Hakîkat Ltd.Şti.Yayınları

   
     

TAM İLMİHÂL

     
   

 SE'ÂDET-İ EBEDİYYE

   
 

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks

 
 

İKİNCİ KISM

 
     

46 - HASTA YEMEKLERİ

10 - DİYABET (Şeker hastalığı): İdrârda şeker bulunur. Sâlim insanın kanında, aç iken litrede bir gram glikoz bulunur. Litrede 1,30 gramı geçerse, hastalık alâmeti olur. 1,60 gram olunca, idrârda şeker bulunur. İdrâr artar. Susuzluk, açlık, za’îflemek, hâlsizlik, çıban, kaşıntı görülür. Diyabet iki dürlüdür:

1 - Vücûdü eritmez. Yağlı ve mafsal ağrılı kimselerde çok olur. İdrârdaki şeker, gıdâdan olur.

2 - Vücûdü eritir. Az rastlanır. Pankreas bozulmuşdur. İdrârdaki şeker, gıdâdan ve dokuların erimesinden hâsıl olur.

Diyabetiklerde, hazmsızlık, albüminüri, bronşit, verem, çıban, antraks (şir pençe), gangren (parmak ve sâire çürümesi), kramp (adale tutulması), inâdcı nevralgi (sinir ağrısı), diabet koması (uzun bayılma) hâsıl olabilir.

Haftada iki kerre, ılık hamam yapmalıdır. Yirmi dakîka yıkanıp, sonra havlu ile friksiyon (delk, uğma) yapmalıdır. Deniz ve soğuk su banyosu yasakdır. Sıcak elbise giymeli, sıcak yerlerde yaşamalıdır. Beden hareketi yapmalı, masaj, yürüyüş, bisiklet, eskrim fâidelidir. Nemâz kılmak, çok fâidelidir.

Perhîz mühimdir. Dikkat etmelidir. Sinirlenmemeli, heyecanlanmamalıdır.

Yağlı diabet perhîzi - Önce üç gün sulu perhîz (rejim) yapılır. Günde üç dört litre su verip, yatakdan kalkmaz. Sabâh müshil verilir. Böylece kan şekeri sür’atle azalıp normale iner. Bir litre kanda bir gram olur. Ya’nî, yüz gram kanda yüz miligram olur. Yâhud, üç gün, yeşil sebze yimelidir. Üç gün sonra az et verilir. Fazla et, asidoz ve aseton yapar ki, ikisi de tehlükelidir. Bol sebze yimelidir.

Yasak olanlar - Şekerli ve nişastalı her madde yasakdır. Bunlara (karbonhidrat) denir. Her tatlı meyve, hamur işleri, karbon hidratlı sebzeler, meselâ havuç, şalgam, soğan, pancar, turup, bezelye ve benzerleri hubûbât yasakdır.

Her dürlü et yiyebilir. Glikojen bulunduğu için karaciğer yasakdır. Her yemekde, elli gram ekmek yiyebilir. Kabuk dahâ iyidir. Alöron ve glüten ekmekleri yimelidir. Fazla protein (et) ve yağ asidoz yapar. Bu ise zehrdir. Yağ az yimelidir. Tereyağı ve zeytinyağı tercîh edilmelidir. Cevz, fındık, fıstık, bâdem gibi yağlı meyve yimelidir. Tere, mârul, salatalık, hindibâ, ıspanak, tâze fasulye gibi sebzeler ve lahna, karnabahar, işkorçina, enginâr, kereviz, kuşkonmaz, yer elması, yer mantarı yiyebilir.

Patatesde % 17 (yüzde onyedi) nişasta bulunduğu hâlde, yiyebilir. Ekmek yerine, zeytinyağlı patates püresi verilir. Patatesde alkali tuzları bulunması fâideli olmakdadır. Yumurta, peynir yiyebilir. Şekersiz olarak süt içebilir.

Limonata, gazoz yasakdır. Su ve ma’den suları, bikarbonatlı sular serbestdir. Şekersiz, çay ve kahve içilebilir. Şeker yerine sakkarin habları kullanmalıdır. Her susayışda, az su içmelidir. Çok su, mi’deyi bozar.

Asidoz tehlükesi olduğu zemân, bir gün yulaf unu verilir. Yulaf unu, uzun zemân, az tuz ve tereyağı ile pişirilir. Soğuyunca yumurta akı ile karışdırılır. İkiyüzelli gram un, yüz gram yumurta akı ve üçyüz gram tereyağı karışımı bir günde yinecekdir. Bundan sonra üç gün, çeşidli sebze ve yumurta verilir. Albüminüri de varsa, fazla süt vermelidir. Şekeri değil, albümini düşürmek lâzımdır. Diabetle nekris [ya’nî mafsal ağrıları] birleşirse, beyâz ve yavru etleri yimemelidir. Az kırmızı et ve çok sebze yimelidir.

Vücûdü eriten diabet - Za’îfletir. Yine çok et vermemelidir. Fazlası, aseton zehrlenmesi yapar. Tereyağı vermeli, balık yağı içirmelidir. Bol yeşil sebze yimelidir. Patates yimelidir. Karbon hidratlı (şekerli, nişastalı) maddeleri arada bir vermelidir. Bunlar, şekeri artdırır ise de, aseton zehri yapmazlar. Bunları, te’sîri ters olan et ile ayârlamak lâzım olur.

Çalışan bir şekerliye günde ikiyüzelli gram glikoz [veyâ karbon hidratlı maddeler] ile yüz gram yağ ve altmış gram protein verilir. Hasta bu kadar glikoza tehammül etmezse, insülin iğnesi yapmak lâzım olur.

Asidoz yok ise, her sabâh, kahvaltıdan yarım sâat önce (insülin protamin zink)den oniki ünite zerk edilir. İdrârda şeker gayb oluncıya kadar, dört günde bir, iki ünite artdırılır. Piyasada bulunan (Depot-insülin) veyâ (N.P.H. insülin organon) reçete ile alınır.

Asidoz var ise, sabâh, öğle ve akşam yemeklerinden on dakîka önce, on ünite âdî insülin zerk edilir. Piyasada bulunan (İnsülin Horm sempl) reçete ile alınır. İdrârda şeker kesilinciye kadar onbeş günde bir beş ünite artdırılır. Her üç ayda bir kanda kolesterol, aseton ve glikoz ölçülmelidir. B12, C ve P vitaminleri verilir.

Kanda aseton olursa, yatakda istirâhat etmeli. Yalnız süt vermelidir. Günde iki, üç litre verilir. Limon suyu, bikarbonatlı su içmelidir.

İdrârda şeker aramak : Fehling mi’yârı ile aranır. Fekat Fehling eriyiği, uzun zemân saklanamaz. Bozulur. Tâze hâzırlamak lâzımdır. Dahâ kolay olarak, cam kapaklı şişeye % 5 (yüzde beş) bakır sülfat (CuSO4) eriyiği konur. Lâstik veyâ mantar kapaklı başka bir şişeye % 10 (yüzde on) sodium hidroksid (Na OH) eriyiği konur. Bunlar, senelerce bozulmadan durur.

Yirmidört sâatlik idrâr toplanıp bundan veyâ yemekden sonra alınan idrârdan deney tüpe, yarıdan fazla konup, kaynatılır. Sonra, iki üç damla asetik asid konur. Albümin çöker. Cam hunideki pamukdan veyâ kıvrılmış süzgeç kâğıdından süzülür. Süzülenden, bir deney tüpünün üçde birine kadar konur. Üzerine, aynı mikdârda sodium hidroksit eriyiği konur. Üzerine, bakır sülfat (göztaşı) eriyiği damlatılır. İdrârda şeker varsa, meydâna gelen mâvi bulanıklığın tekrâr eridiği görülür. İdrâr koyu mâvi olur. Bakır sülfat eriyiği, o kadar damlatılmalı ki, meydâna gelen mâvi (bakır iki hidroksid) Cu (OH)2 çökeltisi, tüp çalkalanınca, artık erimez olsun ve biraz bulanıklık görülsün. Çökelti çok olmamalıdır. Bunun için, eriyiği fazla damlatmamalıdır. Koyu mâvi eriyik alevde ısıtılır. Kaynamadan önce, sarı (bakır bir hidroksid) Cu OH bulanıklığı olursa, şeker bulunduğu anlaşılır. Sarı turuncu bulanıklık yavaş yavaş hâsıl olursa, şekerin az olduğunu gösterir. Kaynayınca hâsıl olursa, şeker pek az demekdir.

Helvada, pastada ve tatlılarda glikoz bulunup bulunmadığı da, böyle anlaşılır. Âdî şekerle [sakkarozla] yapılan tatlılar, sarı turuncu olmaz.

Sağlam insanın idrârında şeker bulunmaz. İdrârın bir litresinde bulunan glikoz mikdârını bilmenin fâidesi yokdur. Yirmidört sâatde çıkan şeker mikdârı, hastalığın derecesini ve perhîzin nasıl olacağını gösterir. Hastalık olmayıp, fazla gıdâdan da glikozüri olabilir. Bunu anlamak için, sabâh açkarna, yüzelli gram glikoz şekerinin üçyüz gram suda eriyiği, birden içilir. Her sâat, idrârda şeker aranır. Şeker bulunursa, gıdâdan olduğu anlaşılır. Karaciğerin şeker tutmadığını gösterir.

Hafîf diabetler, gıdâ şartları ile sükûnet bulur. Orta derecedeki, sıkı perhîzle idâre edilir.

Ağır şekli, sıkı perhîz ve ilâc ile ve yatakda, tedâvî ister. Bunları ayırd etmek için, kanda glikoz mikdârını ölçmek, asidoz aramak, albüminüri aramak lâzımdır. Asidozu anlamak için, idrârda amonyak, aseton aranır ve akciğerlerdeki karbon dioksid basıncı ölçülür ve kanın rezerv alkaleni ta’yîn edilir.

Sağlam insan idrârında iki santigram aseton bulunur. Açlıkda, mikdârı artar. Kanda aseton ve diasetik asid ve oksi bütir asidi bulunursa, asidoz denir. Asidoza, yağlar çok, albüminler az sebeb olur. Şeker ve nişastalı gıdâlar ise, asidozu azaltır. Asidozu olmıyan şeker hastalarında, açlık, sağlam insanda olduğu gibi, asidoz yapar. Asidozu çok hastada ise açlık, asidozu azaltır. Asidoz komasında olana, şekerli su içirilir. Bikarbonatlı su içirilir. Bir litre, yüzde üç eriyiği damara şırınga edilir.

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks