Soru: Bazıları, “Gündüz namaz kılmaya gerek yok, gece
nafile namaz kılarsan onun yerine geçer” diyerek farza hiç önem vermiyorlar,
nafileye teşvik ediyorlar. Hatta cemaatle Tesbih namazı gibi nafile namaz
kılıyorlar. Farzın dindeki önemi nedir?
CEVAP
Farzın dindeki
önemi çok büyüktür. Farzdan önemli bir şey yoktur. Bu konuda çok hadis-i şerif
vardır.
Biri gelip Resulullah efendimize sual etti:
- Ya Resulallah
Cennete gidecek amel nedir?
- Allah’a ortak
koşmazsın, farzları yaparsın, farz olan namazı kılarsın, farz olan zekatı verirsin,
Ramazanda orucu tutarsın.
- Ya Resulallah bu
söylediklerinizden başka yapılması gereken şey var mı?
- Farz olarak bu
kadardır; ama nafile olarak yapmak istersen başka.
- Allah’a yemin
ederim ki farzları yaparım daha fazlasını yapmam.
Adam dönüp giderken
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Cennetlik
bir kimse görmek isteyen bu adama baksın.) [Buhari, Müslim,
Ebu Davud, Nesai]]
Saçları dağınık
biri yine Resulullah efendimize bazı
sorular sormaya başladı:
- İslam nedir?
- Birincisi günde
beş vakit namaz kılmak...
- Beşten fazla bir
namaz yok mu?
- Hayır yoktur.
Nafile kılmak istersen o başka. Bir de Ramazan orucu var.
- Bundan başka,
oruç yok mu?
- Farz olarak yok.
Nafile olarak tutmak istersen var. Bir de zekat vardır.
- Bundan fazlası
var mıdır?
- Hayır yoktur.
Nafile olarak sadaka verebilirsin.
Adam, (Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım)
diyerek çekip gitti. Resulullah
buyurdu ki:
(Sözünde
durursa, kurtuluşa erdi.) [Buhari, Müslim,
Ebu Davud, Nesai]
İslam âlimleri bu
hadis-i şerifi delil getirip, sünnet ve nafile kılmayanların ahirette ceza
görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını bildirmişlerdir.
Farzın önemi
hakkında, bazı hadis-i şerif mealleri:
(Farz
namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire]
(Nafile
kılmamak günah değildir. Farzın yanında denizde damla gibidir. Farzı kılma
imkanı varken tehir ederek nafile ile meşgul olunca, farzı tehir günahı büyük
olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada büyük günah
kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul olmaz
buyurmuştur.)
(Borcu
var iken verilen sadaka kabul olmaz.) [Buhari]
(Borcu
ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu geciktirmek de günahtır.
Bu bakımdan verdiği sadaka geciktirme günahını affettiremediği için kabul olmaz
buyurulmuştur.)
(Allahü
teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz” buyurdu.) [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair] (Yani
Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için önce farzları eda etmek şarttır.)
(En
üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.) [İ.Ahmed Taberani]
(Farzları
yapmak en üstün cihad oluyor.)
(Allah
indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.) [Müslim, Ebu
Davud]
(En
üstün amel, farz namazdan sonra zekattır.) [Taberani]
(Ya
Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.) [Ebu Davud]
(Önce
farzın ifası emrediliyor.)
(Allahü
teâlânın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi olasın.) [İbni Adiy]
(Çok
nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan insanların en çok ibadet edeni
oluyor.)
(Farzları
öğrenip onunla amel edene veya başkasına öğretene Allah rahmet etsin.) [Ebuşşeyh]
(Bir
Müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkı ile abdest alsın da, o gün
ayaklarının yürüdüğü ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı, kulaklarının
dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler affolmasın.) [İ.Asakir]
(Kıyamette
işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.) [Deylemi]
(Cihad
için atılan adım ile bir farzı ifa için atılan adımdan daha üstünü yoktur.) [Tirmizi]
(Allahü
teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak, vaktinde kılanı
Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.) [İbni Mace, Ebu Davud]
(Ramazanda
bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba
kavuşamaz.) [Tirmizi]
(Farz
orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor ama, farzı zamanında yapma
sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da bir farzı zamanında
yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu bu hadis-i şerif
açıkça bildiriyor.)
(Farzlardan
sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd namazıdır.) [Müslim, İbni
Mace, Ebu Davud, Tirmizi,
Nesai]
Bir kimse, en
kıymetli bir sünnet olan teheccüd namazını ömründe hiç kılmasa, ahirette hiçbir
ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır. Ama bir farzı terkin cezası çok
büyüktür.
