kaldı. Sudândaki mâlikî âlimlerinden Tâhir Muhammed Süleymân, (Zahîretül-fıkhil-kübrâ) kitâbında diyor ki, (İbni Teymiyyenin sözlerinin kıymeti yokdur. O, dalâletdedir ve müslimânları dalâlete sürüklemekdedir. Müslimânların icmâ’ından ayrılmış, bid’at yolunu tutmuşdur. İslâm âlimleri, onun dalâletde [sapık] olduğunu, sözbirliği ile bildirdi. Kutbüd-Berdîrî, (Şerh-i Muhtasar)da, bunu uzun yazmakdadır). (Zahîre)nin ikinci baskısı, 1409 [m.1989]da yapılmışdır. Dâl ve mudil olduğu, Sâvî tefsîri 107.ci sahîfesinde de yazılıdır. Dahâ çok bilgi almak için ikinci kısmda, onyedinci maddeyi ve (Fâideli Bilgiler) kitâbını okuyunuz!

Yukarıda adı geçen, bid’at sâhibi Ahmed ibni Teymiyye ile Ehl-i sünnet olan Fahrüddîn Muhammed bin Ebilkâsım ibni Teymiyyeyi birbiri ile karışdırmamalıdır. Bu, 542 [m. 1146] de Harrânda tevellüd ve 621 [m. 1223] de vefât etmişdir. Hanbelî fıkh

-1117-

kitâbı ve tefsîri vardır. 58, 131, 262, 272, 280, 310, 348, 349, 408, 419, 442, 447, 448, 450, 453, 454, 459, 461, 462, 463, 467, 469, 482, 490, 491, 492, 494, 496, 497, 498, 499, 531, 1011, 1077, 1092, 1102, 1115, 1127, 1136, 1148, 1168, 1179, 1181, 1183, 1184, 1192, 1194, 1198.

468 - İBNİ VERDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Zeyneddîn Ömer ibni Verdî Halebî, edîb ve Şâfi’î fıkh âlimidir. 688 [m. 1289] de tevellüd, 749 [m. 1348] da Halebde vefât etdi. (Lâmiyye) kasîdesi meşhûrdur. 1136.

469 - İBNÜRRÜŞD: Kâdî Muhammed bin Ahmed ibnürrüşd, âlim değil, Endülüsde yetişen bir felesof idi. 514 [m. 1120] de Kurtubada tevellüd, 595 [m. 1198] de Merrâküşde vefât etmişdir. Çok kitâb yazdı. Kitâbları latinceye terceme edilmişdir. Fransız (Ernest Renan), bunun hayâtını, fikrlerini yazmış, bu kitâbı üçüncü olarak 1272 [m. 1856] de Pârisde basılmışdır. Din bilgilerini, kendi görüşüne göre anlatmış, imâm-ı Gazâlîye karşı, felsefecileri müdâfe’ada bulunmuşdur. Ehl-i sünnet âlimi olan Muhammed İbnürrüşd, bunun dedesi idi. 462, 463, 532, 1103.

470 - İBN-ÜS-SAKKÂ: 982. ci sırada Yûsüf Hemedânî ismine bakınız!

471 - İBRÂHÎM “aleyhisselâm”: Muhammed aleyhisselâmın dedelerindendir. Ondan sonra, Peygamberlerin en üstünüdür. Halîlullahdır. İshak aleyhisselâmın babasıdır. İshak aleyhisselâmın annesi Sârâ idi. İsmâ’îl aleyhisselâmın da babasıdır. Bunun annesi Hâcer idi. İbrâhîm aleyhisselâmın babası, Târuh adında bir mü’min idi.

Kâfir olan Âzer, üvey babası ve amcası idi. Irâkda, eskiden hükûmet süren Geldânîler yıldızlara tapardı. Cenâb-ı Hak, bunlara İbrâhîm aleyhisselâmı peygamber olarak gönderdi. Ona on suhûf [forma] indirdi. Bunlar Süryânî konuşurdu. Süryânî yazısı, islâm yazısına benzemekdedir. Başşehrleri Bâbil idi. İnanmadılar. Başları olan Nemrud, onu ateşe atdı. Ateş, onu yakmadı. İbrâhîm “aleyhisselâm”, kardeşinin oğlu Lût “aleyhisselâm” ile amcasının kızı ve zevcesi Sârâyı ve kendisine inananları alıp önce Şâma, sonra Mısra ve oradan Ken’ân iline gitdi. İsmâ’îl “aleyhisselâm” ile birlikde Kâ’be-i mu’azzamayı yeniden yapdılar. Yüzyetmişbeş yaşında vefât edip, Kudüsde Halîlürrahmân civârına defn edildi. 30, 343, 354, 356, 364, 373, 375, 379, 386, 387, 389, 390, 391, 420, 482, 488, 677, 683, 740, 757, 769, 779, 988, 1079, 1110, 1122, 1123, 1130, 1139, 1154, 1182.

