Se’âdet-i Ebediyye
Kitâbında Adı Geçenlerin
Hâl Tercemeleri
0461
— İBNİ TEYMİYYE:
Ahmed bin Abdülhalîm Harrânî, Şâmda hanbelî fıkh ve hadîs âlimi idi. 661 [m.
1263] de Harrânda tevellüd, 728 [m. 1328] de Şâmda kal’ada habsde iken,
hastalanarak vefât etdi. Çok kitâb yazdı. Şî’îleri ve eski Yûnân felesoflarını
red etdi. Ehl-i sünnete uymıyan yazılarından dolayı Mısrda iki def’a habs
edildi. (El-ubûdiyyet) kitâbında, Allahü teâlânın ismini zikr etmenin
bid’at ve dalâlet olduğunu bildirmekde ve tesavvuf âlimlerine çirkin iftirâlar
yapmakdadır. Bu kitâbını, Pâkistânda Sadrüddîn sâhib isminde bir vehhâbî, urdu
diline terceme etmiş ve 1981 de, (Hakîkât-i ubûdiyyet) ismi ile neşr
edilmişdir. Merdan şehrinin kâdısı, allâme Habîb-ül-Hak Permûlî, buna bir
reddiyye yazarak, (Zikrullah) ismi ile neşr eylemişdir. Bu reddiyyeye
Pâkistân âlimleri, takrîzler, tasdîkler yazmışlardır. İbni Teymiyyeden önce
vefât etmiş olan, Tâcüddîn Ahmed ibni Atâullah İskenderânînin (Miftâh-ul-felâh
fî-zikrillah) kitâbı da, bu iftirâları, kuvvetli delîllerle, vesîkalarla red
etmekdedir. Allâme İbni Hacer-i Mekkî hazretleri (Fetâvâ-yı hadîsiyye)
kitâbında, buna, (Allahü teâlânın, sapıtmasına ilmini sebeb etdiği kimsedir)
buyurdu. Câmi’ul-ezherdeki hanefî âlimlerinden Muhammed Bahîtin (Tathîr-ül-füâd
min-denisil i’tikâd) kitâbı ve (Et-tevessül-i bin-Nebî ve bis-Sâlihîn)
ve (Şevâhid-ül-hak) ve (Cevâhir-ül-bihâr) kitâbları, İbni
Teymiyyenin dalâlete düşdüğünü vesîkalarla isbât etmekdedirler. İlk iki kitâb,
1396 [m. 1976] senesinde, İstanbulda, ofset yolu ile basdırılmışdır. İkinci
kitâb (Berâet-ül-Eş’ariyyîn) adı ile Şâmda basılmışdır. (Cevâhir)in
bu kısmı, (En-ni’met-ül-kübrâ) mevlid kitâbına ek olarak, İstanbulda
basdırılmışdır. (Essırât-ul-müstekîm) kitâbında, Abdüllah ibni Abbâs gibi
büyük sahâbîleri tekfîr etdiği (Keşfüzzunûn)da yazılıdır.
Hindistândaki
büyük âlimlerden Muhammed Abdül’Azîz Ferharevî, (Nebrâs) ismindeki,
şerh-i Akâid şerhınin hâşiyesi, yüzonaltıncı sahîfesinde diyor ki: İbni Hacer
Askâlânî, (Ed-dürer-ül-kâmine)de diyor ki, (İbni Teymiyye, kabrin-Nebîyi
“sallallahü aleyhi ve sellem” ziyâret için sefere çıkmak harâmdır dedi. Alî
“Radıyallahü Anh” îmân etdiği zemân çocuk olduğu için müslimânlığı sahîh olmadı
dedi. Osmân ibni Affân “Radıyallahü Anh”, malı çok severdi dedi. (Sünen)
kitâblarındaki hadîslerden za’îf olanları bile red etdi. Âlimler, bunun hakkında
ihtilâf etdiler.) Onu övenlerden, imâm-ı Zehebî bile, (O da insandır. Günâhları,
hatâları elbet olacakdır) dedi. Allâme Ahmed ibni Hacer-i Mekkî (El-cevher-ül-munzam)da
diyor ki, (İbni Teymiyye öyle bir kimsedir ki, bozuk sözlerine ve çürük
vesîkalarına, büyük âlimler cevâb vermişler ve düşüncelerinin çirkinliğini
ortaya koymuşlardır. [Şâm, Mısr ve Kudüsde kâdılık yapmış olan şâfi’î fıkh ve
hadîs âlimlerinden Muhammed] İzz-ibni Cemâ’a, onun için, Allahü teâlânın
dalâlete sürüklediği, azdırdığı ve zillet gömleği giydirdiği kimsedir. İslâm
âlimlerine ve bilhâssa Hulefâ-i râşidîne karşı ahmakca i’tirâzlarda bulunmuşdur
demişdir. Aklı noksan olan kimsede irfân bulunur mu?). İmâm-ı Ebül-Hasen Sübkî
diyor ki, (İbni Teymiyye, ilmi aklından çok olan bir kimsedir. Ona Şeyh-ul-islâm
diyenin kâfir olacağını söyliyenler vardır.) Celâlüddîn-i Devânî (Akâid-i
Adudiyye şerhı)nde diyor ki, (İbni Teymiyyenin ba’zı kitâblarında, Arş
kadîmdir dediğini gördüm.) Celâlîye yapılan hâşiyede, (İbni Teymiyyenin sapık
sözleri haddi aşınca, Kâhirede Kal’a-i Cebelde, Kadilkudât Zeynüddîn-i Mâlikî
başkanlığında, derin âlimler toplandı. İbni Teymiyye bunlara cevâb veremedi.
