Belli mikdârda peşin semen ile, ma’lûm zemân
sonra, ma’lûm yerde, ma’lûm bir mebî’i satın almak için sözleşmekdir. Mebî’
bâyı’ın deyni olur. Meselâ, şu evsâfda, yüz kile buğdayı, filân vakt ve filân
yerde bana teslîm etmek üzere, elli liraya sana selem verdim diyip, bâyı’ de
kabûl etdim demekle veyâ on litre veyâ on kilo cevzi, selem olarak sana, şu kadar kuruşa satdım, deyip,
müşterî de aldım demekle selem vâkı’ olur. Semen hâzır ise de, mikdârı
söylemek lâzımdır. Selem, söz kesilirken ve malı teslîm edinciye kadar geçen
zemân içinde, çarşıda benzeri hep bulunan ve sıfatı ya’nî iyilik ve aşağılık
derecesi ve mikdârı belli edilebilen, ya’nî hacm, vezn, metre ve sayı ile
ölçülen ve ta’yîn edilince te’ayyün eden malda sahîh olur. Her deynde olduğu
gibi, malın cinsi, ya’nî ismi, sıfatı, mikdârı bildirilerek selem olunur. Ya’nî
peşin para ile, veresiye satılır. Ölçü birimi, herkesce bilinmelidir. Karpuz,
bal kabağı, odun, balık, nar, ayva gibi irili ufaklı şeyler sayı ile selem
yapılmaz. Vezn ve hacmle yapılır. İrili ufaklı olmayıp fiyâtları çok farklı
olmıyan şeyler sayı ile ve hacm ile selem yapılır. Yumurta, cevz gibi şeylerde
çürük bulunması, sayı ile ölçmeğe zarar vermez. Etin, sabunun, toprak eşyânın
ve kâğıdın, kumaşın cinsi, nev’ ve sıfatlarını bildirmek lâzımdır. İpek kumaşın
vezni de bildirilmelidir. Gelecek sene
toprak mahsûlünün sıfatı ile, şimdi mevcûd benzerinin sıfatı başkadır. Bunun
için, gelecek senenin buğdayını, çarşıda devâmlı mevcûd olmadığı için selem
yapmak câiz olmaz. Belli bir köyün buğdayı selem yapılmaz. Belli bir şehrin
buğdayı yapılır. Balıkdan başka hiçbir hayvân selem olmaz. Fekat hayvân,
selemde semen olur. Aralarında fâiz bulunan şeylerde, selem câiz olmaz. Fekat,
ağırlıkla ölçülen şeylerin para ile, ya’nî altın ve gümüş ile selem yapılmasına
izn verilmişdir. Meselâ, demirin pamuk ile selem edilmesi câiz olmadığı hâlde,
altın ile selem edilmesi câizdir. Altın ile gümüş işlendikden sonra da ağırlık
ile ölçülür. Başka ma’denler işlendikden sonra sayı ile ölçülür. Bunun için,
ağırlıkları başka olan bakır leğenin, bakır külçe ile peşin satılması câiz
olur. Fekat, selem edilmesi câiz olmaz. Altın ve gümüş para, ta’yîn edilince, te’ayyün etmedikleri için mebî’
değildir, selem yapılmaz. Fekat bunlar, selemde semen olurlar. [İmâm-ı
Muhammede göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, fülûs denilen bakır paralar da
altın, gümüş gibidir. Fekat, Şeyhayne göre “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”,
fülûs, niyyet edilmekle semenlikden çıkıp urûz gibi kıyemî mal olur. Ta’yîn
edilince te’ayyün eder. Sayarak selem yapılırlar. Ya’nî altın ve gümüş ve başka
mallar karşılığı, selem yolu ile satılırlar. Böylece, altın, gümüş paralarla ve
zînet eşyâsı ile kâğıd liraları değişdirmek, ya’nî satın almak sahîh olur.
Kâğıd liraları, bir aydan çok olmak şartı ile, belli zemân sonra almak, altını,
gümüşü ise, söz kesilirken kabz etmek lâzım olur.] Selem yapılan mal, belli
zemânlarda, taksît ile verilebilir. Semen ayn olsun, deyn olsun, pazarlık
yerinde hepsi peşin teslîm edilmelidir. Bunun için, bu satışa (Selem) denilmişdir. Hepsi peşin verilmezse,
selem sahîh olmaz. Borclusuna, (Senden alacağım şu kadar lira, şu kadar litre
veyâ kilo buğday için, selem olsun) dese, selem sahîh olmaz. Çünki semen deyn
olup, pazarlık yerinde kabz edilmemişdir. Selem müddeti en az bir aydır. Peşin
selem câiz olmaz. Selemde muhayyerlik şart edilmez. Mebî’ görülünce de
muhayyerlik yokdur. Selemden, iki taraf uyuşarak, vaz geçilebilir ve bâyı’
semeni veyâ mislini veyâ kıymetini geri verir. Selem olu-
nan
mal, teslîm vakti gelmeden önce çarşıda kalmazsa müşterî, isterse, piyasada
bulununcıya kadar bekler. İsterse vaz geçerek parasını alır. Yerine başka şey
almaz. Mebî’, başkasına havâle edilebilir. Bâyı’ semeni, müşterî de selem
olunan malı teslîm almadan önce bey’ edemezler. Müşterî, selem malını, bâyı’ına
satamaz. Hediyye edebilir. Semeni geri alır.