Soru: Ölümüzün sene-i devriye denilen yıl dönümünde veya kırkında yahut elli ikisinde mevlid okutmak maksadıyla, o günü hesap etmek için, öldüğü günden itibaren mi, yoksa toprağa verildiği günden itibaren mi saymak gerekiyor? Babam akşama doğru vefat etti, ertesi güne kaldı. Akrabalar gelecek diye bekletilirken, gece oldu ve ertesi gün kaldırdılar, yani iki gün sonra defnedildi. Hesabı buna göre iki gün sonra mı yapacağız?

CEVAP

Hadis-i şerifte, (Kabirdeki ölü, denize düşüp, imdat diye bağıran kişiye benzer. Boğulurken kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, ölü de bir dua gözler) buyuruldu. (Deylemi)

Ölen bir yakınımız, (Aman, acele bana hayır hasenat yapın, dua gönderin) diye bağırırken, ona, (Yok öyle acele etme, bekle, kırk günün veya elli iki günün yahut bir yılın dolsun, sana o zaman dua edeceğiz, hayır hasenat yapacağız, mevlid okutacağız) demek ne kadar yanlıştır.

Ziyaretime gelen bir imam anlattı: Cemaatinden biri, ona aynı soruyu sormuş. İmam da uzun uzun bunların bid’at olduğunu, hayır hasenat yapmak ve dua etmek için gün tayininin Hristiyanlıktan geldiğini anlatmış. Adama, anladın mı diye sormuş. O da, (İyi anladım, ama anlamadığım husus, bu kırkını ölünün öldüğü günden mi sayacağız, yoksa toprağa girdikten sonra mı sayacağız) demiş.

Ölü için yapılacak hayır ve hasenatı geciktirmemeli, belli günleri beklememeli, ilk fırsatta yapmaya çalışmalıdır.