35-BÖLÜM:035:
ÜÇÜNCÜ BAHİS
Uzuvların hareketleri keyfiyetini, adalelerin mahiyetini,
cüzlerini, metanet ve özelliklerini üç bölümde ayrıntılı
olarak bildirir.
Adalelerin diziliş keyfiyetini, onlarla baş ve boyunda
bulunan hareketleri yedi madde ile açıklar.
Adalelerin dizilişini
ve onlarla hâsıl olan hareketleri topluca bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi
bilginleri demişlerdir ki: İnsan bedeninde mevcut olan dörtyüzyirmi tane irade-i
ihtiyarî hareketin tamamı sinirler vasıtasıyle yürekten
dimağa, ondan uzuvlara ulaşan kuvvetle hâsıl olup, hareketli azanın temeli bulunan
sert kemikler ile ince sinirlerin bitişmesi uyumsuz olduğundan
yaratıcı olan Allah, inayeti ile lutfedip, uzuv kemiklerinden sinire benzer bağlar
bitirip; sinirler ile tek bir şey gibi toplamış ve
birleştirmiştir. Bağlar ile sinirlerden bileşen baş,
beyin e omuriliğin hacimleri tahammülünce
çıktığı yerde ince bulunup, özellikle uzuvlara bölünüp ve
yayıldığına her bir kemiğin payı, oldukça ince
zayıf olup, asıl çıkış
yerinden uzaklaştıkça bozuşumu ortaya
çıktığı için yaratıcı Allah, hikmeti ile
tedbir edip, sinirlerle bağlardan bileşen uzuvları az yaratmakla kalın
edip, aralarını et ile doldurup, zar ile perde çekip, sinir cevherinden olan belkemiğini
ortasında korumuştur. Şu halde bunun hepsi sinirden, liften, etten ve
zardan meydana gelmiş bir uzuv olmuştur ki, ona adale derler. Bu
adale toplandığında kısalır. Ondan uzuv tarafına giden kirişi çeker. O
durumda o uzuv buruşup, çekilmiş olur. Yine bu adale kendi yayılması ile
uzadığında, o kiriş gevşer. O vakitte, o uzuv açılıp, uzar. İradî
hareketlerin hepsi bu keyfiyetle hâsıl olup, çeşitli nevilerle yerine göre
suret bulur.
Yüz adalelerinin
bazılarını ve onlarla hâsıl olan hareketleri bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki,
anatomi bilginleri demişlerdir ki: Yüz adaleleri, onda olan hareketli
uzuvların hareketleri sayısınca bulunmuştur. Yüzün hareketli
uzuvları, alın, göz, göz kapakları, yanaklar, burun uçları,
alt çene ve dudaklardır. Alnın hareketi, ince, geniş ve örgütlü bir adale iledir.
Bu adale, alnın derisi altında yayılmış olup, ona bir derece
karışmıştır ki, alnın derisinden bir cüz olup, ondan tecridi imkansız
bulunmuştur. Alnın derisi adaleden hareketli olan uzva kiriş bitişmiştir. Bu adalenin toplanması ile iki kaş
kalkıp, gevşemesi ile inip, göz kırpmalarına dahi
yardımcı kılınmıştır.
Gözbebeği ki, gözün
içindedir. Onu hareket ettiren altı adaledir. Dördü, gözün dört
tarafındadır ki, her biri göz bebeğini kendi yönüne hareket ettirmişti. ikisi,
gözün gerisinde yani kaykacında korunmuştur. Onlarla göz bebeğinin daire
üzere olan hareketi bulunmuştur. Gözbebeğinin gerisinde bir adale vardır
ki, açıklanacak içi boş sinire dayanak olup, ona kendi perdeleri ile metânet veriştir. Onu
yumrulaşma sırasında gevşemekten men ile zaptetmiştir Fakat gözün üst
kapakları hareketi ile maksat tama olup, gözün yumulması
gerçekleştiğinden alt kapakları hareketine gerek kalmamıştır.
Hakk'ın inayeti ise mümkün oldukça âletlerin azalmasına sarf olunuştur. Zira ki, âletlerin
çokluğunda âfetler çok bulunmuştur. Üst kapak sakin olup, alt kapağın
hareketli olması mümkündü. Lakin Hakîm olan Allah'ın inayeti, işleri
çıkış yerine daha yakın olmakla sinir ona ulaştığında bükülme
ve değişime muhtaç olmadığı bilinir. Üst kapak için gözün açılması
sırasında kalkma hareketi ve kapanması vaktinde inme hareketi gerekip, kapanma ise
aşağı tarafa çeken adalelere muhtaç olduğundan gözün iki
tarafında iki adale yaratılmıştır ki, göz kapağını
aşağıya çeker
bulunmuştur. Göz kapağının açılması için
ortasına bir adale inip, kirişinin tarafı
kapağının tarafına yayılmıştır ki, o
kısılıp toplandığında gözün
açılması hâsıl olur. Onun için bir adale yaratılıp, doğru inip, kapağın iki
perdesi arasında kıkırdak gibi geniş bir cisim olup, kirpiklerin bittiği yerin
atında yayılmıştır. Göz kapağı, göz bebeğini korumak için ve kirpikler
onu tozlardan korumak için yaratılmıştır.
Şu halde bütün beden azaları, nice hikmetler ve faydalar için yaratılmıştır.
Yanakların,
dudakların ve burun kanatlarının hareketlerine vesile olan
adaleleri bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi
bilginleri demişlerdir ki: Yanağın iki hareketi vardır. Biri, alt çeneye
tâbidir. Biri, dudağa ortak olarak, diğer bir uzvun hareketine tâbi olan kendi
hareketidir. Onun için yanak ile o uzvun müşterek bir adaleleri
vardır. O adale her bir tarafta geniş olup, bu isim ile bilinmiştir. Bu iki
hareketin iki adalesinin her biri, dört cüzden bileşik bulunmuştur. Zira ki
her birine dört yerden lif gelmiştir. Bir cüzü köprücük kemiğinden
çıkıp, sonları iki dudağın iki tarafına, alt
taraftan bitişik olup, ağzı yana
ve aşağıya çekmiştir. İkinci cüz, iki tarafta, böğür ve köprücük kemiğinden
çıkıp, lifleri yanlara gitmiştir. Sağdan çıkan, soldan çıkanla
kesişip, geçmiştir. Şu halde ağdan gelen lif,
dudağın sol alt tarafına ve soldan gelen lif, onun üst sağ
tarafına yetmiştir. Bu iki lifin toplanmasıyle, ağız daralıp,
dudaklar ön tarafa gelir. kesenin ipliği, kendi ağzını topladığı
biçimde olur. Üçüncü cüz, omuzda olan kemik yanında bitip, o adalenin bitiştiği yerin üstünde
bitişmiştir Dudağı iki tarafa eşit ve imale ile meyilli kalmıştır.
Dördüncü cüz, boyundaki susamcıklardan gelip, iki kulak hizasından geçip, yanak
cüzlerine ulaşmıştır. Çizgi, onunla öyle açık
harekete gelmiştir. O harekete dudak dahi uymuştur.
Dudağın adalelerinin biri, yanak ile müşterek olan
adaledir ki, açıklanmıştır. Dudağa mahsus adaleler
dört bulunmuştur. İkisi, elmacık kemikleri üzerinden galip, dudağın iki tarafına
bitişmiştir. iki adale dahi aşağıdan gelip, dudağa
ulaşmıştır. Dudağın hareketinde bu dördü yeterli olmuştur. Zira ki, bu adalelerin her biri tek
başına hareket ettiğinde, dudağı kendi tarafına hareket ettirir. İkisi
iki taraftan beraber hareket etseler, dudak iki tarafa yayılıp gider. Dördü birlik
hareket etseler, dudağın hareketleri dört tarafa tamam olup, kusuru
kalmaz. Bunlardan gayrı onun hareketi olmaz. Müşterek olan adalelerin etrafı
dudağa bir derece kaynaşmıştır ki, onun cevheri olan etten fark
olunmaz.
