Soru: Allah mekândan münezzeh olduğuna göre, (O her yerdedir) demek caiz olur mu?

CEVAP:

Her yerde demek de, mekân tayin etmek olur. Bütün mekânları yani her yeri yaratan, Allahü teâlâdır. Yaratılan, yaratana mekân olamaz. Bunun için, her yerde değil, (Mekândan münezzehtir) demelidir. Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretleri buyuruyor ki:

(Allah her yerde hazır ve nazırdır) denirse, bunu mecaz olarak anlamak gerekir. Yani zamansız ve mekânsız, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazır demektir. Böyle olmazsa, Allahü teâlâyı zamanlı ve mekânlı bilmek olur ki, bu da caiz olmaz.

Görüldüğü gibi, (Her yerde hazır ve nazır) sözünü bile mecaz olarak anlamak gerekiyor. (Allah her yerdedir) demekse, caiz olmaz.

Soru: Allah mekândan münezzeh olduğu için, (Allah her yerdedir) demek küfür olurken, niye (Allah her yerde hazır ve nazırdır) denince küfür olmuyor?

CEVAP:

(Her yerde) demekle, mekân tayin edilmiş oluyor. (Allah her yerde hazır ve nazırdır) demek farklıdır. İkisi bir kullanılınca, (Zamansız ve mekânsız, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazır) demektir. Hazır ve nazır demek, (Her yerde her şeyi bilir, görür) demektir. Hâşâ (Mekânı oralardır) demek değildir. (Eşedd-ül-cihad)

Ama (Allah her yerdedir) denince, açıkça mekân bildirilmiş oluyor. Burada artık mecaza yer kalmıyor.

Soru: (Allah, her yerde olduğu hâlde, neden kıbleye dönüyoruz?) sualine, etkili ve yetkili biri, sadece (Her şeyin hikmetini bilemeyiz) diye cevap vermiş. Sorulan sualin yanlışlığına niye dikkati çekmemiş? Hâşâ Allah, her yerde denir mi?

CEVAP:

“Her yerde” demekle mekân tâyin etmek olur. Allah, mekândan münezzehtir. Ne gökte, ne Arş’tadır. Selefî Musab gibi, (Allah, bu âlemin dışındadır) demek de yanlıştır. Öyle demekle de, bir mekân söylenmiş olur. Mekânı olmak bir şeye muhtaç olmak demektir. O Samed’dir yani hiçbir şeye muhtaç olmadığı gibi, her şey Ona muhtaçtır. İmam-ı Rabbânî hazretleri, ikinci cildin 67. mektubunda, (Allahü teâlâ, bu âlemin içinde de, dışında da değildir) buyuruyor. Âlemin içinde veya dışında olmak, bir yerlere muhtaç olmak demektir. Allahü teâlâ, hiçbir şeye muhtaç değildir. Hayâl edilen her şey mahlûktur ve O değildir. İki âyet-i kerime meali:

(Onun benzeri hiçbir şey yoktur, O hiçbir şeye benzemez.) [Şura 11]

(Allah, onların söyledikleri şeylerden münezzehtir.) [İsra 43]

Etkili ve yetkili kişiye sorulan sualin cevabı ise şöyledir:

Arşullah, Kâbetullah, Beytullah ifadeleri, Arş’a, Kâbe'ye, o Beyt’e verilen değerden dolayıdır. Allahü teâlânın yanında kıymeti olduğu için öyle denmiştir. Allahü teâlânın, Kâbe istikametinde kendisine secde edilmesini emretmesi, Kâbe'nin değerinin büyüklüğünü göstermektedir.