Hakîkat Ltd.Şti.Yayınları

   
     

TAM İLMİHÂL

     
   

 SE'ÂDET-İ EBEDİYYE

   
 

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks

 
 

A  B  C  D  E  F  G  H  İ  K  L  M  N  O  Ö  P  R  S  Ş  T  U  Ü  V  W  Y  Z

 
     

Se’âdet-i Ebediyye Kitâbında Adı Geçenlerin Hâl Tercemeleri

0200 — CÜNEYD-İ BAĞDÂDÎ “Rahmetullahi Teâlâ Aleyh”: Seyyid-üt tâife ismi ile meşhûrdur. Babası Muhammed Zeccâcdır. Hanefîdir. [207] de Nehâvendde tevellüd, 298 [m. 910] de Bağdâdda vefât etdi. Dayısı ve mürşidi Sırrî Sekâtînin yanındadır. Sırrî Sekâtînin mürşidi Ma’rûf-i Kerhîdir. Ma’rûf-i Kerhî, imâm-ı Alî Rızâdan ve Dâvûd-i Tâîden feyz almışdır.

Tarîkatlerin çeşidli ismler alması, başka başka olduklarını göstermez. Aynı Velînin talebeleri, birbirlerini tanımak ve üstâdları ile öğünmek için, bulundukları yola, üstâdlarının  ismini vermişlerdir. Tarîkatler başlıca ikidir: (Zikr-i hafî), ya’nî sessiz zikr yapan ve (Zikr-i cehrî), ya’nî yüksek sesle zikr yapan tarîkatler. Birincisi hazret-i Ebû Bekrden gelmiş olup, üstâdlarının adına göre, (Tayfûriyye), (Yeseviyye), (Medâriyye), hakîkî olan (Bektâşiyye), (Ahrâriyye), (Ahmediyye-i müceddidiyye) ve (Hâlidiyye) gibi ismler almışlardır.

Zikr-i cehrî hazret-i Alîden oniki imâm vâsıtası ile gelmişdir. Bunlardan sekizincisi olan imâm-ı Alî Rızâdan Ma’rûf-i Kerhî almış ve Cüneyd-i Bağdâdînin çeşidli halîfelerinin silsilelerinde bulunan meşhûr Velîlerin ismi  verilerek, kollara ayrılmışdır. Böylece Ebû Bekr-i Şiblî yolundan (Kâdirî) ile (Şâzilî), (Sa’dî) ve (Rıfâ’î), Ebû Alî Rodbârî yolundan Ahmed Gazâlî ve Dıyâ-üd-dîn Ebû-Necîb-i Sühreverdî vâsıtaları ile (Kübrevî), Mimşâd-i Dîneverî yolundan yine Ebû Necîb-i Sühreverdî meydâna gelmişdir. İmâm-ı Alîden Hasen-i Basrî vâsıtası ile (Edhemî) ve bundan (Çeştî) hâsıl olmuşdur. (Bedeviyye), Rıfâ’iyyeden hâsıl olmuşdur.

Ebû Necîb-i Sühreverdî, Şihâbüddîn Ömer-i Sühreverdînin mürşidi ve amcası idi. [563] de Bağdâdda vefât etdi. Şihâbüddînden (Sühreverdî) hâsıl olmuş, Ebû Necîbden bir kol da Rükn-üd-dîn Muhammed Sencâsîye gelmiş, bundan Şems-i Tebrîzî ile Rükneddîn İbrâhîm-i Zâhid feyz almışlardır. Birincisinden (Mevlevî) meydâna gelmiş, ikincisi ikiye ayrılmışdır. Birincisinden Safiyyeddîn Erdebîlî yolu ile (Bayrâmî) ve bundan da (Celvetî)ler hâsıl olmuş, ikincisinden Muhammed bin Nûr Halvetî yolu ile (Halvetî) ve (Zeyniyye) meydâna gelmişdir. Halvetîlerden seyyid Yahyâ Şirvânî hâsıl olup, 868 [m. 1464] senesinde vefât etmişdir. Bunun bir talebesinden (Gülşenî) meydâna geldi. Şirvânînin diğer talebesi pîr Muhammed Erzincânî [876] da vefât etmişdir. Bundan ayrılan bir koldan (Niyâzî Mısrî), (Ümmî Sinân) ve (Cerrâhî) tarîkatleri hâsıl oldu. Cerrâhî pîri olan Nûreddîn Cerrâhî, Kara-gümrükde Kedhudâ câmi’i yanındaki tekkede onsekiz sene vazîfe yapıp, 1133 [m. 1720] senesinde orada vefât etdi. Pîr Muhammedin diğer halîfesi Çelebi halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin bir talebesinden (Şa’bâniyye) hâsıl oldu. İkinci talebesi Sünbül Sinân Yûsüf efendi ismine bakınız! Topkapıda otobüs durak yerinin ismi olan Pazar tekkesinin şeyhi Ümmî Sinân efendi 958 [m. 1551] senesinde vefât etmiş ve Eyyûbde talebesi Nasûh dedenin Düğmecilerdeki tekkesine defn edilmişdir. Bunun yerine, talebesi Kazzâz Muhammed Harîrî efendi şeyh olmuş, bu makâmda doksan sene kalarak, [1050] de vefât etmişdir. Bu tekke ile kürkcübaşı Ahmed beğ câmi’i arasındaki türbesindedir. Tekke yerinde şimdi benzin istasyonu vardır. Eyyûbdeki Ümmî Sinân tekkesinin son şeyhi Yahyâ Gâlib, dedelerinin yolundan ayrıldı. Halk partisine girerek, Kırşehir vâlîsi ve sonra meb’ûs oldu. İslâmın son halîfesi Vahîdeddîn hâna Ankaradan gönderdiği iğrenç tehdîd mektûbları ile halîfeyi İstanbulu terke mecbûr etdiğini, Cumhûriyyet gazetesinde neşr etdiği hâtırâtında yazmakdadır. İngiliz askerleri, halîfeyi yatağından kaldırarak, harb gemisi ile, Malta adasına götürdü. 1359 [m. 1940] da öldü. Eyyûbde, Bahâriyyededir.

Hâcı Bayrâm-ı Velînin talebesi Ömer Sekînînin talebesi Hızır Dede, Üftâde efendiye rûhsat verdi. Bunun talebesi de, Hüdâyî Azîz Mahmûd efendidir.

(Uşâkî) yolunun reîsi Hasen Hüsâmeddîn efendidir. Buhârâda seyyid Ahmed-i Semerkandîden feyz aldı. Uşakda yerleşdiği için Uşâkî denildi. 1003 [m. 1594] de Konyada vefât etdi. (Ticânî) yolu, Afrikanın batısında yayılmışdır. Ticânî ismine bakınız! 50, 94, 312, 686, 689, 848, 958, 1011, 1016, 1063, 1090, 1091, 1094, 1119.

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks