Soru: İslam Ahlakı
kitabında, (Elleri ve ayakları kesik olanın yüzü de
yara ise, namazı abdestsiz kılar) denirken, başka bir yerinde, (Abdest aldıracak bir kimse bulamayan hasta, teyemmüm eder.
Teyemmüm de edemeyen namazı kazaya bırakır) deniyor. Niye bu da
abdestsiz kılmıyor? Yahut öteki de bunun gibi
kazaya bırakmıyor? Bu çelişki değilse, farklı bir kavil midir?
CEVAP
Çelişki yok, farklı
bir kavil de değildir.
Birinci hastanın
yardımcı ile de teyemmüm etme imkanı yoktur. Namazı kazaya bıraksa da, elleri
kolları kesik olduğu için iyi olup ileride abdest alarak kılma imkanı yok,
teyemmüm de edemiyor. Mecburen abdestsiz kılıyor. Yani abdestin farzları yerine
gelmiyor, abdest o şahıstan sakıt oluyor.
İkinci hastanın
uzuvları var, ama kendisi abdest alamıyor, ancak yardımcı ile alabiliyor.
Yardımcı yoksa teyemmüm edebiliyor. Hastalığından dolayı teyemmüm de
edemiyorsa, iyileşince veya yardımcı bulunca,
abdest alarak veya teyemmüm ederek kılma imkanı
oluyor. Onun için kazaya bırakıyor. Bir özürle kazaya bıraktığı için de günah
olmuyor. Bir yardımcı gelince hemen teyemmüm edebiliyor veya abdest aldırabiliyor, onun için kazaya bırakıyor.
Birinci hasta,
kazaya bıraksa da, abdest alacak veya teyemmüm
edecek imkanı olmadığı için teyemmümsüz namazını kılıyor. Yani abdest ve
teyemmüm farzları yerine gelmediği için, abdest ve teyemmüm bu hastaya farz
olmuyor, sakıt oluyor.