472 - İBRÂHÎM “radıyallahü anh”: Resûlullahın oğullarının üçüncüsü ve bütün çocuklarının sonuncusudur. Herakliüsun Mısr vâlîsi olan Mukavkasin hediyye gönderdiği Mâriyenin oğludur. Hicretin sekizinci [8] senesi tevellüd edip, birbuçuk yaşında iken, vefât etdi. Hasta iken, Resûlullah kucağına alıp mubârek gözlerinden yaş akardı. Vefâtı için güneş tutuldu dediler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bunu işitince, (Ay ve güneş Allahü teâlânın varlığını ve birliğini gösteren iki mahlûkudur. Kimsenin ölmesi, kalması ile tutulmazlar. Onları görünce Allahı hâtırlayınız!) buyurdu. İbrâhîm vefât edince, (Yâ İbrâhîm! Ölümüne çok üzüldük. Gözlerimiz
ağlıyor,  kalbimiz  sızlıyor. Fekat,  Rabbimizi gücendirecek  birşey söylemeyiz)
buyurdu. Mâriye hâtun müslimân olup, hicretin onaltısında Medînede vefât etdi. Cenâze nemâzını Ömer “radıyallahü anh” kıldırdı. 329, 453.

473 - İBRÂHÎM AĞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Üçüncü Murâd hânın bâbüsse’âde ağasıdır. Haydarpâşa ile Koşuyolu arasında bir mescidi vardır. 988 [m. 1580] senesinde yapılmışdır. Sürre alayları hacca giderken, burada veda’laşırlardı.

474  - İBRÂHÎM BİN ABDÜLLAH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı Hasenin soyundandır. Halîfe olmak istedi. Mensûr askeri ile yapdığı savaşda 145 [m. 763] senesinde şehîd edildi. 444.

475  - İBRÂHÎM BİN EDHEM: Belh pâdişâhının veyâ kızının oğludur. Babası Edhemdir. Ömerül-Fârûk neslindendir. Şâmda Çeştiyye Evliyâsının büyüklerindendir. [96] da tevellüd, 162 [m. 779] senesinde vefât etdi. 73, 644, 677, 687, 787, 788, 789, 909, 1112.

-1118-

476  - İBRÂHÎM BİN ŞEYBÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kazvinlidir. Sôfiyye-i aliyyedendir. İbrâhîm-i Havvâsın arkadaşı idi. 337 [m. 949] de vefât etdi.

477 - İBRÂHÎM HAKKI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sôfiyye-i aliyyedendir. Erzurumda, Hasen kal’a kasabasında tevellüd, 1195 [m. 1781] senesinde Si’ridde, Tilloda vefât etdi. Kâdirî idi. Fakîrullah İsmâ’îl Tilevînin halîfesidir. (Ma’rifetnâme) kitâbı ve 1263 [m. 1846] de divânı basılmışdır. 187, 541.

478 - İBRÂHÎM HÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sultân İbrâhîm, İslâm halîfelerinin
seksenüçüncüsü ve Osmânlı pâdişâhlarının onsekizincisidir. Birinci Ahmed hân ile Mah-ı peyker kösem Sultânın oğludur. Binyirmidörtde tevellüd etdi. Binkırkdokuz 1049 [m. 1640] da halîfe oldu. 1058 [m. 1648] de şehîd edildi. Girid adasının fâtihidir. Dînine çok bağlı olduğu için, kâfirler, bunu çok kötülediler. Yalan hikâyeler uydurdular. Gençleri aldatdılar. Onyedinci sırada, Abdülhamîd hân (I) ismine bakınız! 1062, 1132, 1144, 1184.

479  - İBRÂHÎM-İ HAVVÂS “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Cüneyd-i Bağdâdînin eshâbından idi. 291 [m. 903] de Rey şehrinde câmi’de vefât etdi. Babası İsmâ’îldir. Havvâs, hurma yaprağından, zenbil dokuyucu demekdir. 685, 686.

480  - İBRÂHÎM-İ MÜTEFERRİKA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Macar iken islâm dînini tercîh etmiş, müslimân olmuşdur. [1139] da ruhsat alıp, metal harfler dökerek ilk islâm matba’asını kurmuşdur. En önce (Vankuli) lügatini basdı. İlm ve fen adamı idi. Latinceden tercemeleri ve fennî kitâbları vardır. 1158 [m. 1744] senesinde vefat etdi. 542.

481 - İBRÂHÎM-İ NEHA’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Fıkh âlimlerindendir. Hammâdın hocası idi. Hammâd da, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin hocası idi. 96 [m. 715] senesinde Kûfede vefât etdi. 211, 268, 439, 1077, 1106.

