| 
                                                         
                                                        
                                                        Se’âdet-i Ebediyye 
                                                        Kitâbında Adı Geçenlerin 
                                                        Hâl Tercemeleri 
                                                        
                                                        
                                                        
                                                        0653 
— MUHAMMED MA’SÛM-İ 
                                                        FÂRÛKÎ “Rahmetullahi 
                                                        Teâlâ Aleyh”: İmâm-ı 
                                                        Rabbânî “kuddise 
                                                        sirruhümâ” hazretlerinin 
                                                        üçüncü oğludur. [1007] 
                                                        yılında Serhendde 
                                                        tevellüd, binyetmişdokuz 
                                                        1079 [m. 1668] da orada 
                                                        vefât etdi. Mubârek 
                                                        babası türbesinin 
                                                        birkaçyüz metre 
                                                        şimâlindeki büyük 
                                                        türbededir. 
[1068] de hacca gitdi. 
Hacdaki hâlleri (Yevâkît-ül-Haremeyn) kitâbında ve Yüsûf-i Nebhânînin 
(Câmi’u kerâmât-il-evliyâ) kitâbında yazılıdır. İmâm-ı Rabbânînin mescidini 
Şâh-ı Cihân mermerden yenilemiş, yanında Muhammed Ma’sûm hazretleri için bir oda 
yapdırmışdır. (Urve-tül-vüskâ) adı ile meşhûrdur. İmâm-ı Rabbânî, 
müceddid-i elf-i sânî, Ahmed-i Fârûkî Serhendînin “kuddise sirruhümâ” 
halef-üs-sıdk ve vâris-i a’zamı idi. Aklî ve naklî ilmlerin, sûrî ve ma’nevî 
kemâlâtın câmi’iyyetini edinmiş idi. (Kutbiyyet) makâmına ve (Kayyûmiyyet)
mansıbına, yüce pederinden beşâretler almış idi. Tarîk-i Ahmedînin nisbetini, 
pederinin teveccühlerinden, bütün âleme yaymış idi. Uzak memleketlerden kendine 
bağlı olanlara, filân (Vilâyet-i Mûseviyye)ye kavuşmuşdur, filân (Vilâyet-i 
Muhammediyye) ile şereflenmişdir diye bildirirdi. Dokuzyüzbin kişi, onun 
vâsıtası ile, (Allah)ı irâde etmişlerdir. Yüzkırkbin talebesini vilâyet 
mertebesi, yedibin kimseyi hilâfet makâmı ile mümtâz eyledi. Hizmetlerinde ve 
huzûr-ı âlîlerinde, tâlibler ba’zan bir ayda, ba’zan bir haftada kemâlât-i 
vilâyete erişirlerdi. Ba’zılarını, bir teveccühde, makâmların hepsine 
ulaşdırırlardı. Makâmları, keşfleri ve kerâmetleri, bu yüksek hânedânın 
hâllerini bildiren kitâblarda uzun uzun yazılı olduğundan, burada açıklamağa 
lüzûm görülmedi. Bu kitâblar arasında beşi, her memlekete yayılmışdır. 
Birincisi, Muhammed Hâşim-i Bedahşînin (Berekât) kitâbı olup, fârisîdir.
(Zübde-tül-makâmât) adı ile Murâd molla kütübhânesinde [1317] sayıda ve 
Süleymâniyye Pertevniyâl kısmında [406] sayı ile mevcûddür. Hindistânda Kanpur 
şehrinde 1307 senesinde ve İstanbulda (Hakîkat Kitâbevi) tarafından 1408 [m. 
1988] de tab’ ve neşr edilmişdir. İkincisi Bedreddîn-i Serhendînin (Hadarât-ül-kuds)
kitâbıdır. 1391 [m. 1971] de Lâhorda çok güzel basılmışdır. Üçüncüsü (El-hadâik-ul-verdiyye 
fî hakâik-ı ecellâ-in nakşibendiyye) olup basılmışdır. Dördüncüsü, (Hadîkat-ül-evliyâ) 
türkçedir. [1318] hicrî senesinde İstanbulda basılmışdır. Beşincisi (Umdet-ül-makâmât) 
kitâbıdır. Altı oğlu ve bütün nesl-i necîbleri, zemânlarının kutbu olmuşdu. 
Bütün islâm memleketleri, kalblerinden saçılan nûrlarla nûrlanmışdı. Cenâb-ı 
müstetabının vârisleri, yer yüzünde meşhûr olmuşlardır. Hidâyet ve irşâdda 
yüksek derece kazanmışlardır. İrfân ehlinin ve yakîn sâhiblerinin anladıkları 
gibi, feyz kaynakları, bu âna gelinceye kadar, akmakdadır. İnşâallah, âhır 
zemâna kadar da, böylece cârî olacakdır. Üç cild olan fârisî (Mektûbât-ı 
Ma’sûmiyye) kitâbı 1396 [m. 1976] senesinde Pâkistânın Karaşi şehrinde 
basdırılmışdır. Bu üç cildin içinde bulunan altıyüzelliiki mektûbdan yüzotuzbeş 
adedi seçilerek, (Müntehabât-i Ma’sûmiyye) adı ile, 1979 senesinde 
İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. Bunun sonunda, Hüseyn Hilmi Işık’ın 
eserleri bildirilmekdedir. Muhammed Ma’sûmun altı kızının her biri velî idi. [(Umdetül-makâmât) 
sahîfe 395.] 11, 90, 110, 113, 118, 181, 219, 427, 472, 512, 596, 651, 692, 754, 
784, 930, 969, 1001, 1009, 1048, 1054, 1056, 1061, 1063, 1075, 1081, 1121, 1150, 
1169, 1190. 
                                                |