Bu mektûb, hâcı Muhammed Yûsüf
Keşmîrî için yazılmışdır. Allah adamlarının gönlünde
zerre kadar dünyâ düşüncesi olmadığı bildirilmekdedir:
Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçdiği kullarına selâm
olsun! Kalbinde zerre kadar dünyâ sevgisi olan veyâ kalbinde dünyâ ile zerre
kadar ilgisi bulunan yâhud kalbine zerre kadar dünyâ düşüncesi gelen kimseye
Allahü teâlâyı tanımak nasîb olmaz. Böyle seçilmiş bir kimsenin zâhiri [ya’nî
duygu organları ve düşünceleri], bâtınından [ya’nî kalbinden ve rûhundan] çok
uzak ve ayrıdır. Âhıretden dünyâya gelmiş, başkalarına fâideli olmak için,
insanlar arasına karışmışdır. Bunun dünyâ işlerinden konuşması ve dünyâ
işlerinin sebeblerine yapışması kötü değildir. Hattâ çok iyidir. Böylece, kul
haklarını yerine getirmekde ve insanlara fâideli olmakda ve onlardan
fâidelenmekdedir. Böyle kimsenin bâtını, zâhirinden dahâ iyidir. Arpa satanlar
pazarında buğday satan kimse gibidir. Herkes onu, kendileri gibi buğday
pazarında arpa satıcısı gibi sanırlar. Onun zâhirini de, bâtınından dahâ iyi
bilirler. Zâhirde Allah adamı görünüyor, gönlü dünyâ iledir derler. A’râf sûresinin seksendokuzuncu âyetinde meâlen, (Ey Rabbimiz, bizimle
kavmimiz arasında sen hak olanı hükm et. Sen hükm edenlerin hayrlısısın!) buyruldu. Doğru yolda bulunanlara ve Muhammed
Mustafânın “aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmât” izinde olanlara selâm
ederim.