| 
 
06 -  
HADÎS-İ ŞERÎFLERİN ÇEŞİDLERİ 
BÜYÜK HADÎS 
ÂLİMLERİ:  
Hadîs âlimleri, çok yüksek insanlardır. Râvîleri 
ile berâber, yüzbin hadîs-i şerîfi ezber bilene (Hâfız) denir. Kur’ân-ı 
kerîmi ezberliyene hâfız denmez, (Kâri’) denir. Bugün, hadîs-i şerîfleri 
ezbere bilen bulunmadığı için, kâri’ yerine, yanlış olarak hâfız diyoruz. 
İkiyüzbin hadîs-i şerîfi ezbere bilene (Şeyh-ul-hadîs) denir. Üçyüzbin 
ezberliyene, (Huccet-ül-islâm) denir. Üçyüzbinden dahâ çok hadîs-i 
şerîfi, râvîleri ile, senedleri ile birlikde ezber bilene (Hadîs imâmı) 
ve (Hadîs müctehidi) denir. Doğru oldukları, bütün islâm âlimleri 
tarafından tasdîk edilmiş olan hadîs kitâblarından altı danesi, bütün dünyâda 
şöhret bulmuşdur. Bu altı kitâba (Kütüb-i sitte) denir. [Bu kitâblardaki 
hadîs-i şerîflerin sahîh oldukları, icmâ’ ile bildirildi.] Kütüb-i sitteyi yazan 
altı büyük âlim: 
1 - İmâm-ı 
Buhârî “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İsmi, Muhammed bin İsmâ’îldir. Kısaca (H) 
harfi ile gösterilir. (Sahîh-i Buhârî) ismindeki kitâbında 
yedibinikiyüzyetmişbeş hadîs-i şerîf vardır. Bunları, altıyüzbin hadîs arasından 
seçmişdir. Her hadîsi yazacağı zemân, gusl abdesti alıp, iki rek’at nemâz kılar, 
istihâre ederdi. (Buhârî-yi şerîf)i onaltı senede yazmışdır. [194] de 
Buhârâda tevellüd, [256] da fıtr bayramı gecesi, Semerkandda vefât etmişdir. 
2 - İmâm-ı Ebül-Hüseyn 
Müslim Nîşâpûrî “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kısaca (M) harfi ile 
gösterilir. (Câmi’us-sahîh) ismindeki kitâbını üçyüzbin hadîs-i şerîfden 
seçmişdir. [206] da tevellüd, [261] de vefât etdi. 
3 - İmâm-ı 
Mâlik bin Enes: (Mâ) harfi ile gösterilir. (Muvattâ) ismindeki 
kitâbı, ilk yazılan hadîs kitâbıdır. [90] da, Medîne-i münevverede tevellüd, 
[179] da, orada vefât etdi. (Mevdû’ât-ül’ulûm)da diyor ki, ba’zı âlimler,
(Kütüb-i sitte)yi sayarken, (Muvattâ) yerine, İbni Mâcenin 
(Sünen) kitâbını söylemişlerdir. 
4 - İmâm-ı 
Tirmizî “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı Muhammed bin Îsâdır. (T) harfi 
ile gösterilir. (Câmi’us-sahîh) ismindeki hadîs kitâbı çok kıymetlidir. 
[209] da tevellüd, [279] da vefât etmişdir. 
5 - Ebû Dâvüd 
Süleymân bin Eş’as Sicstânî: (D) harfi ile gösterilir. (Sünen) 
ismindeki kitâbında, dörtbinsekizyüz hadîs-i şerîf vardır. Bunları, beşyüzbin 
hadîs arasından seçmişdir. [202] de tevellüd, [275] de Basrada vefât etmişdir. 
6 - İmâm-ı 
Nesâî: Adı, Ebû Abdürrahmân Ahmed bin Alîdir. (S) harfi ile gösterilir.
(Sünen-i kebîr) ve (Sünen-i sagîr) adında iki hadîs kitâbı çok 
kıymetlidir. (Sünen-i sagîr), kütüb-i sittedendir. [215] de tevellüd, 
[303] de vefât etmişdir. 
(Mevdû’ât-ül’ulûm) 
kitâbında diyor ki, [(Sünen) kelimesi, yalnız olarak söylenince, dört 
âlimin kitâblarından biri anlaşılır. Bunlar, Ebû Dâvüd (D), Tirmizî 
(T), Nesâî (S) ve İbni Mâcedir. İbni Mâce, kısa olarak (MC) 
harfleri ile gösterilmekdedir “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”. Bunlardan 
başkasının (Sünen) kitâbı söylenirken, yazarının da adı birlikde 
söylenir. Meselâ, (Sünen-i Dâre Kutnî) (KTın) ve (Sünen-i kebîr-i 
Beyhekî) (Hek) denir]. 
Meşhûr ve çok 
kıymetli hadîs kitâblarından, imâm-ı Ahmed bin Hanbelin (Müsned)i (HD) 
ve Ebû Ya’lâ (Müsned)i (Ya’lâ) ve Abdüllah Dârimînin (Müsned)i
(DR) ve Ahmed Bezzârın (Müsned)i (Z) ile gösterilir. Bu 
kitâblara (Mesânîd) denir. 
  
Yimek, 
içmek, lezzetler, razzâk sıfatındandır, 
râhat bir 
nefes almak, rahmet-i Hudâdandır. 
Gelen her 
iyilik de, onun ikrâmındandır. 
en büyük 
ni’met olan, (Îmân) da, hep ondandır, 
bu 
dünyâda bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 
  
Nasîb 
yok ise gelmez, rızkım gökden ve yerden, 
ne otdan 
ve ne etden, hâsılı hiçbir elden. 
Gelir 
takdîr edilen, hâtırımda yok iken, 
fazla ve 
noksan gelmez, rızıklar mukadderden, 
bu 
dünyâda bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 
  
Kara 
geceyi gündüz, günü akşam edemem, 
kar ile 
suyu ateş, gümüşü wolfram edemem. 
Yer 
küreyi durdurup, ve perîşân edemem, 
kışın kar 
bulutunu, ebr-i nîsân edemem, 
bu 
dünyâda bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 
  
Ademde 
iken beni, seçdi Rabbim bir demde, 
gıdâmı 
etdi hâzır, hemen rahm-i mâderde. 
Meleklere 
emr edip, hizmete kıldı bende, 
dünyâya 
çıkararak, kendine etdi perde, 
bu 
dünyâda bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 
                                                |