Din
kitaplarında deniyor ki:
Düşman karşısında,
bir farz namaz, kılma imkanı varken, terk etmenin cezası, Yedi yüz büyük günaha
bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ Umdet-ül İslam)
Farz namazları
kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkanı varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir
günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair)
[Farz borcu olanın
nafile ile meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı günahtır.]
Hazret-i Ali'nin
rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz
namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu düşüren
hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle
olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabul
etmez.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m. 48] Bu hadisi
açıklayan Hanefî âlimlerinden
Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki:
Bu hadis-i şerifi
gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de
nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da vardır.)
Seyyid
Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz
namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak
ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye
götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar
sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48)
Kaza namazı borcu
var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira
risalesi)
Hazret-i Ebu
Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
(Allah’ın
gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece
yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini
kabul etmez.) [Kitab-ül Harac]
Denizde damla
gibidir
İmam-ı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzın yanında
nafileler kıymetsizdir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında
bir damla su gibi bile değildir. (Mektubat-ı Rabbani
1/29, 260)
[Yıllarca farz kaza
namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca denize değil, bir damlaya itibar
etmek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür.]
Seyyid
Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki:
(Yıllarca
kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet etmesi, dört
mezhepte de lazımdır)
Sünnet yerine kaza
kılan, sünneti terk etmiş olmaz. (Eşbah)
Hiç kazası
olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül
muhtar, Hindiyye)
Alimlerin
söz birliği
Ruh-ul-beyân’da
En'am suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i şerifte bildiriliyor ki:
Kıyamette helal
yoldan kazanan kimseye denir ki:
- Bu malları
kazanırken ve sarf ederken farz bir namazı vaktinde kıldın mı? Namazın rükuunu,
secdesini ve abdestte farzları yaptın
mı?
- Ya Rabbi,
helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir farzı kaçırmadım.
- Helal kazanırken
bazı yanlışların olmadı mı?
- Ya Rabbi, helal
yollardan kazandım ve helal yollarda harcadım, hiçbir farzı zayi etmedim,
farzları yerine getirirken ihlasıma halel getirmedim. (Ruh-ul-beyân
3/132)
Âlimler
sözbirliği ile bildirdiler ki:
Regaib ve revatib
ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz. Sünnetler
farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar.
Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmiş olmaz. Bazı avamın [cahillerin] iddia
ettiği gibi farzı bırakıp da nafile ile uğraşmalarının, mesela, evvabin
namazının farz kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur.
(Ruh-ul-beyân 3/127)
Soru: Farzı yapmayanın imanı gider mi?
CEVAP
Farzlara önem
verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez. Fakat, bir farzı yapmayan müslüman,
iki büyük günaha girer:
Birincisi, o farzın
vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek günahıdır. Bunun affolması
için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir.
İkincisi, bu farzı
terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza
etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. Kaza geciktikçe,
günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe [1
hukbe 80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş günahların
altından kurtulabilmek için, namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergib-üs-salat)
İbni Nüceym
hazretleri buyuruyor ki:
(Farz
namazları vaktinde sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak tevbe etmekle
affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi gerekir. Kaza etmeye
gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve
segair)
Soru: Deniyor ki: “Tehıyyet-ül mescid, camiye, mescide
girince, mekruh vakit değilse, iki rekat nafile namaz kılmak demektir. Kur'an-ı
kerim okunuyorsa, tehıyyet kılınmaz. Çünkü, Kur'an-ı kerimi dinlemek farzdır.
Farzı kifaye için de sünneti terk etmek evladır.”
Okunan Kur’anı
dinleyenler var iken, bizim tesbih çekmemiz veya nafile namaz kılmamızda mahzur
olur mu?
CEVAP
Okunan Kur’an-ı
kerim, namaz kılarken sizi şaşırtmıyorsa, arkada veya kenar bir yerde kılmanız
caiz olur.
Başkaları Kur’an-ı
kerimi dinlediği için, sizin zikir çekmeniz de caiz olur. Ancak okunan Kur’an-ı
kerimi dinlemek farzdır, yani çok büyük sevaptır.
İmam-ı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farz
ibadetin yanında nafile ibadetin hiç kıymeti yoktur, deniz yanında damla bile
değildir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su
gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük
gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Halbuki bir altın zekat vermek, yüz bin
altın sadaka vermekten daha sevaptır.) [c.1, m.
29, 260, c.3, m. 17]
Bir hadis-i şerif
meali de şöyledir:
(Allahü
teâlâ buyuruyor ki, bir kimse farzı yapmakla bana yaklaştığı gibi, hiçbir şeyle
yaklaşamaz.) [Beyheki]