482 - İBRÂHÎM PÂŞA (Dâmâd) “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Bosnalıdır. 991 [m. 1582] de Mısr vâlîsi oldu. Derezîleri terbiye etdi. 992 [m. 1583] de sultân üçüncü Murâdın dâmâdı oldu. 1004 [m. 1724] de sultân üçüncü Muhammedin sadr-ı a’zamı [Başvekîli] oldu. 1010 [m. 1601] senesinde vefât etdi. Şâhzâde câmi’i şerîfi yanındaki türbededir. 487.

483 - İBRÂHÎM PÂŞA (Dâmâd) “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Nevşehrlidir. Üçüncü Ahmed hânın dâmâdı ve sadr-ı a’zamı idi. 1143 [m. 1730] de, patrona Halîl ısyânında şehîd edildi. Şâhzâde başında yapdırmış olduğu mescid yanındadır. Çengelköyünde, kuleli lisesi önündeki câmi’i İbrâhîm pâşanın dâmâdı, kaptan-ı deryâ Kaymak Mustafâ pâşa 1137 [m. 1724] de yapdırdı. 1143 [m. 1730] de patrona Halîl ısyânında şehîd edildi. Divân yolunda Parmakkapı Kara Mustafâ pâşa medresesi kabristânındadır. Üsküdârda (Kaptan pâşa câmi’i)ni de 1140 [m. 1727] da bu yapdırmışdır. 1092, 1100.

484 - İBRÂHÎM PÂŞA (Kavalalı) “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mehmed Alî pâşanın büyük oğlu idi. 1204 [m. 1789] de Kavalada tevellüd, 1265 [m. 1848] de Mısrda vefât etdi. Cidde vâlîsi oldu. Sultân Mahmûd hânın emri ile vehhâbîlerle harb etdi. 1233 [m. 1818] sonunda, başşehrleri Der’iyyeyi aldı. Vehhâbîler, sonra Riyâdı hükûmet merkezi yapdılar. Sonra Mora isyânını basdırdı. 1247 [m. 1831] de de sultân ikinci Mahmûda ısyân ederek Sûriyeyi aldı. Kütahyaya kadar geldi. 1248 [m. 1832] de Sûriye ve Adana, Mısra verildi. 1264 [m. 1847] de tekrâr ısyân etdi ve ilerledi ise de, İngiltere işe karışıp Sûriyeyi Osmânlılara bırakdı. 1262 [m. 1845] de, babası Mısrın idâresini buna bırakdı. 1265 [m. 1848] de halîfeden, müstekıl vâlî demek olan (Hidîv) unvânını aldı ise de, o senede babasından birkaç ay evvel vefât etdi. Yerine Tosun pâşanın oğlu birinci Abbâs hidîv oldu. Bu da 1271 [m. 1854] de vefât edince, yerine İbrâhîm pâşanın oğlu Sa’îd pâşa geçdi. Sa’îd pâşa 1238 [m. 1822] de tevellüd etdi. Süveyş kanalını ve Port Sa’îd şehrini yapdırdı. 1280 [m. 1863] de vefât etdi. Yerine kardeşi İsmâ’îl pâşa hidîv oldu. Onyedinci [17] sırada Abdülhamîd hân (I) adına bakınız! 1062.

-1119-

485 - İDRÎS “aleyhisselâm”: Şît aleyhisselâmın torunlarındandır. Allahü teâlâ, buna otuz sahîfe [forma] gönderdi. Eski Yunânlıların Hermens dedikleri kimse ve dahâ sonraki felesofları, fizik, kimyâ ve tıb bilgilerini, İdrîs aleyhisselâmın kitâbından çaldılar. Kalem ile kitâblar yazan ve iğne ile dikiş diken budur. Dahâ önce, deriden elbise giyilirdi. Diri olarak göke kaldırıldı. 79, 81, 356, 482, 525, 737, 1157.

486 - İLYÂS: Resûlullahın onyedinci babasıdır. Kâ’beye sel basınca ye’se düşdüğü için İlyâs denildi. Kâ’beye kurban kesmek bundan kalmışdır. Hac yaparken belinde Resûlullahın tekbîr, telbiye sesini işitirdi. 390.

487 - İMÂD İBNİ KESÎR: Ebül-fidâ İsmâ’îl bin Ömer 774 [m. 1372] de vefât etdi.
Şâfi’îdir. 887.

