Soru:
Bir kitapta okudum. (Şunlar Allahü teâlânın
Arşında gölgelenir) deniyor. Buradan başka Arşların da olacağı anlamı çıkar mı?
CEVAP:
Çıkmaz.
Mesela (Allahü teâlâ, Salih Müslümanları
Cennetine koyar, kâfirleri de Cehennemine koyar) dense, başka Cennet ve
Cehennem olduğu anlaşılmaz. Yerler gökler, yıldızlar hepsi Allah'ındır. Arş’a,
Arşullah = Allah’ın Arşı denmesi Arş'ın değerinin yüceliğini göstermektedir.
Kur'an-ı kerimde Mekke'nin Rabbi diye geçer. Allahü
teâlânın âlemlerin, herkesin rabbi olduğu bildirildiği halde, Rabbike
[Senin Rabbin] ifadesi vardır. Senin Rabbin demek, âlemlerin Rabbinden ayrı
değildir. Senin Rabbin ile Mekke’nin Rabbi ifadesindeki Rab, farklı değildir.
Farklı olmadığı halde niçin ayrı ifade kullanılmıştır? Allahü teâlâ mekândan münezzehtir. Kâbe, kıymetli,
şerefli yer olduğu için Beytullah, yani Allah’ın evi denmiştir. Arş da çok
kıymetli, şerefli olduğu için Arş’ın Rabbi denmiştir. Allahü teâlâ, Mekke-i mükerremeyi emniyetli kıldı.
Orada kan dökülmez. Av hayvanları avlanmaz ve yaş bitkiler koparılmaz. Bunun
için bu şerefli beldeden bahsederken, Mekke’nin Rabbi denmiştir.
Soru:
Konuşurken heyecandan veya artistlerin rol icabı ağladığı gibi ağlayan bir
hoca, bir duanın bir tesbihin önemini anlatırken (Bu tesbihi okuyunca Arş-ı
âlânın beli çatırdar) diyor. Allahü teâlâ,
Arşı övüyor. Bu hocanın böyle söylemesi caiz midir?
CEVAP:
Caiz
değildir.
Allah’ın
Arş’a istiva
etmesi
Soru:
(Allah’ın Arş’a istiva etmesi, Allah’ın Arş’ı hâkimiyetine almasıdır) deniyor.
Zaten bütün mahlûkat Allah’ın hâkimiyeti altında değil mi? O zaman Arş niye
özellikle belirtiliyor?
CEVAP:
Allahü teâlâya göre, elbette Arş da diğer mahlûklar gibidir.
Hepsini yaratan Allah’tır, fakat Arş, farklı özelliklere sahip olup
yaratılmışların en büyüğüdür. Bunun için, Arş’a hâkimiyet bildirilmiştir. Allahü teâlânın âlemlerin, herkesin Rabbi olduğu
bildirildiği hâlde, Kur’an-ı kerimde, (Mekke’nin Rabbi) buyurulmaktadır. Yine Peygamber efendimize hitaben, (Rabbike [Senin
Rabbin]) ifadesi vardır. (Senin Rabbin) demek, âlemlerin Rabbinden ayrı
değildir. (Senin Rabbin) ile (Mekke’nin Rabbi) ifadelerindeki Rab, farklı değildir.
Farklı olmadığı hâlde, Resulullah’ın
ve Mekke’nin önemini belirtmek için ayrı ifade kullanılmıştır. Allahü teâlâ mekândan münezzehtir. Kâbe, kıymetli,
şerefli yer olduğu için (Beytullah), yani (Allah’ın evi) denmiştir. Arş
da çok kıymetli, şerefli olduğu için (Arş’ın Rabbi) ve (Arş’a istiva
etti) ifadeleri kullanılmış, yani (Arş’ı hâkimiyeti altına aldı) denmiştir.
Bunun gibi İstanbul valisi denince, Fatih’e, Beşiktaş’a Üsküdar’a karışmaz
anlamı çıkmaz. En büyük olan İstanbul söylenince, ilçelerin de valinin
hâkimiyetinde olduğu zaten anlaşılır.
İmam-ı
Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Arş,
mahlûkların en şereflisidir. Her şeyden daha saf ve daha nurludur. Bunun için,
ayna gibidir. Allahü teâlânın büyüklüğü
orada görünür. Bunun içindir ki ona, (Arşullah) denir. Yoksa Allahü teâlâya göre, Arş da diğer eşya gibidir.
Hepsi, Onun mahlûkudur. Yalnız Arş, ayna gibidir. Diğer eşyada bu kabiliyet
yoktur. Aynada görünen bir insana, (Aynanın içindedir) denilir mi? O insanın
aynaya olan nispeti, karşısında bulunan diğer eşyaya olan nispeti gibidir.
İnsanın, hepsine olan münasebeti aynıdır. Yalnız, ayna ile diğer eşya arasında
fark vardır. Ayna, insanın suretini gösterebiliyor, diğer eşya ise göstermiyor.
(2/67)