Soru:
(Kişinin dini arkadaşının dini gibi olur. Öyle ise, kiminle arkadaşlık
yaptığınıza dikkat edin!) hadisi bana ters geldi. Biz bir ateistle veya bir
Yahudi ile arkadaşlık ediyorsak, biz de onun gibi mi oluruz? Yahut o bizim gibi
mi olur? O kendi dininde, biz kendi dinimizde kalamaz mıyız?
CEVAP:
(Hadisin
açıklaması nedir?) diye sormalı, (Bana ters geldi) demek uygun olmaz.
Seyredilen TV, dinlenen radyo, okunan internet sitesi, gazete ve kitap da birer
arkadaştır. Bunlar kötü olursa, insanın dinini de, dünyasını da yıkar. Çünkü
ahlak, bulaşıcıdır. İyi ahlak da, kötü ahlak da bulaşır. Bu yüzden, iyi arkadaş
seçemeyen, mahvolmaya mahkûmdur. Arkadaş, bir aynadır. (Bana arkadaşını söyle,
kim olduğunu söyleyeyim) sözü meşhurdur.
İyi
arkadaş, dini ve maksadı aynı olan ve Allah rızası için sevilen, sâlih kimse
demektir. Yediği içtiği ondan ayrı gitmez. Onun için malını, hattâ canını feda
eder. Yoksa iş veya mesai arkadaşı demek değildir. İyi kimse kötüyü, mümin
kâfiri sevemez. İyi ile kötü, ateşle su veya ateşle barut arkadaş olamaz. Biri
diğerine zarar verir. Ateş barutu yakar, su da ateşi söndürür. Hristiyan’la
Müslüman da arkadaş olursa, ya Müslüman dininden çıkar veya Hristiyan Müslüman
olur.
Müslüman
biri, bir dinsizi veya başka gayrimüslimi
kesinlikle sevemez. Sevebiliyorsa ya imanı çok zayıftır veya o da dinsizdir.
Herkes, sevdiği kimselerle arkadaş olur. Bir Müslüman, bir dinsizin
dinsizliğini sevse, Müslümanlıktan çıkar. Dinimizde hubb-i fillah ve buğd-i
fillah vardır. Yani sevmek de, sevmemek de Allah için olmalı. Müslüman, Allah
düşmanlarına düşman, Allah dostlarına dost olur. Bir dinsiz, iş arkadaşımız
olabilir, yol arkadaşımız olabilir, ama can dostumuz olamaz.