Soru:
(Hazret-i Âdem zamanında ölen biri, şimdiye kadar kabir azabı çekti. Şimdi ölen
ise, ona göre daha az azap çekecektir. Bu Allah’ın adaletine uygun mu?)
deniyor. Önce ölmek suç mudur?
CEVAP:
Önce
ölmek niye suç olsun ki? Allahü teâlâ,
hiç kimseye fazla ceza vermez. Hattâ günahların çoğunu da affeder. Hadis-i şerifte, (Kabir ya Cennet bahçesi veya
Cehennem çukurudur) buyuruluyor. Hazret-i Âdem zamanında ölen biri sâlih ise,
hep Cennet bahçesindedir, kabirde çok kalmasının onun için hiç mahzuru olmaz.
Ölen kâfir ise, kabirde çeşitli azaplara maruz kalır. Kabir azabı, Cehennem
azabı yanında çok hafiftir. Ölen günahkâr Müslüman ise, çektiği kabir azabı
günahlarına kefaret olur. Kabirde çok kalır da, çektiği azap sebebiyle günahı
kalmazsa, dirilirken günahsız olarak dirilir.
Azap
kimine çok hafif, kimine çok ağır yapılabilir. Hazret-i Âdem zamanında ölen
birine çok hafif azap yapılsa, mesela birine pire ısırır gibi azap olsa,
diğerine iğne sokulur gibi olsa, dün ölene de bıçak saplar gibi, kılıçla doğrar
gibi azap olsa, hangisi daha çok sıkıntı çeker? Hiç kimse günahından çok azap
çekmez. Hiç kimseye zerre kadar haksızlık yapılmaz. Birine her gün bir sopa
vurulsa, ötekine de her saat başı sopa vurulsa, aynı gün ölmelerine rağmen
ikisi farklı azap çeker. Demek ki, kabirde çok kalmak, çok azap çekmeyi
gerektirmediği gibi, az kalmak da, azap çekmeye mâni olmuyor. Herkes günahı
kadar ceza çekiyor.
Kabir
azabına inanmayan bazıları da, (Hesap görülmeden ceza verilmez. Verilmesi,
mahkemeye çıkmadan karakolda dayak atmaya benzer) diyorlar. Bunlar hâşâ Allahü teâlânın, onların suçlarını bilmediklerini
mi sanıyorlar? Hiç mizan kurulmasa da, yine cezaları bellidir. Kiramen kâtibin
denilen melekler, amellerimizi, nasıl olduğunu bilmediğimiz şekilde, sanki
kamera gibi bir alete kaydediyor. Bütün uzuvlarımız, işlediğimiz suçlara
şahitlik yapacaktır. Hiç kimse suçunu inkâr edemeyecektir.