Hakîkat Ltd.Şti.Yayınları

   
     

TAM İLMİHÂL

     
   

 SE'ÂDET-İ EBEDİYYE

   
 

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks

 
 

İKİNCİ KISM

 
     

36 - İSLÂMİYYETDE TALÂK

TENBÎH - Erkek, nişan için gönderdiğim şeyler mehr idi dese, kadın ise, hediyye idi dese, yinecek şeyler hediyye olur. Başka şeyler, mehr olur. Kızın babasının veyâ akrabâsının, nikâha veyâ kızı vermeğe râzı olmaları için dâmâddan istedikleri para veyâ mal, rüşvet olur. Dâmâd, verdiklerini düğünden sonra, onlardan geri alabilir. Kendiliğinden düğün masrafı verirse, câiz olur. Verdiği, kız için sarf edilir. Bir kimse, kızına düğünlük verdiğini geri alamaz.

Evlenmek istiyen bir erkeğin, nikâhın ehemmiyyetini, nasıl yapılacağını, alacağı kızı seçerken nelere dikkat etmek lâzım olduğunu ve zevcesine, çocuklarına ve akrabâsına karşı vazîfelerini, önceden öğrenmesi lâzımdır. Bunları öğrenmek için, Muhammed bin Kutbüddîn İznîkînin (Mürşid-ül-müteehhilîn) ve (Mürşid-ün-nisâ) kitâblarını okuması çok fâidelidir.

Zevceye karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymıyan sözlerine ve işlerine sabr etmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yimede, giyinmede, gücü yetdiği kadar eli açık olmalıdır. Dinde, müslimânlıkda, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette öğretmeli, islâmiyyete uyan, doğru din adamlarının yazmış olduğu ilmihâl kitâbı alıp, okutmalıdır. Çok zevcesi olan, aralarında adâlet, eşitlik yapmalıdır. Bunların hepsi sünnetdir. Zevcenin giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başı boş da bırakmamalıdır. Kendini ve zevcesini şübheye, iftirâya düşürecek hâllerden sakınmağa çok önem vermelidir. Zevceyi, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli, yabancıları görmesine mâni’ olmalıdır. Ev işleri ile vakt geçirmesi, onun zevkı olmalıdır. Ona sert davranmamalıdır. Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zemân boşamak, ayrılmak lâfını ağza almamalı, bir def’a dahâ evlenmek lâfı etmemelidir.

 

Hayâlin önümde, parlak ay gibi, zulmeti gideren mehtâba benzer,

bu âlem görünür bir serây gibi, ışık olmayınca, zindâna benzer!

 

Bu sesler yabancı, özler yabancı, bakışlar yabancı, gözler yabancı;

dudaklar gülse de, ma’nâ yabancı, gördüğüm rü’yâlar, bir zanna benzer!

 

Güllerin başkadır, ateşin başka, aşkınla tutuşan, bülbülün başka;

şu elin güzeli değmiyor aşka, bir güzel görmedim, cânâna benzer!

 

Bakdıkca yakından güneş yüzüne, dahâ çok inandım tatlı sözüne,

şifâsın, rûhumun üzüntüsüne, sohbetin her derde dermâna benzer!

 

Ayrılık yakıyor gece ve gündüz, geceden karanlık oluyor gündüz,

bu yıl da gurbetde geçen ömrümüz, cefâsı bitmiyen, devrâna benzer!

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks