| 
                                                         
                                                        
                                                        Se’âdet-i Ebediyye 
                                                        Kitâbında Adı Geçenlerin 
                                                        Hâl Tercemeleri 
                                                        
                                                        
                                                        
                                                        0729 
— OSMÂN GÂZÎ 
“Rahmetullahi Teâlâ Aleyh”: Sultân birinci Osmân hân, Ertuğrul beğin oğlu ve 
Süleymân şâhın torunudur. Süleymân şâh, Cengiz fitnesinde Ahlat taraflarına 
yerleşmişdi. Osmân hân, Osmânlı devletinin kurucusudur. 656 da Söğüdde tevellüd, 
726 [m. 1326] da Söğüdde vefât etdi. Bursadadır. 680 [m. 1281] de babası 
Ertuğrul beğ vefât edince yerine geçdi. İnegölü, Karacahisârı rumlardan aldı. 
699 [m. 1299] da Konyadaki Selçûk sultânı üçüncü Alâüddîn Keykûbâd, Gazân hâna 
esîr olunca, Yenişehrde Osmânlı devletini kurdu. Cesûr, zekî ve tam bir müslimân 
idi. Çok cömerd idi. Şeyh Edebâlî hazretlerinin kızı ile teehhül edip, bundan 
Alâüddîn pâşa oldu. Ömer beğin kızı Bâlâ hâtundan da sultân Orhân oldu. Konya 
Selçûkî sultânı Alâüddîn şâhın altıyüzseksensekiz [688] senesinde sultân Osmâna 
gönderdiği takdîr ve iltifât ve nasîhatlerle dolu uzun mektûbu ve sultân Osmânın 
edeb ve nezâket dolu cevâbı, (Mir’ât-i kâinât) kitâbında yazılıdır. Ömrü, 
rum kâfirleri ile savaşmakla ve islâmiyyeti yaymakla geçdi. Müslimânları râhata, 
huzûra kavuşdurmak için çalışdı. Vefât edeceği zemân, oğlu Orhân beğe gönderdiği 
vasıyyetnâmesi, islâmiyyete olan sevgi ve saygısını ve türk milletinin râhat ve 
huzûrunu düşündüğünü ve insan haklarına olan gönülden bağlılığını açıkça 
bildirmekdedir. Vasıyyetnâmenin özü şöyledir: 
(Allahü teâlânın emrlerine 
muhâlif bir iş işlemiyesin! Bilmediğini islâm ulemâsından sorup anlıyasın! İyice 
bilmeyince bir işe başlamıyasın! Sana itâ’at edenleri hoş tutasın! Askerine 
in’âmı, ihsânı eksik etmiyesin ki, insan ihsânın kulcağızıdır. Zâlim olma! Âlemi 
adâletle şenlendir. Ve Allah için cihâdı terk etmiyerek beni şâd et! Ulemâya 
ri’âyet eyle ki, ahkâm-ı islâmiyye işleri nizâm bulsun! Nerede bir ilm ehli 
duyarsan, ona rağbet, ikbâl ve hilm göster! Askerine ve malına gurûr getirip, 
islâmiyyet ehlinden uzaklaşma! Bizim mesleğimiz Allah yoludur ve maksadımız 
Allahın dînini yaymakdır. Yoksa, kuru gavga ve cihângirlik da’vâsı değildir. 
Sana da bunlar yaraşır. Dâimâ herkese ihsânda bulun! Memleket işlerini noksânsız 
gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet ediyorum.) Osmânlı sultânları, bu 
vasıyyetnâmeye cândan sarılmış, devletin altıyüz sene hiç değişmiyen anayasası 
olmuşdur. 532. 
                                                |