Soru: Bazı kimseler, sünnet namazlar hakkında, özellikle,
yatsının ilk sünneti hakkında hadis olmadığı için bid’at diyorlar. Doğrusu
nedir?
CEVAP
Bütün sünnetler
hakkında hadis-i şerif vardır. Yatsının ilk sünneti Hanefi’de
ve Maliki’de gayri müekked sünnettir.
Nimet-i
İslam kitabında deniyor ki:
Sünnetlere (Nafile) denilmesi, nafile deyiminin daha kapsamlı
olmasındandır. Çünkü her sünnet nafiledir. Her nafile, sünnet değildir.
Nafileler revatib ve regaib diye ikiye ayrılır.
Revatib: Farzlardan
önce veya sonra kılınan müekked ve gayr-ı müekked sünnetlerdir.
Regaib: Kuşluk ve
teheccüd gibi diğer nafile sünnetlerdir.
Müekked sünnetlerin
bir kısmı iki, bir kısmı dört rekâttır.
İki rekâtlılar:
Sabah namazından önce, öğle, akşam ve yatsı namazından sonra kılınan iki rekât
sünnetlerdir.
Dört rekâtlılar:
Öğle ve Cuma namazından önce ve Cuma namazından sonra kılınan dört rekât
sünnetlerdir.
Gayr-i müekked
sünnetler: İkindi ve yatsıdan önce kılınan 4 rekâtlı sünnetlerdir.
Öğlenin ve yatsının
ikişer rekâttan ibaret olan son sünnetlerini onlara ikişer rekât daha ekleyerek
dörder kılmak da mendub sünnetlerdendir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Öğlenin
farzından önce ve sonra devamlı olarak dört rekât [nafile] kılana cehennem
haram olur.) [Tirmizi, Ebu Davud]
Akşam namazının
farzından veya müekked sünnet olan iki rekâttan sonra altı rekât namaz kılmak
da mendub sünnettir. Bu mendub sünnete Evvabin denir. Bir hadis-i şerif meali:
(Akşam
namazından sonra konuşmadan altı rekât daha kılanın elli yıllık [küçük]
günahları affolunur.) [Feyz-ül Kadir]
İkindinin ilk
sünneti, yatsının ilk sünnetinden daha faziletlidir. Hazret-i Aişe validemiz (Resulullah, yatsının farzından önce dört, farzından
sonra da dört rekât kılıp yatarlardı) buyurdu.
Hazret-i İbni
Ömer’in, (Resulullah ile beraber, yatsı
namazından sonra iki rekât namaz kıldık) diye bildirdiği hadis-i şerifi,
yatsının son sünnetini, Hazret-i Abdullah ibni Mugaffelin rivayet ettiği, (Her ezan ve ikamet arasında namaz vardır) hadis-i
şerifi de, yatsının ilk sünnetini göstermektedir. (Buhari)
Mezahib-i erbaa’da
nafile namazlar mezheplere göre şöyle bildiriliyor:
Hanefide:
Farz namaza tabi olan nafileler, ikiye ayrılır:
Mesnun
ve mendub.
Mesnun
olanlar:
Sabah namazından
önce iki,
Öğle namazından
önce dört, sonra iki,
Cuma namazından
önce ve sonra dört,
Akşam namazından
sonra iki,
Yatsı namazından
sonra iki.
Mendub
namazlar:
Akşam namazından
sonra altı,
Yatsı namazından
önce dört rekât. Hazret-i Aişe validemiz, (Resulullah,
yatsının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekât kılıp yatarlardı)
buyurdu.
Hanbelî’de: Farz namazlara tâbi olan nafileler ikiye ayrılır:
Ratibe
ve gayr-i ratibe.
Ratibeler:
Öğle farzından önce
iki, öğle farzından sonra da iki,
Akşam namazından
sonra iki,
Yatsı namazından
sonra iki ve sabah namazından önce de iki rekat.
