| 
 
21 - 
BOZUK DİNLER 
2 - BEHÂÎLER 
VE BEHÂÎLİK: İslâmiyyeti yıkmak için uğraşanlardan biri de, Behâîlerdir. Bu 
dinsizlerin başı, Behâullahdır. Elbâb Alî Muhammed ismindeki bir acemin talebesi 
ve halîfesi idi. Elbâb, kendisine ayna derdi. Bu aynada Allah görünüyor derdi. 
Ölünce, Behâullah bunların reîsi olup, behâîlik ismini verdiği safsatalarını 
yaymağa başladı. Ölmeden önce, yerine, oğlu Abdülbehâ Abbâsı geçirdi. Abbâs (Gasniyyi 
a’zam) ismini aldı. Avrupa ve Amerikaya giden Abbâs, yüzbinden ziyâde Behâî 
topladı ve 1339 [m. 1921] de öldü. Yerine, oğlu Şevkî geçdi. Bu da, Behâî 
tarîkatini yaydı. Behâullah, kendinin Peygamber ve âhır zemânın büyük 
kurtarıcısı olduğunu söylerdi. Kendisine ilk küfr damgasını bu sözü ile 
vurmuşdur. İkibin yıl sonra bir Peygamber dahâ geleceğini söylemişdir. 
İslâmiyyet ile ilişiği olmıyan bu kâfirlere göre, ondokuz adedi mukaddes imiş. 
Orucları ondokuz gün imiş. Her Behâînin, ondokuz günde bir, ondokuz Behâîyi 
da’vet etmesi şart imiş. Dinsiz yollarını, (Umûmî adâlet evi) dedikleri, yüksek 
meclislerine seçilen ondokuz kişi idâre edermiş. Her Behâî, her sene, kazancının 
beşde birini bu hey’ete vermeğe mecbûr imiş. Onbir yaşında evlenmek lâzım imiş. 
Bekâr yaşamak yasak imiş. Çıplak kadınlarla toplantı yapmak ibâdet olup, başka 
dürlü ibâdete lüzûm yok imiş. Her dürlü ahlâksızlık, şeref sayılırmış. 
Behâîlerin, 
bütün dünyâda seksensekiz yerde teşkilâtı vardır. Hıristiyan, Yehûdî, Mecûsî, 
Sîhî, Zerdüştî ve Budistleri aldatarak, kendilerine çekmekdedirler. Bunların en 
korkdukları, dayanamadıkları, amansız düşmanları, islâm âlimleridir. Dînini 
bilen, anlıyan hiçbir müslimânı aldatamamışlardır. Kitâblarını, propaganda 
neşriyyâtlarını kırksekiz dile terceme edip, her yere dağıtdıkları ve bu yolda 
milyonlarca lira harc etdikleri hâlde, islâmiyyet karşısında âciz kalmakda, 
eriyip gitmekdedirler. Buna karşılık, Avrupada ve Amerikada ve Afrikada ve 
Avustralyada yetmişyedi mahallî mahfil, resmen tescil edilmiş bulunmakdadır. Rus 
Türkistânında [m. 1902 de] yapılmış ve Şikagoda [m. 1920] de yapılmış büyük 
ma’bedleri vardır. Irk ve milliyet tanımazlar. Komünistler gibi, bütün dünyâya 
yayılmak, tek bir (salâhiyyetli mübeyyin)in emrleri ile idâre edilmek 
gâyesindedirler. Ferdlerin menfe’atini düşünmezler. Devlet kapitalizmini 
desteklemekdedirler. 
Tapınmaları, 
teşkilâtları, vazîfeleri (Akdes) dedikleri kitâblarında ve (Vasıyyetler 
levhaları)nda yazılıdır. Allahü teâlâya inanmaları ve birçok bilgileri, islâm 
dîninden alınmışdır. İslâmiyyete uymıyan, uydurma tarafları da çokdur. Mantıkî 
ve çoğu sosyal olan dünyâ görüşleri, din diye, ilâhî vahy diye anlatılmakdadır. 
Nemâzları, 
Hayfaya karşı durup, Allahı düşünmek imiş. Hacları, Bâbın Şîrâzdaki evini veyâ 
Behâullahın Bağdâddaki evini gidip görmek imiş. Âyet okumak, kalb ile Allahı 
düşünmek demek imiş. 
Şimdi, 
dünyâdaki ve hele memleketimizdeki islâm câhilleri, İslâmiyyeti yıkmak için her 
kılığa giriyor, islâma karşı olan her kötülüğü, yaldızlı sözlerle övüyorlar. 
Behâîliğe bir değer vermedikleri hâlde, yalnız islâmın karşısında olduğu için, 
bu dinsizleri de öven, şişiren, göklere çıkaran kitâblar yazıyor ve 
dağıtıyorlar. 
                                                |