488 - İMÂDÜDDÎN-İ ZENGÎ: Atabek sultânlarından üçünün ismidir. Birincisi, Mûsulda ve Halebde hükûmet süren Atabek devletinin kurucusudur. Selçuk hükümdârı sultân Mahmûd bin Muhammed bin Melikşâhın Mûsulda vâlîsi iken 521 [m. 1127] de Halebi aldı. 524 [m. 1130] de Haçlılarla harb edip gâlib geldi. Ondokuz yıl hükûmet sürüp 540 [m. 1146] senesinde vefât etdi. Mülkü ikiye ayrıldı. Oğlu Nûreddîn Mahmûd Zengî Haleb sultânı oldu. Diğer oğlu, Kütbüddîn Mevdûd, Mûsul sultânı oldu. İkinci İmâdüddîn bin Kutbüddîn Mevdûd Zengînin babası, beşyüzaltmışbeş [565] de ölünce, kardeşi Seyfüddîn bin Kutbüddîn, sonra diğer kardeşi İzzeddîn Mes’ûd, Mûsul sultânı, İmâdüddîn  de   Sincâr  sultânı  oldular.  Haleb   sultânı  İsmâ’îl  Sâlih  bin  Nûreddîn beşyüzyetmişyedi [577] de vefât edince, İmâdüddîn Haleb sultânı oldu. Beşyüzdoksaniki [592] de vefât edince, yerine oğlu Kutbüddîn Muhammed geçdi. İzzeddîn Mes’ûd beşyüzseksendokuz [589] da vefât edince, oğlu Nûreddîn Arslan Şâh, Mûsul sultânı oldu. Bedreddîn Lülü, bunun kölesi idi. Bu da altıyüzyedi 607 [m. 1210] de vefât edince, yerine oğlu Kahir İzzeddîn Mes’ûd geçdi. Bu da altıyüzonyedi 617 [m. 1220] senesinde vefât etdi. Yerine oğlu ikinci Arslan Şâh geçdi. Bu on yaşında olduğundan, Lülü idâreyi eline aldı. Az zemânda Arslan Şâh ölünce, oğlu üçüncü İmâdüddîn, Nusaybin ve Hakkârîde sultân oldu. İmâdüddînin zevcesi, Erbil hâkimi Muzafferüddîn Ebû Sa’îd Kükbûrînin kızı idi. Kükbûrî, mevlid cem’ıyyetleri yapmakla meşhûrdur. Bunun zevcesi Rabî’a hâtun, Salâhuddîn-i Eyyûbînin hemşîresi idi. İmâdüddîn ile birleşerek Bedreddîni mağlûb etdiler. İmâdüddînin mülkü genişledi. Bedreddîn Lülü şeyh Hasen-i Yezîdî üzerine gönderildi. Yezîdîler dağıldı. 489.

489 - İMÂM-I RABBÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Abdülehad, derin âlim, büyük Velî idi. Müctehid idi. İslâm âlimlerinin gözbebeğidir. Tesavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. Âlimlerin önderi, Velîlerin baş tâcı idi. (Mektûbât) kitâbı, üç cild olup, beşyüzotuzaltı mektûbunun toplanmasından meydâna gelmişdir. Kelâm, fıkh bilgilerini ve Resûlullahın güzel ahlâkını açıklıyan bir deryâdır. Bu deryâdan inci mercan çıkarmak, ancak usta dalgıclara nasîb olur. Fârisî aslı Hindistânda ve Efganistânda basılmış ise de, 1392 [m. 1972] senesinde Pâkistânda basılmış olanı pek nefîsdir. Bu fârisî baskının, foto-kopisi 1397 [m. 1976] senesinde, İstanbulda Hakîkat Kitâbevi tarafından gâyet nefîs olarak basdırılmışdır. Birinci cildi türkçeye terceme edilerek (Müjdeci Mektûblar tercemesi) adı ile basdırıldı. Fârisî el yazması, İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1790] sayıda ve Süleymâniyyenin çeşidli kısmlarında vardır. 971 [m. 1563] de Hindistânda, Serhend şehrinde tevellüd etdi. Ömrünün sonuna doğru, mezhebsizlerin iftirâları üzerine, 1027 senesinde Selîm şâh tarafından Gwaliyar şehrinde habs edildi. [1029] da çıkarıldı. Bin rupye ihsân olunup, iki sene dahâ askerde kaldı. Kış aylarında nefes darlığı olurdu. [1624] Kanûn-ı evvel [aralık] ayının onuncu ve binotuzdört 1034 Safer ayı yirmidokuzuncu salı günü, Serhendde vefât etdi. Evinin yanına defn edildi. Efganistân pâdişâhı Şâh-i zemân, imâm için büyük ve çok san’atli bir türbe yapdırdı. İki oğlu Muhammed Sâdık ve Muhammed Sa’îd de bu türbededirler. Şâh-i zemân, on metre

-1120-

uzakdaki türbede zevcesi ile birlikdedir.

(Mektûbât) kitâbını Muhammed Murâd-ı Kazânî fârisî dilinden arabîye terceme etmişdir. Bundan seçilen yüzdoksandört ve fârisî (Mektûbât)dan seçilen yüzellibir mektûb (Müntehabât) adı ile iki kitâb hâlinde basdırılmışdır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi, Muhammed Hâşim-i Keşmî tarafından fârisî olarak yazılmış, buna (Berekât) veyâ (Makâmât-i Ahmediyye) ve (Zübde-tül-makâmât) denilmişdir. Muhammed Ma’sûm-i Fârûkînin torununun oğlu olan Gulâm Muhammed Ma’sûmun torununun torunu hâce Muhammed Fadlullah, (Umde-tül-makâmât) adındaki fârisî kitâbında, dedelerinin hayâtlarını uzun bildirmekdedir. 1397 de Kâbilde ve 1416 [m.1996] da İstanbulda basılmışdır. 99.cu sahîfesinde diyor ki, (İmâm-ı Rabbânînin ondördüncü dedesi Şihâbüddîn Alî Ferrûh Şâh, Gaznevî sultânlarının Kâbil vâlîsi idi. Gaznevî hükümeti yıkılınca, Kâbilde hükümet reîsi oldu. Birkaç sene sonra, hükümeti terk ederek, tesavvufda çalışarak büyük velî oldu. Kâbil civârında medfûndur. Mahdûm-ı cihâniyân seyyid Celâlüddîn-i Buhârî Buhârâdan Hindistâna gelirken, dâmâdı ve halîfesi olan imâm-ı Refî’üddîni berâber getirdi. İmâm-ı Refî’üddîn, imâm-ı Rabbânînin altıncı ceddidir. Delhî sultânı Firûz Şâhın emri ile, ormanlık olan Serhendi şehr hâline koydu. Şehr hâricindeki türbededir. İmâm-ı Rabbânînin valîdesi de burada medfûndur). Hakîkat Kitâbevinin İstanbulda neşr etdiği (The Proof of Prophethood) kitâbında, ingilizce olarak yazılıdır. Muhammed Fadlullah, [1238] de Kandihârda vefât etdi. Bedrüddîn-i Serhendînin fârisî (Hadarât-ül-kuds) kitâbında da, hâl tercemesi uzun yazılıdır. Bu kitâb 1391 [m. 1971] de Pâkistânda çok güzel basılmışdır. İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1788] sayıda el yazısı ile vardır. Hâce zâde Ahmed Hilmi efendinin İstanbulda [1318] de basılan türkçe (Hadîka-tül-evliyâ) kitâbı da, İmâm-ı Rabbânînin ve üstâdlarının hayâtlarını ve kerâmetlerini uzun bildirmekdedir.

Şâh-ı Dehlevî Gulâm Alî Abdüllah “kuddise sirruh”, talebesinin büyüklerinden mevlânâ Hâlid-i Bağdâdîye “kuddise sirruh” gönderdikleri bir mektûbda, Mevlânânın derece ve fazîletlerini uzun uzun anlatdıkdan sonra, İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hakkında şöyle buyuruyor: (Âlimler ve ârifler söylemişler ve yazmışlardır ki, imâm-ı Rabbânîyi sevenler, mü’min ve müttekî olanlardır. Sevmiyenler de, münâfık ve şakîlerdir. İslâm memleketleri hazret-i Müceddidin feyz ve nûrları ile doldu. Bütün müslimânlara, hazret-i Müceddidin “rahmetullahi aleyh” ni’metlerine şükr ve hamd etmesi vâcib oldu.) Başka bir mektûbunda, (İnsanda bulunabilecek her kemâli, her üstünlüğü, Allahü teâlâ, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine vermişdir. Vermediği yalnız Peygamberlik makâmı kalmışdır) demiş ve aşağıdaki rubâ’îyi yazmışdır:

Her letâfet ki, nihân bûd pes-i perde-i gayb,

heme der sûret-i hûb-i tû ıyân sâhte end,

Herçi ber safha-i endîşe keşed kilk-i hıyâl,

şekl-i matbû’i tû zîbâ-ter ezân sâhte end.

1394 [m. 1974] senesinde, Pâkistânın Şeyhûfûre şehrinde, Urdu dili ile basılmış olan (Meslek-i Müceddid) kitâbında ve (El-Hadâik-ul-verdiyye) kitâbında da, imâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi yazılıdır. Bu iki kitâbdaki hâl tercemeleri bir arada olarak, 1396 [m. 1976] senesinde, İstanbulda ofset yolu ile basdırılmışdır. (Hak Sözün Vesîkaları)nda da çok güzel yazılıdır.

Muhammed bin yâr Muhammed Burhânpûrînin (Atıyyet-ül-vehhâb El-fâsılatü beynel-hakkı vessavâb firreddi alelmu’terıdı aleşşeyhi Ahmed-el-Fârûkî) kitâbında kerâmetleri yazılıdır. Bu kitâb, arabî mektûbâtın üçüncü cildi hâşiyesinde basılmışdır. Muhammed beg 1110 [m. 1698] da vefât etdi.

İmâm-ı Rabbânînin fârisî (Redd-i revâfıd) kitâbı ve türkçe tercemesi ve (İsbât-ün-nübüvvet) ve (Mebde ve me’âd) kitâbı İstanbulda neşr edilmişdir. (Âdâb-ül-

-1121-

mürîdîn), (Ta’lîkât-ül-avârif), (Tehlîliyye), (Şerh-ı rubâ’ıyyât-i Abd-il-Bâkî), (Me’ârif-i ledünniyye), (Mükâşefât-i gaybiyye) ve başka eserleri de vardır. (Çehl hadîs-i mubârek) risâlesi, (Mükâşefât) kitâbının sonunda basılmışdır. 9, 10, 11, 16, 20, 33, 43, 50, 70, 78, 84, 120, 125, 135, 148, 215, 263, 280, 282, 314, 365, 372, 398, 400, 404, 419, 438, 462, 509, 510, 604, 646, 713, 720, 741, 742, 761, 765, 768, 771, 772, 776, 777, 785, 852, 909, 911, 915, 918, 920, 921, 922, 923, 931, 935, 936, 947, 950, 952, 953, 956, 958, 962, 969, 973, 980, 993, 996, 1002, 1048, 1049, 1052, 1053, 1055, 1057, 1060, 1061, 1063, 1064, 1067, 1072, 1073, 1086, 1106, 1108, 1111, 1116, 1129, 1134, 1141, 1142, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148, 1149, 1154, 1163, 1165, 1167, 1182, 1195.

490 - İMÂM-ÜL-HAREMEYN: İki dânedir. Biri, hanefî âlimlerinden Ebû Muzaffer Yûsüf Cürcânîdir. İkincisi, Abdülmelik bin Abdüllah Nîşâpûrî olup, Şâfi’î hadîs ve fıkh âlimidir. [419] da Nîşâpûrda tevellüd ve 478 [m. 1085] de orada vefât etdi. Uzun zemân Bağdâdda, Mekkede ve Medînede bulundu. Vezîr Nizâmül-mülk bunun için Nîşâpûrda medrese yapdı. 465, 633, 747.

491 - ÎSÂ “aleyhisselâm”: İnsan idi. Peygamber idi. Allahü teâlâ, Onu babasız yaratdı. Annesi hazret-i Meryem, Hunnenin kızı idi. Hunne, Imrânın hem üvey kızı, hem zevcesi idi. Kudüsün Beyt-i Lahm kasabasında tevellüd etdi. Annesi yirmi yaşında idi. Rum Kayserinin Şâmda vâlîsi olan Herdüs, babasız doğduğu için, ikisini öldürmek istedi. Meryemin amcası oğlu Yûsüf Neccar, bunları Mısra götürdü. Oniki sene sonra, Herdüsün öldüğünü haber alınca, Şâmın Nâsıra kasabasında cebel-i Halîl köyüne getirdi. Otuz yaşında Peygamber oldu. Otuzüç yaşında, diri olarak göke kaldırıldığı, bütün islâm kitâblarında yazılıdır. Kendisine az kimse inandı. Kıyâmet yaklaşınca Şâmda, Ümeyye câmi’i minâresine inecek, evlenecek, çocukları olacak, hazret-i Mehdî ile buluşacak, kırk sene yaşayıp, Medînede vefât edip, Hucre-i se’âdete defn edilecekdir. Allahü teâlâ, buna (İncîl) kitâbını gönderdi. İncîlde Allahü teâlânın bir olduğu, Îsâ aleyhisselâmın, Allahın kulu ve Peygamberi olduğu, âhır zemânda, Ahmed isminde bir Peygamber geleceği yazılı idi. Bolüs [Pavlos] isminde bir yehûdî, Îsevî görünüp, Havârîler arasına karışdı. Îsâ aleyhisselâmdan sonra, ilk işi, hakîkî İncîli yok etmek oldu. Havârîlerden olan Barnabas, Îsâ aleyhisselâmdan gördüklerini ve işitdiklerini doğru olarak yazdı ise de, Bolüs bunun yayılmasına mâni’ oldu. Dahâ sonra, bozuk İncîl kitâbları her yere yayıldı. Kitâbın sonundaki ism cedvelinde Barnabas ismine bakınız! Şimdi elde bulunan İncîller birbirlerine benzemiyor. Katolikler, ortodokslar ve protestanlar, hep başka başka İncîller okuyorlar. Birbirlerini beğenmiyorlar. Îsâ aleyhisselâm kendisine inananlar arasından oniki kişiyi seçdi. Bunlara (Havârî) denir. Yehûdîlerin çoğu inanmadı. Kendisine ve annesine çok kötü şeyler söylediler. Îsâ aleyhisselâm göke çıkarıldıkdan kırk sene sonra, Romalılar Kudüse hücûm etdi. Yehûdîlerin çoğunu öldürdü, bir kısmını da esîr etdiler. Şehri yağma etdiler. Kitâblarını yakdılar. Yehûdîler, sonra hakîr, zelîl oldular. 22, 36, 38, 42, 43, 49, 57, 62, 63, 106, 256, 327, 334, 355, 356, 358, 369, 370, 371, 372, 379, 388, 389, 411, 482, 484, 485, 486, 488, 490, 501, 545, 564, 570, 695, 740, 761, 770, 775, 783, 788, 919, 920, 1044, 1079, 1080, 1097, 1102, 1108, 1109, 1110, 1128, 1130, 1133, 1134, 1135, 1136, 1151, 1155, 1161, 1189, 1190, 1191, 1192, 1194.

