1- Birinci teşehhüd ve kunut gibi, namazın “Eb’az” olan sünnetlerinden birini, unutarak veya kasden terketmek.

2- Kıldığı rekât sayısında şüpheye düşmek. Mesela dört rekâtlı bir namazı kılarken, içinde bulunduğu rekât üçüncü mü, dördüncü mü diye tereddüt eden kişi, üçüncü rekâtte olduğunu kabul edip bir rekât daha kılar. Namazının sonunda, secde-i sehv yapar.

Birinci rekâtın secdesinde iken rüku edip etmediğinde şüpheye düşen kimse, hemen rükua geri dönüp oradan itibaren rekâtını tamamlar, yani rükudan sonra itidal yapar, sonra da secdelerini yapar. Sonra da namazın sonunda secde-i sehv yapar.

3- Kasden yapılınca namazı bozan bir işi, yanılarak yapmak. Mesela fazla bir rekât kılmak, fazla bir rüku yapmak veya fazla bir secde etmek gibi.

4- Fatiha, son oturuştaki teşehhüd ve bu teşehhüddeki salevat gibi bir rüknü, esas yerinde okumakla beraber, başka bir yerde tekrar okumak. Mesela Fatihayı oturuşlarda, teşehhüdü veya salavatı ayakta okumak gibi.

İmama uyan bir kimse; secde-i sehv yapmayı gerektirecek bir iş yaparsa secde-i sehv yapmaz. Ancak imam secde-i sehv yaptığı zaman, cemaat de yapar.