Burun kanatlarıdır ki, ikisine iki küçük sağla
adalenin birleşmesi âdildir. Küçük olduklarına, çok hareketli olan yanak ve
dudağın adalelerini yerlerinin lüzum ve genişliği yol
açmıştır. Sağlam oldukları, onlarda kemik olmadığındandır. Bu iki adalenin
çıkış yeri elmacık kemikleri tarafında bulunmuştur. Zira ki, elmacıkların lifine
karışmış olup, burun kanatlarını o tarafa hareket ettirir bilinmiştir. Hepsi Allah'ın
hikmeti ile konulmuştur.
Alt çenenin hareketini, faydalarını ve adalelerini
bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki:
Üst çene hareket etmeyi, alt çene hareketli olduğunda nice faydalar
vardır. Biri budur ki, en hafif olanın hareketi uygun ve kolaydır.
Biri budur ki, hareketle zahmet çeken uzuvları kuşatmayanı hareket
ettirmek daha doğru ve daha güzeldir. Biri budur ki, üst çene sakin olduğundan,
mafsalı ile mafsal ucu metin ve
sağlamdır.
Hareketli olan alt
çenenin üç hareketi vardır ki: Biri ağzı açma hareketidir. Biri kapama
hareketidir. Biri çiğneme ve öğütme hareketidir. Açma hareketi, çeneyi
aşağıya indirir. Kapama hareketi, çeneyi yukarıya kaldırır,
öğütme hareketi, çeneyi iki tarafa meyil ile döndürür. Şu halde kapama için iki adale
yaratılmıştı ki; üst taraftan inip, çeneyi yukarıya çekerler. İnsan
çenesi hafif olup, hayvan gibi kesme ve koparmaya fazla muhtaç
olmadığından bu iki adalenin miktarı küçük
yaratılmıştır. Oldukça yumuşak olan beyin
cismi ki, bunların çıkış yerleri
kılınmıştır. Beyine yakın
oldukları için bunlar dahi yumuşak bulunmuştur. Zira ki bu adalelerle dimağ arasında ancak bir
kemik yaratılmıştır. Dimağdan
çıktıkları yer yanında bir çift kemik içinde o
yaratıcı Allah bunları defnedip, perdeden geçirmiştir. Ta ki, bu kemik
sinirlerin başlangıç yerinden uzaklaşmakla cevherleri bir miktar
sertleşmiş olsun. Bu iki adaleden
her birinin birer büyük kirişi
vardır ki,alt enenin kenarını çevirmiştir. Toplandıkça
o çeneyi yukarı
kaldırıp, üst çeneye bitiştirirler. Bu iki adaleye iki adale dahi yardımcı olmuştur ki,
onlar ağzın içinden gelip alt çenede boşluğa inmiştir. Ağzın içinden gelen adalelerden biten
kirişlerin metanetleri için ortalarından çıkmıştır.
Ağzın açılması ve çenenin indirilmesi,
adalelerinin lifleri kulağın arkasında olan ebriye çıkıntılarından
inip, toplanıp, tek bir adale olmuştur. Ondan ziyade sağlamlık için kısa ve
halis bir kiriş oyup, çene kemiğine ağlanacak yerde bitişip,
birleştiğinde çeneyi arka tarafa çekip aşağıya indirici olur. Çünkü
bu çenenin tabii ağırlığı inişine
yardımcı kılınmıştır.
Şu halde ona iki adale kifayet edip, başka bir yardımcıya ihtiyacı
kalmamıştır.