492 - İSHAK “aleyhisselâm”: İbrâhîm aleyhisselâmın ikinci oğludur. İshak, (gülüyor) demekdir. Annesi Sârânın gençlikde çocuğu olmamışdı. İhtiyârlıkda, çocuğu olacağı, Allah tarafından müjdelenince, şaşırıp güldüğü için oğluna bu ism verilmişdi. Bunun da, İys ve Ya’kûb adında iki oğlu oldu. 389, 740, 1118, 1190.

493 - İSHAK BİN RÂHEVEYH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hanefî âlimlerindendir. [161] de tevellüd, 233 [m. 848] senesinde vefât etdi. 211.

494 - İSHAK EFENDİ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Tokatlıdır. Şeyh-ul-islâm Mustafâ Sabri efendinin amca zâdesidir. Onun gibi Kayseri medresesinde Divrik-

-1122-

li hâcı Emîn efendiden ders okumuşdur. Hurûfîlerin iç yüzünü bildiren türkçe (Kâşif-ül-esrâr) kitâbı ve yetmişiki fırak-ı dâlleyi açıklıyan kitâbı meşhûrdur. 499, 501.

495 - İSHAK EFENDİ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Harputludur. 1309 [m. 1891] de vefât etdi. Hıristiyanlara cevâb olarak, (Dıyâ-ül-kulûb) ve (Şems-ül-hakîka) kitâblarını yazmışdır. Birincisi türkce olup, (Cevâb veremedi) ismi ile, ingilizceye terceme edilmiş, her iki dilde, Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır.

496 - İSKENDER: Üç İskender vardır: 1- Makedonya kralı Filipin oğludur. Mîlâddan [356] sene önce tevellüd, [323] sene önce otuzüç yaşında vefât etdi. Onüç yaşında Aristonun terbiyesine bırakıldı. Yirmi yaşında hükümdâr oldu. Yunanistânı, Îrân ve Anadoluyu aldı. Ayaş yanında Dârâyı esîr aldı. Sûriye ve Mısrı aldı. İskenderiye şehrini yapdı. Erbilde Dârâyı ikinci def’a bozguna uğratdı. Dârâ kaçarken öldü. Horâsân, Hirât ve Belhi de aldı. Bu zaferleri, ahlâkını bozdu. Zulme başladı. İşret ve sefâhetle öldü. 2- İkinci İskender, çok eski Yemen hükümdârı olup, birinci İskenderden ikibin sene önce idi. Çine kadar gitmişdi. Adı Münzir idi. 3- Üçüncü İskender, Kur’ân-ı kerîmde Zülkarneyn adı ile bildirilen, mubârek bir zâtdır. Peygamber veyâ Evliyâdandır. Doğuya ve batıya gitdiği için Zülkarneyn denildi. Yâfes soyundan idi. Hızır “aleyhisselâm” bunun kumandanlarından idi ve teyzesinin oğlu idi. Birinci ve ikinci İskenderlerden önce idi. Hazret-i İbrâhîm ile görüşdü. Düâsını aldı. Avrupa ve Asya kıt’alarının bir kısmına mâlik oldu. Asyanın şark şimâlindeki, ya’nî kuzey doğusundaki mü’min türklerin ricâsı üzerine Ye’cûc ve Me’cûc kavminden korunmak için büyük dıvar yapdı. Bu sed, iki dağ arasında, altı kilometre uzunluğunda, yirmibeş metre genişlik ve yüz metre yükseklikde idi. Taş ve demirden yapıldı. Bugün, bilinen Çin seddi başkadır. Ye’cûc ve Me’cûc sed arkasında kaldı. Sedden dışarı kalanlar, türklerdir. Târîhler, hattâ ba’zı tefsîrler, bu üç İskenderi birbiri ile karışdırmakdadır. 62, 740, 1078.