Yediyüzbeş senesi idi. Habsine karâr verildi. Şâmda ve başka yerlerde, (İbni
Teymiyyeye uyanın malı ve canı halâldir) denildiği (Mirâtül-cenân)da
yazılıdır. Yediyüzyedide tevbe edip, serbest bırakıldı. Sözünde durmadı. Tekrâr
habs edildi. Yine tevbe etdi. Şâmda yerleşdi.) Nebrâsın hâşiyesinden terceme
temâm oldu. İbni Teymiyyenin (Kazâ nemâzı kılmak lâzım değildir. Her hayrlı iş
kazâ nemâzı olur) sözü, dalâletinin büyük şâhididir.
Büyük âlim Cemâlüddîn
Muhammed Muzcâcî, (Hidâyet-ül-hâlik) kitâbında, Muhyiddîn-i Arabî
hazretlerini medh ve müdâfe’a ve İbni Teymiyyeyi red ve ibtâl etmekdedir. Bu
kitâb, İstanbulda Süleymâniyye umûmî kütübhânesinde, Vehbî efendi kısmında
altıyüzkırkaltı [646] numarada mevcûddur.
İbni
Teymiyye, Ehl-i sünnet âlimlerinin büyüklüğünü anlamamış, tesavvufu inkâr etmiş,
Ehl-i sünnetden ayrılmışdır. Kitâbları, kendilerine (Selefiyye)ci diyen
mezhebsizlere kaynak olmakdadır. Mezhebsizler, onu övmekde, islâm
müceddidlerinin pîri demekdedirler. İbni Teymiyyenin şakî ve dalâletde olduğu
(Seyf-ül-Cebbâr) ve fârisî (Ta’lîm-üs-sübyân)da da yazılıdır.
Abdürrâzık pâşa diyor ki, (Vehhâbîlik, bir bakımdan ibni Teymiyyeye bağlı olduğu
gibi, son asrın islâm müceddidi bilinen Muhammed Abduhdaki dinde reform fikrleri
de, bir bakımdan, ibni Teymiyyeye bağlıdır.) Abdürrâzık pâşa, 1366 [m. 1946] da
öldü. Hocası Abduhun ve yardımcısı Reşid Rızânın Câmi’ul-ezherde yaydıkları
yıkıcı fikrleri yerleşdirmek için uğraşmaları başarısız kaldı. Sudândaki mâlikî
âlimlerinden Tâhir Muhammed Süleymân, (Zahîretül-fıkhil-kübrâ) kitâbında
diyor ki, (İbni Teymiyyenin sözlerinin kıymeti yokdur. O, dalâletdedir ve
müslimânları dalâlete sürüklemekdedir. Müslimânların icmâ’ından ayrılmış, bid’at
yolunu tutmuşdur. İslâm âlimleri, onun dalâletde [sapık] olduğunu, sözbirliği
ile bildirdi. Kutbüd-Berdîrî, (Şerh-i Muhtasar)da, bunu uzun yazmakdadır).
(Zahîre)nin ikinci baskısı, 1409 [m.1989]da yapılmışdır. Dâl ve mudil olduğu,
Sâvî tefsîri 107.ci sahîfesinde de yazılıdır. Dahâ çok bilgi almak için ikinci
kısmda, onyedinci maddeyi ve (Fâideli Bilgiler) kitâbını okuyunuz!
Yukarıda adı geçen, bid’at
sâhibi Ahmed ibni Teymiyye ile Ehl-i sünnet olan Fahrüddîn Muhammed bin
Ebilkâsım ibni Teymiyyeyi birbiri ile karışdırmamalıdır. Bu, 542 de Harrânda
tevellüd ve 621 de vefât etmişdir. Hanbelî fıkh kitâbı ve tefsîri vardır. 58,
131, 262, 272, 310, 348, 349, 408, 419, 442, 447, 448, 450, 453, 454, 459, 461,
462, 467, 469, 469, 490, 491, 492, 494, 496, 497, 499, 1011, 1077, 1092, 1102,
1115, 1136, 1168, 1179, 1184.
|