Soru: Şafii mezhebinde kazası olanın sünnet kılması harammış. Şafii âlimleri nasıl olur da namaz kılmaya haram diyebiliyorlar? Bu kadar mantıksızlık olur mu?

CEVAP

Bazı deyimler, tabirler vardır, bir şey söylenir başka şey anlaşılır. Mesela soba yanıyor denir, maksat içindeki odun yanıyor demektir, yoksa demir sobanın kendisi değil. Şafii âlimlerinin ve diğer mezhep âlimlerinin, kaza namazı varken sünnetle iştigal etmeye haram demeleri de böyledir. Haram olan sünnet kılmak değildir, farzı tehir etmektir. Sünnet olsun, nafile olsun namazla meşgul olmak sevaptır, ancak farz borcunu tehir etmek haramdır. Onun için sünnet kılmak haramdır deniyor. Sünnet kılınınca farz tehir edildiği için sünnet kılmak haramdır deniyor. Yoksa bizzat sünnet kılmak haramdır denmiyor.

Bu konuya örnek vermek için Tergib-us-salat kitabındaki iki hadis-i şerifi bildirelim:

(Bir namazı, vakti çıktıktan sonra kılan, 80 hukbe Cehennemde kalacaktır.)

(İki farz namazı bir araya getirmek, büyük günahtır.)

Birinci hadis-i şerifte, sanki namaz kılmak veya kazasını kılmanın cezası Cehennemde 80 hukbe kalmak olarak bildiriliyor. Burada namaz kılmak, kaza namazı kılmak günahtır denmiyor. Namazı özürsüz kazaya bırakmak günahtır deniyor.

İkinci hadis-i şerif de böyledir. Diyelim mazeretsiz öğle namazının farzını kılmayıp ikindi ile beraber kılmak büyük günahtır deniyor. Bu ne demek? Öğleyi mazeretsiz ikindi vaktine bırakmak büyük günahtır deniyor. Kaza etmekle bile günah affolmuyor. Ayrıca istigfar etmek gerekir.