497İSMÂ’ÎL “aleyhisselâm”: İbrâhîm aleyhisselâmın büyük oğludur. Annesi, Fir’avnın hediyye etmiş olduğu Hâcer adındaki câriyedir. Hâceri oğlu ile Kudüsden Mekkeye götürdü. Kendi geri döndü. Annesi su ararken, yatan çocuğu tepindi. Ayaklarının vurduğu, yâhud Cebrâîl aleyhisselâmın vurduğu yerden Zemzem suyu çıkdı. Konuşmağa başlayınca, bunu kesmesi için İbrâhîm aleyhisselâma emr verildi. Bıçak buğazını kesmedi. Üzülüp taşa vurdu. Taşı kesdi. Sonra gökden gönderilen koçu kurban etdi. Büyüdükde babası ile birlikde Kâ’benin yerini bulup, temelinden yapdılar. Sonra, Mekkeye Yemenden Cürhüm kabîlesi gelip yerleşdi. Bunlardan kız aldı. Bunlara Peygamber oldu. Bunun dîni, islâmiyyete kadar doğru olarak, devâm etdi. Muhammed aleyhisselâmın bütün dedeleri, bunun soyundan ve bunun dîninden idi. İsmâ’îl aleyhisselâmın ve vâlidesi hazret-i Hâcerin, Kâ’be-i muazzama şimâl dıvarı önündeki Hatîm denilen yerde medfûn oldukları, (Dürr-ül-muhtâr)da yazılıdır. 241, 386, 387, 389, 390, 391, 492, 740, 1068, 1070, 1118, 1128, 1129.

498 - İSMÂ’ÎL AĞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Üçüncü Ahmed hân zemânında, ellialtıncı Şeyh-ul-islâm idi. Alâiyyelidir. Binyüzotuzaltıda [1136], Fâtih Çarşambasında (İsmâ’îl ağa câmi’i)ni yapdırmışdır. Binyüzotuzyedide 1137 [m. 1724] de vefât etmişdir. Câmi’in yanındadır. İsmâ’îl ağa mescidi, iki kat olup, eni, boyu ve yüksekliği Kâ’benin eni, boyu ve yüksekliği kadardır.

499 - İSMÂ’ÎL BİN ABDÜLGANÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Nablüslüdür. Önce Şâfi’î idi. Sonra Hanefî oldu. 1062 [m. 1652] de vefât etdi. Hanefîde oniki cild (Dürer şerhi) ve Şâfi’îde, İbni Hacerin (Tuhfe)sine hâşiyesi vardır. 629, 1061.

500 - İSMÂ’ÎL HAKKI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sôfiyye-i aliyyeden, Celvetî meşâyıhındandır. 1063 [m. 1652] de Aydosda tevellüd edip Üsküdarda Atpazarında Osmân efendiden hilâfet aldı. 1137 [m. 1725] de Bursada vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (Kenz-i mahfî)si meşhûrdur. Tütün içmeğe önceleri harâm diyordu.

-1123-

Sonra, mubâh dedi. (Rûh-ul-beyân) tefsîri on cild olup Beyrutda ve İstanbulda 1389 da basdırılmışdır. Üsküdârdaki Ahmediyye câmi’inde Cum’a vâ’ızı idi. Bu câmi’i [1134] de tersâne emîni Ahmed ağa yapdırmışdır. 433, 500, 501, 632, 1075, 1155.

501 - İSMÂ’ÎL İSFEHÂNÎ: İsmâ’îl bin Muhammed Kavvâmüssünne, hadîs âlimidir. [459] da tevellüd, 535 [m. 1141] senesinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı. 419.

502 - İSMÂ’ÎL MER’AŞÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Fıkh âlimlerindendir. Tütün içmek harâm değildir derdi. 639.

503 - İSMÂ’ÎL NABLÜSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dörtyüzdoksandokuzuncu [499] sırada İsmâ’îl bin Abdülganî ismine bakınız! 629.

504 - İSMÂ’ÎL PÂŞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”:

 Bağdâdlıdır. Jandarma genel kumandanlığı ikinci şu’be müdîrliğinden emekli iken 1339 [m. 1921] da vefât etdi. (Keşf-üz-zünûn) kitâbına iki zeyl [ek] yapmış, ayrıca iki cild (Esmâ-ül-müellifîn) kitâbını yazmışdır. Hepsi arabîdir. 1941-1955 de İstanbulda basılmışdırlar. Bunlar için otuz seneden fazla çalışmışdır. 22.

505 - İSMÂ’ÎL RÛMÎ: 576. cı sırada Mahmûd Hân-II ismine bakınız!

506 - İSMÂ’ÎL SİVÂSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şeyh Şemseddîn-i Sivâsînin kardeşinin torunudur. 1048 [m. 1639] senesinde vefât etdi. 365.

507 - İŞBÎLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdülhak, Endülüsde Mâlikî âlimlerindendir. [510] da tevellüd, 582 [m. 1187] senesinde vefât etdi. 1015.

508 - İTKANÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Lutfullah bin Emîr Ömer, Hanefî fıkh âlimlerindendir. [685] de tevellüd, 758 [m. 1356] de Mısrda Kâhirede vefât etdi. (Gâyet-ül-beyân) adındaki (Hidâye) şerhı meşhûrdur. 144.

509 - ITRÎ: Mustafâ Itrî efendi, sultân üçüncü Muhammed hân zemânında bulunan mûsikî meraklısı idi. Tekbîri segâh makâmına besteledi. 1039 [m. 1630] senesinde vefât etdi. Edirnekapıda Eyyûb sultâna inen yolun sağındadır. 733.