Önce İslam âlimlerinin ahmaklık hakkındaki sözlerinden
bazılarını bildirelim:
İnsanların en ahmağı zekasına en çok güvenendir.
İnsanların en akıllısı da, suçu kendinde arayan ve bilmediklerini âlimlere
soran kimsedir.
Salih amel işlemeden yani Cehennem tohumu ekip, Cennet
beklemek ahmaklıktır.
Fen bilgilerini iyi öğrenen, aklı başında bir kimse,
yalnız düşünmekle, Allah’ın var olduğunu anlar, bir yaratıcının varlığına
inanır. Eseri görerek müessirin, yani eseri yapanın varlığını anlamamak,
ahmaklık olur.
İyiye ihanet edince, kötüye iyilik edince, akıllıyı
sıkıntıya sokunca, ahmağa acıyınca, şerlerinden sakın!
Soyu ile övünmek ve kibirlenmek, cahillik ve
ahmaklıktır. Kabil, Âdem aleyhisselamın, Kenan ise, Nuh aleyhisselamın oğlu
idi, fakat kâfir idiler. Babalarının Peygamber
olması, bunları küfürden kurtarmadı. İnsanın övündüğü soyu, bir avuç toprak
oldu. Toprak ile övünmek akla uygun olur mu? Onların salih olmaları ile övünmek
yerine, onlar gibi salih olmaya, onların yolunda bulunmaya çalışmalıdır.
Kadınların çoğu, güzellikleri ile kibirlenirler.
Halbuki güzellik, insanda kalıcı değildir, çabuk gider. İnsana mülk olmaz.
Âriyet, emanet olan şeyle kibirlenmek, ahmaklıktır.
Nefsine de ki: Ey nefsim, akıllı olduğunu iddia ediyor
ve sana ahmak diyenlere kızıyorsun. Halbuki, senden daha ahmak kim var ki,
ömrünü boş şeylerle, gülüp eğlenmekle geçiriyorsun. Senin halin, şu katile
benzer ki, polislerin, kendisini aradıklarını ve yakalayınca, cezalanacağını
bildiği halde, tedbirsiz dolaşıyor. Bu ahmaklık değil mi?
Üstünde akrep olan bir kimse, o akrebi üstünden
atmaya, onu öldürmeye çalışmayıp da, başkasının yüzüne konan sinekleri
kovalamaya çalışması ahmaklıktır.
Bir ahmaklık hikayesi şöyledir:
Ormanda bir ayının ayağı, kütük arasına sıkışmış,
kurtaramıyormuş. Biri bunu görüp, ayının ayağını kütüğün arasından çıkarmış.
Ayı da kendisine iyilik eden bu adama, ormandaki arıların yaptığı petekleri
alıp getirmiş. Adam balı yiyince orada uyumaya başlamış. Fakat sinekler, adamın
yüzüne konarak rahatsız ediyormuş. Ayı ise, adam rahat uyusun diye sinekleri
kovuyormuş. Bakmış kovmakla gitmiyor, sinekleri öldüreyim bari diye, kocaman
bir taş alıp, adamın yüzüne konan sineklere vurmuş. Sonucu tahmin ediyoruz. Ayı
ahmak olduğu için, sinekleri öldürmek için vurduğu taşın adama zarar vereceğini
düşünememiş. Ahmak olmamak lazım.
Kendisini ebedi tehlikeye atan akıllı olamaz,
ahmaktır. Kur’an-ı kerimde mealen, (Düşünmüyor musunuz) ikazı çok geçer. Hadis-i şerifte, (Aklı olmayanın dini de
yoktur) buyuruldu. (Tirmizi)
Ahmaklığın tek kelime ile tarifi, akılsızlıktır.
Akılsızlık ise doğuştandır. Kaza kader konusudur. Bir hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Her şey Allahü teâlânın
takdiri iledir. Akıl ve ahmaklık bile.) [Buhari]
Hazret-i İsa, (Körleri iyileştirmek, ölüleri diriltmek
zor gelmedi. Ama ahmağa, doğru sözü anlatamadım) buyurdu. Ahmaklıkta cahillik
de vardır. Cahilliğin ilacı ise ilimdir. Ahmak, hak ile bâtılı ayıramaz ve daha
başka zararlar yapar. O halde hak ile bâtılı ayıran ve faydalı şeyleri bildiren
Ehl-i sünnet âlimlerine tâbi olan
ahmaklığın zararından kurtulur. Ahmaklar, bir adada mahzur kalmış insanlara
benzer. Bunlar kendi imkanları ile sahile çıkamaz. Tecrübeli bir kaptanın
gemisine binerlerse sahile kavuşurlar. Binmeyen sahile çıkamaz. Onun için
âlimlere uyan kurtulur. Hadis-i şerifte
de, (Âlimler rehberdir, âlimlere uyun) buyuruldu.