İnsanlar,
mahluk olduğu gibi, bütün işleri, hareketleri de, Allahü
teâlânın mahlukudur. Çünkü Ondan başka, kimse bir şey yapamaz,
yaratamaz. Kendi mahluk, yaratılmış olan, başkasını nasıl yaratabilir?
Yaratılmak damgası, kudretin az olduğuna alamettir ve ilmin noksan olduğuna
işarettir. Bilgisi, kuvveti az olan, yaratamaz. İnsanın işinde, kendine düşen
pay, kendi kesbidir. Yani o iş, kendi kudreti ve iradesi ile olmuştur. O işi,
yaratan Allahü teâlâ, kesb eden kuldur.
İnsanların
ihtiyari işleri, isteyerek yaptıkları şeyler, insanın kesbi ile Allah’ın
yaratmasından meydana gelmektedir. İnsanın yaptığı işte, kendi kesbi, ihtiyarı
[seçmesi, beğenmesi] olmasa, o iş titreme şeklini alır. Kalbin hareketi gibi
olur. Halbuki, ihtiyari hareketlerin, böyle olmadığı açıktır. Her ikisini de, Allahü teâlâ yarattığı halde, ihtiyari hareketle,
titreme hareketi arasında görülen bu fark, kesbden ileri gelmektedir.
Allahü teâlâ, kullarına merhamet ederek, onların işlerinin
yaratılmasını, onların kastlarına, arzularına tâbi kılmıştır. Kul isteyince,
kulun işini yaratmaktadır. Bunun için de, kul mesul olur. İşin sevabı ve
cezası, kula olur. Allahü teâlânın
kullarına verdiği kast ve ihtiyar, işi yapıp yapmamakta eşittir. Kullarına,
emirlerini ve yasaklarını yerine getirecek kadar kudret [enerji] ve ihtiyar
vermiştir. Bir işin iyi veya kötü olduğunu da bildirmiştir. Kul, her işinde,
yapıp yapmamakta serbest olup, ikisinden birini seçecek, iş iyi veya kötü
olacak, günah veya sevap kazanacaktır.
İslam
âlimleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, hayat, ilim, semi, basar, irade, kudret sıfatlarından
kullarına biraz ihsan etti; ama yalnız üç sıfatı kendine mahsustur. Bu üç
sıfattan hiç bir mahlûkuna vermedi. Bunlar, kibriya, gani olmak ve yaratmak
sıfatlarıdır. Kibriya, büyüklük, üstünlük demektir. Gani olmak, başkalarına
muhtaç olmamak, her şeyin Ona muhtaç olması demektir. (Hak Sözün Vesikaları)
Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; her şeyi bir sebep ile
yaratmaktadır. Fakat, sebeplerin, vasıtaların, Onun yaratmasına hiç tesirleri
yoktur. Vasıtasız maliktir. Ondan başka yaratıcı yoktur. Bütün varlıkları
yoktan var etti. İnsanların ve hayvanların hareketlerini, düşüncelerini,
hastalıklarını, şifalarını, hayırlarını, şerlerini, faydalarını, zararlarını
yaratan yalnız Odur. İnsan, kendi hareketlerini, düşüncelerini, hiçbir şeyi
yaratamaz. İnsanın düşüncelerini, hareketlerini, keşiflerini, buluşlarını hep o
icat etmekte, yaratmaktadır. Ondan başkasına yaratıcı demek, cahilce, batıl bir
sözdür. (Feraid-ül-fevaid)