Şevvâl ayının birinci günü fıtr bayramının, Zilhiccenin
onuncu günü de, kurban bayramının birinci
günleridir. Bu iki günde, güneş doğdukdan ve kerâhet vakti çıkdıkdan sonra,
ya’nî İşrak vaktinde, iki rek’at bayram nemâzı kılmak, erkeklere vâcibdir. Bayram nemâzlarının şartları, Cum’a
nemâzının şartları gibidir. Fekat, burada hutbe sünnetdir
ve nemâzdan sonra okunur. Fıtr bayramında nemâzdan önce tatlı [hurma veyâ
şeker] yimek, gusl etmek, misvâk kullanmak, en yeni elbise giymek, fıtrayı
nemâzdan önce vermek, yolda yavaşca tekbîr okumak müstehabdır.
Kurban bayramı nemâzından önce birşey yimemek, nemâzdan
sonra, önce kurban eti yimek, nemâza
giderken, yüksek sesle, özrü olan yavaşça (Tekbîr-i
teşrîk) getirmek müstehabdır.
(Halebî-yi kebîr)de diyor ki:
(Bayram nemâzları iki rek’atdir. Cemâ’at ile kılınır. Yalnız
kılınmaz. Birinci rek’atde, sübhânekeden sonra, üç kerre (Tekbîr-i zevâid) söylenir. Ya’nî, eller üç def’a
kulaklara kaldırılıp, birinci ve ikincisinde, iki yana uzatılır. Üçüncüsünde,
göbek altına bağlanır. İmâm efendi yüksek sesle, Fâtiha ve zamm-ı sûre
okudukdan sonra, doğru rükû’a eğilinir. İkinci rek’atde, önce Fâtiha ve zamm-ı
sûre okunup, sonra, iki el, yine üç kerre kulaklara kaldırılır. Üçünde de yanlara
sallandırılır. Dördüncü tekbîrde, kulaklara kaldırılmayıp, rükû’a eğilinir.
Birinci rek’atde beş, ikinci rek’atde dört tekbîr getirilmekdedir). Bu dokuz
tekbîrde ellerin nereye götürüleceğini unutmamak için, kısaca (İki salla, bir
bağla. Üç salla, bir eğil) diye ezberlenir. (Mâ-lâ-büdde)de
diyor ki, (Cemâ’ate yetişemiyen, bayram nemâzını kazâ etmez. Özr ile
kılamazlarsa, îyd-i fıtrda bayramın ikinci günü, îyd-i edhâda üçüncü günü de
kılarlar).
(Îyd), bayram demekdir. Her
yıl, Ramezân ayında ve Arefe gününde günâhları afv edildiği için müslimânların
sevindikleri, sürûrlarının avdet etdiği, tekrâr geldiği için (Îyd) denildi. Bayramın birinci günü, Cum’a
gününe rastlarsa, Hanefî mezhebinde, hem
bayram, hem de, Cum’a nemâzını kılmak lâzımdır. Kendi vaktlerinde kılınırlar.
Bayram sabâhı, cenâze olursa, önce bayram
nemâzı kılınır. Sonra cenâze nemâzı kılınır. Çünki, bayram nemâzı,
herkese vâcibdir. Cenâze nemâzı, bayram
hutbesinden önce kılınır.
Arafâtda bulunmıyan insanların, Arefe günü bir yerde
toplanarak, hâcılar gibi yapmaları mekrûhdur.
Fekat, va’z dinlemek için veyâ başka ibâdet için toplanmak câizdir.
[Seksendördüncü maddeye bakınız!].
İmâmeyne göre, Arefe günü, ya’nî Kurban bayramından önceki
gün sabâh nemâzından, dördüncü günü ikindi nemâzına kadar, yirmiüç vaktde
hâcıların ve hacca gitmiyenlerin, erkek kadın herkesin, cemâ’at ile kılsın,
yalnız kılsın, farz nemâzda veyâ bu bayramdaki farzlardan
birini, yine bu bayram günlerinden birinde kazâ edince, selâm verir
vermez, (Allahümme entesselâm ) demeden
evvel, bir kerre (Tekbîr-i teşrîk) okuması
vâcibdir. (Allahü
ekber, Allahü ekber. Lâ ilâhe illallah. Vallahü ekber, Allahü ekber ve
lillahil-hamd) denir. Cum’a nemâzlarından sonra da okunur. Bayram
nemâzından sonra okumak müstehabdır. Cenâze
nemâzından sonra okunmaz. Câmi’den çıkdıkdan veyâ konuşdukdan sonra okumak
lâzım değildir. İmâm, tekbîri unutursa, cemâ’at terk etmez. Erkekler yüksek
sesle okuyabilir. Kurban bayramının 2, 3 ve dördüncü üç gününe (Eyyâm-ı teşrîk) denir.
(Ni’met-i
islâm) kitâbında diyor ki, (Bayram günleri şunları yapmak sünnetdir: Erken kalkmak, gusl abdesti almak, misvâk ile dişleri
temizlemek, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli
etmek, Fıtra bayramı nemâzından önce tatlı yimek, hurma yimek. Tek adedde
yimek. Kurban kesen, o gün ilk olarak kurban eti yimek. Sabâh nemâzını mahalle
mescidinde kılıp, bayram nemâ-
zı
için, büyük câmi’e gitmek. O gün yüzük takmak, câmi’e erken ve yürüyerek
gitmek. Bayram tekbîrlerini, Fıtr bayramında sessiz, Kurban bayramında cehren
söylemek. Dönüşde, başka yoldan gelmek. Çünki, ibâdet yapılan yerler ve ibâdet
için gidip gelinen yollar, kıyâmet günü şehâdet edeceklerdir. Mü’minleri güler
yüzle ve (Selâmün aleyküm) diyerek karşılamak. Fakîrlere çok sadaka, [İslâmiyyeti
doğru olarak yaymak için çalışanlara yardım] yapmak.
Sadaka-i fıtrı, bayram nemâzından önce vermek). Dargın olanları barışdırmak, akrabâyı
ve din kardeşlerini ziyâret etmek, onlara hediyye götürmek de sünnetdir. Erkeklerin kabrleri ziyâret etmeleri de sünnetdir.
[Hadîs-i şerîfde (İnsânlar,
kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyyeleşiniz,
sevişirsiniz) buyuruldu. Hediyyenin en kıymetlisi, en fâidelisi,
güler yüz, tatlı dildir. Bid’at sâhiblerinden
başka herkese, dosta ve düşmana, müslimâna ve kâfire, dâimâ güler yüz, tatlı
dil göstermelidir. Kimse ile münâkaşa etmemelidir. Münâkaşa, dostluğu giderir.
Düşmanlığı artdırır. Kimseye kızmamalıdır. Hadîs-i şerîfde (Gadab etme!), kızma buyuruldu. Fitne, fesâd
zemânında, ineğe tapanları görünce, ineğin ağzına saman vermeli, onları
kızdırmamalıdır.]