Se’âdet-i Ebediyye
Kitâbında Adı Geçenlerin
Hâl Tercemeleri
0560
— LÛT “Aleyhisselâm”:
Peygamberdir. İbrâhîm aleyhisselâmın kardeşinin oğludur. Lût gölü yanında Sedum
şehri halkına Peygamber oldu. Onları çirkin işlerinden men’ etdi. Karısı da
dinlemedi. Kendisi şehrden çıkdı. Şehr yerin dibine geçdi. Seksen yaşında
Hicâzda vefât etdi. Yehûdîlerin ve hıristiyanların (Mukaddes kitâb)
dedikleri ve her memlekete yaymağa çalışdıkları kitâbın (Ahd-i atîk)
kısmındaki (Genesis) veyâ (Tekvîn)in ondokuzuncu bâbının otuzuncu
ve sonraki âyetlerinde diyor ki, (Lut şehrden çıkıp iki kızı ile berâber dağda
sâkin oldu. Büyük kızı küçüğe dedi ki, pederimiz ihtiyâr oldu. Yer yüzünde erkek
dahî kalmadı. Gel, pederimize şerâb içirip, onun ile yatarak, pederimizden
zürriyyet peydâ edelim. O gece pederine şerâb içirerek pederi ile yatdı. O dahî
onu tanımadı. Ertesi gece pederlerine yine şerâb içirdiler ve küçük kız onun ile
yatdı. Lûtun iki kızı babalarından hâmile oldular. Büyük kız oğluna (Muâb),
küçük kız da oğluna (Amî) ismini koydu. Muvâbî ve Amûnî denilen kimselerin
cedleri bu iki çocukdur.) Kitâb-ı mukaddesin bu yazısı, açık bir fuhûş
hikâyesidir. Bu yazı, bugün, dünyânın her yerinde pornografi [müstehcen]
neşriyyât sınıfına girer ve neşr edilmesi yasaklanır. Kitâbı mukaddesde buna
benzer dahâ birçok gayr-i ahlâkî bahsler vardır. İslâm âlimleri bunları bulup
açıklıyarak, bugünki Tevrât ve İncîl denilen kitâbların Allah kelâmı
olmadıklarını, sonradan insanlar tarafından değişdirmeler ve ilâveler yapılarak
ortaya çıkarıldıklarını, bu sûretle de isbât etmişlerdir. Bu kıymetli islâm
kitâblarından birkaçının ismleri, birinci kısm, 93. cü madde sonunda yazılıdır.
Bunlardan (Tuhfe-tül-erîb) arâbî ve (Mîzân-ül-mevâzîn) fârisî
olup, İstanbulda, Hakîkat kitâbevi tarafından basdırılmışdır. 140, 640, 641,
1118. |