Soru: (Çok kimse, şimdi ibadetlerini yapmıyor, “Emekli olunca
hepsini kaza ederim” diyor. Be mübarek adam, sanki yaşayacağın garanti mi de
ibadetlerini emekli olmaya bırakıyorsun? Yaşaman garanti olsa bile, insan
yaşlanınca, gençken olduğu gibi kolay ibadet edemez, abdestli duramaz, ağrıdan
sızıdan namazlarını doğru dürüst kılamaz, Ramazan orucunu tutamaz, nerede kaldı
ki bunları kaza etsin) deniyor. Böyle denince, sanki yaşaması garantiyse
ve yaşlanınca ibadetini rahat yapabilirse kazaya bırakmasının caiz olduğu
anlaşılıyor. İnsan hiç yaşlanmasa ve yaşayacağı da garanti olsa, orucunu ve
namazını kazaya bırakması haram olmaz mı?
CEVAP
Elbette haram olur. Hep genç kalsa, emekli olunca kazalarını rahatça
ödese bile, ibadetlerini kazaya bırakıp geciktirdiği için haram işlemiş olur.
Bir de, bir ibadeti zamanında yapmakla, kazasını ödemek arasında sevab
bakımından dağlar kadar fark vardır. Namaz vakitli ibadettir. Vaktinde kılmak
gerekir. Bir vakit namazı kazaya bırakmak, çok büyük günahtır. Kaza edilse bile
günahı affolmaz. Ayrıca tevbe etmek gerekir.
Emekli olunca, kazalarını ödeyebilen sadece azaptan kurtulur, ama
namazdan ve oruçtan hâsıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Kurban kesmeyip
kazasını yapan, yani değerini sonra veren kimse de, sadece azaptan kurtulur,
kurban kesme sevabına kavuşamaz.
Namazı, kazaya bırakmak büyük günah olduğu gibi, kazasını geciktirmek de
büyük günahtır. Bu büyük günah, kaza kılacak kadar zaman geçince, bir misli
artar. Kaza etmeyi geciktirince de, tevbe etmek farz olur.
Soru: (Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi yoktur) sözü,
namaz kılmayana kâfir demek olur ki, bu da Ehl-i sünnet itikadına aykırı değil
midir? İbadet etmeyene kâfir denir mi?
CEVAP
Bu söz hadis-i şeriftir, çeşitli hadis kitaplarında vardır. Bunun gibi
namaz kılmamanın küfür olduğunu bildiren hadis-i şerifler çoktur. Birkaçı
şöyledir:
(Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberânî]
(Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr]
(Namaz kılmayanın Müslümanlığı yoktur.) [Bezzar]
(Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı
terk eden kâfir olur.) [Nesaî]
(İman, namaz demektir. Namazı itinayla, vaktine ve
diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar]
İlmahal’de, (Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi
yoktur) hadis-i şerifiyle diğer hadis-i şerifler açıklanarak deniyor ki:
Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliğiyle, (İbadetler
imandan parça değildir) buyurdular. Yalnız, namazda söz birliği olmadı.
Fıkıh imamlarından İmam-ı Ahmed ibni Hanbel, İshak ibni Raheveyh, Abdullah ibni
Mübarek, İbrahim Nehaî, Hakem bin Uteybe, Eyyub Sahtiyanî, Davud Taî, Ebu Bekir
ibni Şeybe, Zübeyr bin Harb ve daha birçok büyük âlimler, (Bir namazı bile bile, kasten kılmayan kimse kâfir olur)
dedi. (Namazın ehemmiyeti kısmı)
El-fıkhü alel mezahibil-erbea kitabında da deniyor ki:
Hanbelîler ile Abdullah bin Mübarek, İshak bin Raheveyh ve
bazı Şâfiî âlimleri dediler ki: Namazı
mazeretsiz olarak, kasten terk eden kimse kâfir olur. Bu söz, Hazret-i Ali’den
de nakledilmiştir. Bunlar, delil olarak Tevbe sûresinin (Eğer müşrikler tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse serbest
bırakın!) mealindeki 5. âyet-i kerimesini bildirmişlerdir. Resulullah efendimiz bu âyet-i kerimeyi
açıklayarak buyurdu ki:
(Müşrikler La ilahe illallah deyinceye, namaz
kılıncaya ve zekât verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum.) [Buhârî]
Diğer üç mezhep mensuplarıysa, (Bir kimse namaz
kılmayı, zekât vermeyi vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz, bunları yerine
getirmediği için üzülmez, günaha girdiğini bilmezse, kâfir olur)
demişlerdir. Yani Hanefî, Malikî ve Şafiî’de namaz kılmayan kâfir
olmuyor, ancak önem vermezse yine o mezheplerde de kâfir oluyor.
Soru: İlmahal’de,
Tergib-üs-salat kitabından alınarak, (Bir namazı özürsüz, vaktinden sonra kılan, seksen hukbe
Cehennemde yanacaktır) mealindeki hadis-i şerif bildirilmektedir. Namazı
kılmak niye günah oluyor?
CEVAP
Günah olan, namaz kılmak değil, namazı kasten kılmayıp kazaya
bırakmaktır. Tevbe edip o namazı kaza ederse, cezadan kurtulur. Çünkü
Mektubat’taki bir hadis-i şerifte, (Bir namazı bile
bile, vaktinde kılmayıp, kaza etmeyene, Cehennemde seksen hukbe azap
edilecektir) buyuruluyor. (m. 266)
Demek ki, tevbe edip kaza eden, hattâ kaza etmediği hâlde, şefaate yahut
affa kavuşan cezadan kurtulur.