| 
                                                         
                                                        
                                                        Se’âdet-i Ebediyye 
                                                        Kitâbında Adı Geçenlerin 
                                                        Hâl Tercemeleri 
                                                        
                                                        
                                                        
                                                        0788 
— SÂLİH GÜLÂBÎ 
“Rahmetullahi Teâlâ Aleyh”: İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hazretlerinin 
eshâbındandır. İbrik tutmak hizmetini görürdü. Kemâle yetişdi. İrşâda izn 
verildi. Mevlânâ Muhammed Sâlih bir mektûbunda diyor ki: (O mukaddes makâmın 
süpürgecilerinin en aşağısı olan Muhammed Sâlih, o kapının hizmetcilerine arz 
ederim ki, bu garîb zerre, o makâmın kölelerinin sadakasına kavuşarak, 
muhlislerinize ihsân buyurduğunuz hâller içindeyim. Hep tecellîlerle 
şereflenmekdeyim. Her tecellîde, başka bir fenâ hâsıl olmakdadır. Bir tecellîde, 
bundan başka tecellî olmaz sanıyorum. Bu sonsuz tecellîlerden anlaşılıyor ki, 
ismlerde ve sıfatlarda ayrı ayrı seyr edip ilerlemek nasîb olmakdadır. Böyle 
ayrı ayrı tecellîlerle, bu yolda ilerlemek pek güc olacakdır. O hakîkî kıblenin 
kapısına sığınarak, bu hiçbirşeye yaramıyan beceriksizi, alçak olan yerinden 
kaldırdığınız, böyle şerefli hâllere ulaşdırdığınız ve bu alçağın hâtırına, 
hayâline bile gelmiyen ni’metlere kavuşdurduğunuz gibi, lutf ve ihsân buyurarak, 
husûsî bir teveccühünüz ile, bu yolun sonuna ulaşdırmanızı, noksânlıkdan, yolda 
kalmakdan kurtarmanızı, kendi murâdlarından, isteklerinden vaz geçerek, Allahü 
teâlânın rızâsından başka hiçbirşey söylememek, yapmamak ve düşünmemek 
se’âdetine kavuşdurmanızı, yalvarırım. Arayanların özlediği o yüksek 
teveccühünüz ve ihsânınız olmadıkça, bunlara kavuşmak imkânsızdır. Ucu bucağı 
olmıyan, o merhamet deryânızdan bu fakîre birkaç damla serpmekle 
şereflendireceğinizi ümmîd ediyorum. Bunları yazmak, bunları istemek, bu alçak 
için çok yersiz olduğunu düşünüyorum. Bu garîbi, doğru olarak, size lâyık olarak 
sevebilmekle şereflendiriniz. İnsanı, bütün se’âdetlere, bütün yüksekliklere 
kavuşduracak, ancak, sizi böyle sevebilmekdir. Allahü teâlâ, sizin yetişdirme, 
yükseltme gölgenizi, bütün insanların başları üstünden ayırmasın! Âmîn.) 
Mevlânâ Sâlih, İmâm-ı 
Rabbânî hazretlerinin hergün ve her gece yapdığı ibâdetleri ve vazîfeleri, 
mubârek oğullarının işâret ve emrleri üzerine, toplamış ve yazmışdır. Bir 
yerinde diyor ki, (İbâdetlerinin, vazîfelerinin hepsini yapmaklığım için izn 
vermelerini ricâ etdim. Yapılacak, uyulacak iş yalnız Resûlullahın “sallallahü 
aleyhi ve sellem” yapdıklarıdır. Bunları, hadîs kitâblarından öğrenip, hepsini 
yapmağa çalışmalı buyurdu. Efendim sizin her hareketiniz, her işiniz, o 
insanların ve cinnin en yükseğinin işleri gibidir dedim. Evet öyledir. Ammâ, her 
yapacağınızı iyi düşününüz! Sünnete uygun olan her sözü, her işi yapınız. Uygun 
olmıyanı yapmayınız, buyurdu.) Mevlânâ Sâlih, 1038 [m. 1628] senesinde 
Hindistânda vefât etdi. 716. 
                                                |