Çiğneme ve öğütme için iki
adale yaratılmıştır ki, her tarafta birer üçgen adale bulunmuştur. Kaçan
açılarının darı olan tarafı elmacık kemiğine
girse, iki kenarı uzayıp;
biri alt çeneye iner ve biri çift kemiğe yükselir. Üçgenlerin tabanları,
aralarında düz olarak birleşip, her bi açı, kendi yerine gider. Ta ki sözü edilen
üçgen adalesinin toplanmasından, muhtelif yönleri meydana gelip,
çiğneme ve öğütme onunla hâsıl olsun.
Baş ve boyunun
hareketlerini ve adalelerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi
bilginleri demişlerdir ki: Baş için kendine özgü hareketler vardır
Boğazın beş kemiğiyle dahi ortak hareketleri vardır ki, başın
eğilmesine boynun eğilmesi denir. Bu iki tür hareket ki, özel ve ortaktır. Her biri ya ön tarafa veya arka tarafa
doğrudur. Veya sağ tarafa eğik veya sol tarafa eğiktir. Kâh bu iki tür
hareket arasında iltiat doğar ki, daire şeklini bulur.
Başın aşağı düşmesi ve kendine has
olan hareketinin iki adalesi vardır. Başın iki nahiyesinden gelmiştir. Zira ki
lifleriyle yukarıda kulak gerisinden ve aşağıda böğür kemiğinde
çıkıp, tek bir bağlantı gibi olup, başa çıkmıştır. Şu halde eğer
biri hareket eylese, başı, o tarafa eğik ve düşük eder. İkisi birlikte hareket etseler, baş,
itidal üzere ön tarafa düşmüş olur.
Baş ile boyunu birlikte ön tarafa eğer adaleler bir
çiftti ki, yemek borusu altında konulmuştur. Birinci omura ve ikinci omura
ulaşıp, onarla kaynaşmış bulunmuştur. Şu halde, eğer yemek borusuna
yakın olan cüzleri toplandıysa, baş aşağı düşer. eğer omurlara
kaynaşmış olan cüzleri dahi toplandıysa, boyun da ön tarafa eğik olur.
Başı geri tarafına kaykıltan adaleler dört
çifttir ki, açıklanan bir çift adalenin altında örtülmüştür. Bu çiftlerin bitiş
yeri,mafsalın üstünde bulunmuştur. Bir çift, birinci omurun iki kanadına
gelmiştir. Bir çifti, ikinci omurun sensenesine (susamsı) bitişik
olmuştur. Bunun özelliği, başın eğilmesini, kaykılma sırasında düz edip, tabii
haline getirmektir. Dördüncü çiftin başlangıç yeri, onların üzeri olup, üçüncü
çiftin altında dıştan yana geçip, birinci omurun kanadına gelmiştir. iki
önceki çift, başı iki tarafa meyilsiz geri tarafına döndürürler. Üçüncü çift,
başı, düz tutar. Dördüncü çift, başı, eğik olarak geri tarafa
döndürür.
Başı, boyun ile birlik geri tarafına eğer
adaleler dört çifttir ki, üç çifti, dördüncünün altında örtülü olup, o, onları
kuşatmıştır. Bu dördüncü çiftin her biri bir üçgendir ki, tabanı, dimağın
bir başka kemiği olmuştur. Onda olan, boyuna inmiştir. Bunun
altında yayılmış olan üç çiftin birisi, boyun omurlarının iki
tarafıyle aşağıya inmiştir. Bir çifti, fazlaca kanatlara meyl ile gitmiştir. Bir
çifti dahi omurların iki tarafıyle, kanatların arasını
bağlamıştır.
Başı, iki tarafa meylettiren
adaleler iki çifttir ki, baş mafsalına bitişmiştir. Bir çiftin
yerleri, öndedir ki, onun biri baş ile ikinci omurun arasını, sağ
taraftan; biri sol taraftan birleştirmiştir. İkinci çiftin yeri, arkadır ki, onun
biri, baş ile birinci omurun arasını sağ taraftan, biri sol
taraftan toplamıştır. Şu halde bu dört adalenin, hangisi toplanıp, kısalırsa, baş, onun tarafına
meyleder. Bunların hangi ikisi bir tarafta beraber toplanıp, kısılırsa, baş
onların tarafına dümdüz meyl eder. Eğer bunların dördü birlikte hareket ederse, baş,
yerinde düz olarak sâkin olur. Bu adale, diğer adalelerden küçüktür. Lakin yerleri
yakın ve düzenleri sair adalelerin altında muntazam olduğundan,
büyük adalelerin görevini görmüşlerdir.
