46
-
HASTA YEMEKLERİ
10 - DİYABET
(Şeker hastalığı): İdrârda şeker bulunur. Sâlim insanın kanında, aç iken
litrede bir gram glikoz bulunur. Litrede 1,30 gramı geçerse, hastalık alâmeti
olur. 1,60 gram olunca, idrârda şeker bulunur. İdrâr artar. Susuzluk, açlık,
za’îflemek, hâlsizlik, çıban, kaşıntı görülür. Diyabet iki dürlüdür:
1 - Vücûdü
eritmez. Yağlı ve mafsal ağrılı kimselerde çok olur. İdrârdaki şeker, gıdâdan
olur.
2 - Vücûdü
eritir. Az rastlanır. Pankreas bozulmuşdur. İdrârdaki şeker, gıdâdan ve
dokuların erimesinden hâsıl olur.
Diyabetiklerde,
hazmsızlık, albüminüri, bronşit, verem, çıban, antraks (şir pençe), gangren
(parmak ve sâire çürümesi), kramp (adale tutulması), inâdcı nevralgi (sinir
ağrısı), diabet koması (uzun bayılma) hâsıl olabilir.
Haftada iki
kerre, ılık hamam yapmalıdır. Yirmi dakîka yıkanıp, sonra havlu ile friksiyon
(delk, uğma) yapmalıdır. Deniz ve soğuk su banyosu yasakdır. Sıcak elbise
giymeli, sıcak yerlerde yaşamalıdır. Beden hareketi yapmalı, masaj, yürüyüş,
bisiklet, eskrim fâidelidir. Nemâz kılmak, çok fâidelidir.
Perhîz
mühimdir. Dikkat etmelidir. Sinirlenmemeli, heyecanlanmamalıdır.
Yağlı diabet
perhîzi - Önce üç gün sulu perhîz (rejim) yapılır. Günde üç dört litre su verip,
yatakdan kalkmaz. Sabâh müshil verilir. Böylece kan şekeri sür’atle azalıp
normale iner. Bir litre kanda bir gram olur. Ya’nî, yüz gram kanda yüz miligram
olur. Yâhud, üç gün, yeşil sebze yimelidir. Üç gün sonra az et verilir. Fazla
et, asidoz ve aseton yapar ki, ikisi de tehlükelidir. Bol sebze yimelidir.
Yasak olanlar -
Şekerli ve nişastalı her madde yasakdır. Bunlara (karbonhidrat) denir. Her tatlı
meyve, hamur işleri, karbon hidratlı sebzeler, meselâ havuç, şalgam, soğan,
pancar, turup, bezelye ve benzerleri hubûbât yasakdır.
Her dürlü et
yiyebilir. Glikojen bulunduğu için karaciğer yasakdır. Her yemekde, elli gram
ekmek yiyebilir. Kabuk dahâ iyidir. Alöron ve glüten ekmekleri yimelidir. Fazla
protein (et) ve yağ asidoz yapar. Bu ise zehrdir. Yağ az yimelidir. Tereyağı ve
zeytinyağı tercîh edilmelidir. Cevz, fındık, fıstık, bâdem gibi yağlı meyve
yimelidir. Tere, mârul, salatalık, hindibâ, ıspanak, tâze fasulye gibi sebzeler
ve lahna, karnabahar, işkorçina, enginâr, kereviz, kuşkonmaz, yer elması, yer
mantarı yiyebilir.
Patatesde % 17
(yüzde onyedi) nişasta bulunduğu hâlde, yiyebilir. Ekmek yerine, zeytinyağlı
patates püresi verilir. Patatesde alkali tuzları bulunması fâideli olmakdadır.
Yumurta, peynir yiyebilir. Şekersiz olarak süt içebilir.
Limonata, gazoz
yasakdır. Su ve ma’den suları, bikarbonatlı sular serbestdir. Şekersiz, çay ve
kahve içilebilir. Şeker yerine sakkarin habları kullanmalıdır. Her susayışda, az
su içmelidir. Çok su, mi’deyi bozar.
Asidoz
tehlükesi olduğu zemân, bir gün yulaf unu verilir. Yulaf unu, uzun zemân, az tuz
ve tereyağı ile pişirilir. Soğuyunca yumurta akı ile karışdırılır. İkiyüzelli
gram un, yüz gram yumurta akı ve üçyüz gram tereyağı karışımı bir günde
yinecekdir. Bundan sonra üç gün, çeşidli sebze ve yumurta verilir. Albüminüri de
varsa, fazla süt vermelidir. Şekeri değil, albümini düşürmek lâzımdır. Diabetle
nekris [ya’nî mafsal ağrıları] birleşirse, beyâz ve yavru etleri yimemelidir. Az
kırmızı et ve çok sebze yimelidir.
Vücûdü
eriten diabet -
Za’îfletir. Yine çok et vermemelidir. Fazlası,
aseton zehrlenmesi yapar. Tereyağı vermeli, balık yağı içirmelidir. Bol yeşil
sebze yimelidir. Patates yimelidir. Karbon hidratlı (şekerli, nişastalı)
maddeleri arada bir vermelidir. Bunlar, şekeri artdırır ise de, aseton zehri
yapmazlar. Bunları, te’sîri ters olan et ile ayârlamak lâzım olur.
Çalışan bir
şekerliye günde ikiyüzelli gram glikoz [veyâ karbon hidratlı maddeler] ile yüz
gram yağ ve altmış gram protein verilir. Hasta bu kadar glikoza tehammül
etmezse, insülin iğnesi yapmak lâzım olur.
Asidoz yok ise,
her sabâh, kahvaltıdan yarım sâat önce (insülin protamin zink)den oniki ünite
zerk edilir. İdrârda şeker gayb oluncıya kadar, dört günde bir, iki ünite
artdırılır. Piyasada bulunan (Depot-insülin) veyâ (N.P.H. insülin organon)
reçete ile alınır.
Asidoz var ise,
sabâh, öğle ve akşam yemeklerinden on dakîka önce, on ünite âdî insülin zerk
edilir. Piyasada bulunan (İnsülin Horm sempl) reçete ile alınır. İdrârda şeker
kesilinciye kadar onbeş günde bir beş ünite artdırılır. Her üç ayda bir kanda
kolesterol, aseton ve glikoz ölçülmelidir. B12,
C ve P vitaminleri verilir.
Kanda aseton
olursa, yatakda istirâhat etmeli. Yalnız süt vermelidir. Günde iki, üç litre
verilir. Limon suyu, bikarbonatlı su içmelidir.
İdrârda şeker
aramak : Fehling mi’yârı ile aranır. Fekat Fehling eriyiği, uzun zemân
saklanamaz. Bozulur. Tâze hâzırlamak lâzımdır. Dahâ kolay olarak, cam kapaklı
şişeye % 5 (yüzde beş) bakır sülfat (CuSO4)
eriyiği konur. Lâstik veyâ mantar kapaklı başka bir şişeye % 10 (yüzde on)
sodium hidroksid (Na OH) eriyiği konur. Bunlar, senelerce bozulmadan durur.
Yirmidört
sâatlik idrâr toplanıp bundan veyâ yemekden sonra alınan idrârdan deney tüpe,
yarıdan fazla konup, kaynatılır. Sonra, iki üç damla asetik asid konur. Albümin
çöker. Cam hunideki pamukdan veyâ kıvrılmış süzgeç kâğıdından süzülür.
Süzülenden, bir deney tüpünün üçde birine kadar konur. Üzerine, aynı mikdârda
sodium hidroksit eriyiği konur. Üzerine, bakır sülfat (göztaşı) eriyiği
damlatılır. İdrârda şeker varsa, meydâna gelen mâvi bulanıklığın tekrâr eridiği
görülür. İdrâr koyu mâvi olur. Bakır sülfat eriyiği, o kadar damlatılmalı ki,
meydâna gelen mâvi (bakır iki hidroksid) Cu (OH)2
çökeltisi, tüp çalkalanınca, artık erimez olsun ve biraz bulanıklık görülsün.
Çökelti çok olmamalıdır. Bunun için, eriyiği fazla damlatmamalıdır. Koyu mâvi
eriyik alevde ısıtılır. Kaynamadan önce, sarı (bakır bir hidroksid) Cu OH
bulanıklığı olursa, şeker bulunduğu anlaşılır. Sarı turuncu bulanıklık yavaş
yavaş hâsıl olursa, şekerin az olduğunu gösterir. Kaynayınca hâsıl olursa, şeker
pek az demekdir.
Helvada,
pastada ve tatlılarda glikoz bulunup bulunmadığı da, böyle anlaşılır. Âdî
şekerle [sakkarozla] yapılan tatlılar, sarı turuncu olmaz.
Sağlam insanın
idrârında şeker bulunmaz. İdrârın bir litresinde bulunan glikoz mikdârını
bilmenin fâidesi yokdur. Yirmidört sâatde çıkan şeker mikdârı, hastalığın
derecesini ve perhîzin nasıl olacağını gösterir. Hastalık olmayıp, fazla gıdâdan
da glikozüri olabilir. Bunu anlamak için, sabâh açkarna, yüzelli gram glikoz
şekerinin üçyüz gram suda eriyiği, birden içilir. Her sâat, idrârda şeker
aranır. Şeker bulunursa, gıdâdan olduğu anlaşılır. Karaciğerin şeker tutmadığını
gösterir.
Hafîf
diabetler, gıdâ şartları ile sükûnet bulur. Orta derecedeki, sıkı perhîzle idâre
edilir.
Ağır şekli,
sıkı perhîz ve ilâc ile ve yatakda, tedâvî ister. Bunları ayırd etmek için,
kanda glikoz mikdârını ölçmek, asidoz aramak, albüminüri aramak lâzımdır.
Asidozu anlamak için, idrârda amonyak, aseton aranır ve akciğerlerdeki karbon
dioksid basıncı ölçülür ve kanın rezerv alkaleni ta’yîn edilir.
Sağlam insan
idrârında iki santigram aseton bulunur. Açlıkda, mikdârı artar. Kanda aseton ve
diasetik asid ve oksi bütir asidi bulunursa, asidoz denir. Asidoza, yağlar çok,
albüminler az sebeb olur. Şeker ve nişastalı gıdâlar ise, asidozu azaltır.
Asidozu olmıyan şeker hastalarında, açlık, sağlam insanda olduğu gibi, asidoz
yapar. Asidozu çok hastada ise açlık, asidozu azaltır. Asidoz komasında olana,
şekerli su içirilir. Bikarbonatlı su içirilir. Bir litre, yüzde üç eriyiği
damara şırınga edilir.
|