Revatibin gayrı ise
yirmi tanedir:
Öğle namazından
önce dört ve sonra dört,
İkindi namazından
önce dört,
Akşam namazından
sonra dört,
Yatsı namazından
sonra da dört rekât,
Akşam namazından
önce iki rekât kılmak da mubahtır.
Şafiide: Farzlara tabi olan nafile namazları ikiye ayrılır:
Müekked,
gayri müekked.
Müekkedler (Revatib olanlar):
Sabah namazının iki
rekâtı,
Öğle ve Cuma
namazından önce iki, Cumadan sonra iki,
Akşam namazından
sonra iki,
Yatsı namazından
sonra da iki rekât, bir de vitirdir.
Sünnet-i
gayri müekkedeler:
Öğleden önce ve
öğleden sonra iki rekât. Cuma da öğle gibidir. [Öğlenin ve Cumanın farzından
önce, iki rekât müekked, iki rekât da gayr-i müekked olmak üzere, toplam dört
rekât sünnet namaz vardır.]
İkindiden
önce dört,
Akşamdan önce iki
rekât. Bu iki rekât, (Her iki ezan arasında bir namaz
vardır) hadisinden dolayı kılınır. İki ezandan murat ezan ve ikamettir.
Yatsı namazından
sonra iki rekât.
Malikide: Farzlara tabi olan nafileler ikiye ayrılır:
Revatib ve diğerleri.
Revatib olanlar:
Bunların belli bir
rekât sayısı yok ise de evla olanı şöyledir:
Öğle namazından
önce ve sonra dört,
İkindi namazından
önce dört,
Akşam namazından
sonra altı rekât.
(İki
ezan arasında bir namaz vardır) hadis-i şerifine
istinaden yatsı namazından önce nafile kılmak müstehabdır.
Revatib
olmayan nafileler:
Sabah namazı iki
rekât.
Maliki’de yatsı namazından sonra ve vitir namazından önce
kılınan bir nafile namaz var.
Vitir sünnet-i
müekkededir. İki rekât tavaf namazından sonra sünnetlerin en kuvvetlisidir.
Görüldüğü gibi, her
mezhepte sünnet namazlar vardır.
Soru: Öğle ve yatsının son sünnetini dört rekat kılmak caiz
midir?
CEVAP
Farz ve vacip
namazlardan başka kılınan namazlara, sünnetler de dahil, nafile denir. Mekruh
vakitler haricinde her zaman nafile namaz kılmak caizdir. Öğle ve yatsı
namazının farzından sonra dört, akşamın farzından sonra altı rekat nafile namaz
kılmanın fazileti hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Öğle
namazından önce ve sonra dört rekat namaz kılmaya devam edene Cehennem haram
olur.) [Tirmizi]
(Akşamdan
sonra altı rekat namaz kılanın, günahları deniz köpüğü kadar da olsa
affedilir.) [Taberani]
(Akşam
namazından sonra, konuşmadan 6 rekat namaz kılan, 12 yıl nafile ibadet etmiş
gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace]
(Öğlenin
farzından önce kılınan dört rekat, yatsının farzından sonra kılınan dört rekat
namaz gibidir. Yatsıdan sonra kılınan dört rekat namaz, Kadir gecesinde kılınan
dört rekat namaz sevabına eşittir.) [Taberani]
Ancak nafile
ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için farz borcunun olmaması gerekir. Bu borcu
ödemedikçe, bu cinsten olan hiçbir nafile ibadetine sevap verilmez. Dürret-ül
fahire’deki hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, kazaya
kalmış namaz borcu olanın, nafile namazını kabul etmez) buyuruldu.
Ayrıca nafile ibadetlere sevap verilebilmesi için, haramlardan kaçıp günahlara
da tevbe etmek gerekir.
Soru: Bazen öğlenin sünnetini terk etmekte mahzur var
mıdır?
CEVAP
Çok mühim bir
mazeret olmadan namazın sünnetlerini terk etmek doğru değildir. Hele kaza borcu
olanın namazlarını bir an önce kaza etmesi farzdır. Bir kişi, bazen sabah ve
akşam yemeğini yiyip öğle yemeğini yemese, bir şey olmaz. Yemek için namazın
sünnetlerini bırakmak uygun değildir. Hele sünnete önem verilmediği için
kılınmazsa çok daha tehlikelidir. Peygamber
efendimizin yaptığı işleri beğenmemek olur ki maazallah çok kötüdür.
Peygamber aleyhisselam, farzların yanında nafile namazlar kılmıştır. O kıldığı
için bu nafile namazlara sünnet diyoruz. Peygamber
efendimizin kıldığı bu nafilelerin [sünnetlerin] önemi büyüktür. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Her gün
öğlenin farzından önce 4, öğle ve akşam ve yatsının farzından sonra 2, sabahın
farzından önce 2 rekat olmak üzere 12 rekat nafile [sünnet] kılan Cennete
girer.) [Ebu Davud]
(Her gün
12 rekat nafile namaz kılan müslümana Cennette bir köşk yapılır.) [Müslim]
(Öğlenin
farzından önce 4 rekat [sünnet] kılan, gece bu kadar teheccüd namazı kılmış
gibi sevap kazanır.) [Taberani]
(Öğlenin
farzından önce ve sonra 4 rekat [sünnet] kılmaya devam edenin Cehenneme girmesi
haramdır.) [Nesai]
(Öğlenin
farzından önce 4 rekat kılan, İsrailoğullarından bir köleyi azat etmiş kadar
sevap alır.) [Taberani]
Resulullah efendimizin hangi namazı daha çok sevdiği ve ona
devam ettiği sorulduğunda, Hazret-i Âişe validemiz, (Öğleden
önce 4 rekat [sünnet] kılardı, kıyamlarını uzatır, rüku ve secdelerini güzel
yapardı) buyurdu. (İbni Mace)
Resulullah, öğlenin dört rekat olarak kıldığı ilk sünneti için, (Bu vakit, göklerin kapılarının açık olduğu zamandır. Bu
vakitte iyi bir amelimin Arşa çıkmasını isterim) buyururdu. (Tirmizi)
(Öğlenin
farzından önceki 4 rekat [sünnet] hariç, gündüz kılınan [sünnet] namazların hiç
biri, gece kılınan [sünnete] denk olamaz. Gece namazlarının, gündüz namazlarına
olan üstünlüğü, cemaatle kılınan namazın yalnız kılınan namaza üstünlüğü
gibidir.) [Taberani]
(Cemaatle
kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir.) [Buhari]
Öğle namazının
sünnetlerinin fazileti bu kadar mühimdir. İmam-ı Gazali hazretleri, (Öğlenin son sünneti, ilk sünnetinden daha kuvvetlidir)
buyuruyor. Redd-ül-muhtar’daki hadis-i şerifte ise, (Öğlenin
farzından önceki [sünneti] terk eden, şefaatime kavuşamaz) buyuruluyor.
O halde, mühim bir özür olmadan sünnetleri terk etmemelidir.
İslam âlimleri, bu
hadis-i şerifi, (Özürsüz ve ısrar ile öğlenin
sünnetini terk eden, bu namaz için olan ve derecenin yükselmesine yarayan
şefaatime kavuşamaz) şeklinde açıklıyorlar. Çünkü sünneti değil, farzı
bile terk edene, büyük günah işleyene şefaat edilecektir.
Farzdan önce sünnet
kılmak, şeytanın ümidini kırmak, onu üzmek için emredilmiştir. Şeytan, (Sünnetlerde bile insanı aldatamıyorum, farzlarda ise, hiç
aldatamam) diye üzülür. (Tahtavi)
Resulullahı sevindirmek, şeytanı üzmek için sünnetleri hiç terk
etmemelidir!