Sesin yeri olan hançerenin
kıkırdaklarını, adalelerini ve hareketlerini
bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki:
Hançere, kıkırdaktan bir uzuvdur ki, ses için âlet
yaratılmıştı. Bu hançere üç kıkırdaktan oluşmuştur. Biri o
kıkırdaktır ki, boğazın önünde ve çenenin altında, hissedilen ve dokunulandır. onun içi çukur,
dışı yumru olduğundan, ona: Kalkan derler. İkinci kıkırdak, onun
gerisinde, boğaza yakın konulup, boğaza raptolunmuştur. Üçüncü kıkırdak, ikinci
üzerinde tas gibi kapanmış olup, ikinciye bitişip, kalkana bitişiksiz
kavuşmuştur. Kapanmış kıkırdak ile bitişik olduğu ikinci arasında çukurlu bir
mafsal vardır ki, ikinci kıkırdağın iki çıkıntısı o
iki çukura girip, hançerenin daralma ve genişlemesinde, birbirinden uzaklaşır ve birbirine
ayrı düşerler. ikinci kıkırdağın, kalkan kıkırdak üzerine
kapanma ve kavuşmasıyle ve odan uzaklaşmasıyle hançerenin kapanması ve
açılması bulunur. Hançere önünde üçgen bir kemik vardır ki, yunanca lam şeklinde
olduğundan, ona: Lam kemiği denilmiştir. Nitekim kemiklerle
açıklanmıştır. Bu kemiğin faydası budur ki: Hançereye dayanak olup, onun latif adaleleri bundan
çıkmıştır. Şu halde kalkan kıkırdağına, ikinci
kıkırdağı yapıştırmak için, üçüncü
kıkırdağı ikisine tatbik için ve üçüncüyü ikisinden uzaklaştırmak
ile hançereyi açmak için nice adaleler gerekmiştir.
Hançereyi açan adaleler bir çifttir ki, lam kemiğinden
çıkıp, kalkan kıkırdağının önüne gelip, üzerine
yayılıp, bitişmiştir. Vakta ki, büzülme ile toplanıp, kapanmış
kıkırdağı, ön ve üst tarafına çekse, hançere
açılma ile genişler. Bir çift adale, boğazı
aşağıya çeken adalelerle müşterektir. Bunların çıkış yerleri, kalkandan yana olan iç
kemik kısmındandır. İki çift adalesi dahi vardır ki, bir çifti iki adaledir. Onlar
kapanmış kıkırdağa gelip, gerisinden ona bitişmiştir. Vakta ki aynı
büzülmeyle toplansa, kapanmış kıkırdağı yukarı
kaldırıp, geri tarafa çekse; kalkandan uzaklaşıp, hançzere genişler. İkinci çiftin iki adalesi,
kapanmış kıkırdağın ii tarafına gelip, yayılmıştır. Vakta ki
büzülseler, kapananı kalkandan yerine uzatıp, hançerenin yayılmasına yardımcı
olur.
Hançereyi daraltan adalelerin bir çifti, lam kemiğinden
gelip, kalkan kıkırdağına bitişir. sonra
genişleyip, ikinci kıkırdağa sarılıp, onun gerisinde iki adalenin iki tarafı bitişik olmuştur.
Şu halde vakta ki, büzülseler, hançere daralır. Dört adalesi dahi kalkan
kıkırdağıyle, ikinci kıkırdağı iki tarafı arasını
birleştirmiştir. Şu halde bunlar büzüldükçe, hançerenin aşağı tarafı daralır.
