| 
                                                         
                                                        
                                                        Se’âdet-i Ebediyye 
                                                        Kitâbında Adı Geçenlerin 
                                                        Hâl Tercemeleri 
                                                        
                                                        
                                                        
                                                        0963 
— YÛSÜF-İ HEMEDÂNÎ 
“Rahmetullahi Teâlâ Aleyh”: Ebû Ya’kûb Yûsüf bin Eyyûb Hemedânî, Ehl-i sünnet 
âlimlerinden ve Evliyânın büyüklerindendir. Büyük âlimlerdendir. (Umdet-ül-makâmât)da 
diyor ki, (Piyâde olarak otuzyedi hac yapdı. Kur’ân-ı kerîmi binlerce hatm 
eyledi. Gece nemâzlarında, her rek’atde, bir cüz’ okurdu. Tefsîr, hadîs, kelâm 
ve fıkhdan yediyüz cüz’ ezberinde idi. İkiyüzonüç mürşid-i kâmilden istifâde 
etdi. Yedibin kâfirin îmâna gelmesine sebeb oldu. Hızır aleyhisselâm ile çok 
sohbet etdi. Hastalara ve nazar değenlere ta’vîz ve mıska yazardı. İmâm-ı a’zam 
soyundan idi). [440] da Hemedânda tevellüd, 535 [m. 1141] senesinde Hirâtda 
vefât etdi. Merv şehrindedir. Onsekiz yaşında Bağdâda gelip, Ebû İshâk-ı 
Şîrâzîden okudu. Hanefî fıkh ve münâzara âlimi oldu. Ebû Alî Fârmedîden feyz 
alıp, kemâle geldi. Muhyiddîn-i Arabî hazretleri bir kitâbında diyor ki, [602] 
senesinde şeyh Evhâd-eddîn-i Hâmid Kezmânî Konyaya geldi. Hemedânda Yûsüf-i 
Hemedânî, altmış yıldan ziyâde irşâd etmişdir. Birgün bir yere gitmek istedi. 
Hayvânın yularını serbest bırakdı. Hayvân bunu, şehr hâricinde bir mescide 
götürdü. Mescidde bir genç, buna birşey sordu. Cevâbını verdi, dedi. Muhyiddîn-i 
Arabî hazretleri, burada buyuruyor ki, (Sâdık olan talebe üstâdı kendi yanına 
çeker.) (Fetâvâ-i hadîsiyye) sonunda diyor ki, (Ebû Sa’îd Abdüllah ve İbn-üs-sakkâ 
ve Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, ilm tahsîli için Bağdâda gelmişlerdi. Yûsüf-i 
Hemedânî Bağdâdda, Nizâmiyye medresesinde va’z ediyordu. İbn-üs-sakkâ adındaki 
meşhûr derin âlim, kalkıp birşey sordu. Otur, senin sözünden küfr kokusu geliyor 
buyurdu. Hakîkaten İstanbula sefîr olarak gidip, orada hıristiyan oldu.) 
Abdülhâlık-i Goncdüvânî ve Ahmed-i Yesevî gibi büyük Velîler yetişdirdi. (Zînet-ül-hayât), 
(Menâzil-üs-sâyirîn) ve (Menâzil-üs-sâlikîn) kitâbları meşhûrdur. 
969, 1062, 1090, 1103, 1191.  |