Hançereyi kuşatan bir çift adaledir ki, kalkan
kıkırdağının kökünden çıkıp, içinden gidi, ikinci kıkırdağın köküne
kapanmış olup, üçüncünün etrafına sağ ve solundan
bitişmiştir. Vakta ki, yukarı kalksalar, mafsalı raptedip, hançereyi öyle kaplarlar
ki, nefesi hapsetmekte göğüs adaleleri ve zarlarına mukavemet ederler. Bu iki
adaleler, küçük ve sağlam yaratılmıştır. Ta
ki hançerenin içinde sıkışmasız, kuvvetle onu
kaplayıp, nefesi hasreylesinler. Bu iki adalenin
eğimleri az olup, düz olarak yükselmiştir. Kalkan
kıkırdağıyle ikinci kıkırdağın
aralarını birleştirmeğe gitmişlerdir. İki adale de
kapanmış olanın altında adı geçen küçük adalelere yardımcı olmak için
konulmuştur. Bunlarda nice sanat bulunmuştur. Sübhanallah!
Boğazın, lam
kemiğini ve boynun adalelerini ve hareketlerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi
bilginleri demişlerdir ki: Boğaz bir cümledir. Onun iki çift adalesi
vardır ki, onu aşağıya çeker. Bir çifti, hançerede adı geçendir. öteki
çifti, böğür kemiğinden bitip, üst tarafa çıkıp, lam kemiğine ve
ondan boğaza bitişip, onu aşağıya çekerler.
Boğazın adaleleri,
boğazın içine konulmuş iki et parçasıdır ki, onun iki adalesi onlar bulunmuştur. Onlar,
yutmağa yardımcı olmak için yaratılmıştır.
Lam kemiğinin hem kendine özgü,
hem de öteki adale ile ortak adaleleri vardır. Ama kendine özgü olan
adaleleri, üç çifttir ki, bir çifti, çenenin iki tarafından gelip, bu kemik
üzerinde olan düz çizgiye bitişip, kemiği çene tarafına çekmiştir. Bir
çifti, çene altından çıkıp, dil altından geçip, bu emiğin üst tarafına
yetmiştir. Bu dahi, bu kemiği çene tarafına çekmiştir. Bir çifti, iki kulak
yanında olan çıkıntılardan çıkıp, bu kemiğin üzerinde bulunan düz
çizginin aşağı tarafına bitişip, onu
aşağıya çekmiştir.
Lam kemiğinin ortak olan
adaleleri, yakında açıklanacaktır. Ama dili hareket ettiren dokuz adaledir ki,
ikisi çıkıntılardan bitip, geniş olup, dilin iki tarafında
bitişmişlerdir. İkisi lam kemiğinin yukarısından
bitip, uzun olup, dilin ortasına
bitişmişlerdir. İkisi, lam kemiğinin aşağı kaburgasından bitip, uzun ve
geniş adaleler arasından dili geçip, onu hareket ettirir. İkisi dahi dili
yayar, bulunmuştur. Onların yerleri, adı geçenlerin altında olup, lifleri
dil atında genişlemesine döşenmiştir. Şu halde bu iki adale, alt çene
kemiğinin tümüne bitişik kılınmıştır. Biri
dil ie lâm kemiği arasını
birleştirir ve birbirine çeker bilinmiştir.
Boynu hareket ettiren iki çift adaledir
ki, bir çifti sağda ve bir çifti soldadır. Şu halde herhangisi
tek başına büzülüp, toplanırsa boyun onun tarafına çekilir. ikisi birlik bir
taraftan büzülürse, boyun o tarafa eğik olur. Eğer dördü beraber
büzülseler boyun eğilmeksizin yerinde kısa olur. Eğer dördü birlik durumu üzere
kalırlarsa boyu dahi durumu üzere kalır. Şu halde bir kere düşünülsün ki,
insanın sadece baş ve boynunda yaraıcı olan Allah'ın nice benzersiz
sanatları bulunmuştur. (Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şanı ne
yücedir).